11

250 20 11
                                    

(Hei)

Bizi çekiştiren adamlar fırsattan yararlanıp kızlarla benim rahatsızlık verecek yerlerime ellerlerken erkeklerin sinirlenmesi ve atağa geçmesi sonucunda ellerinden kurtulduktan sonra Hyunjin arkasına almıştı hemen beni.

"İyisin, değil mi papatya?"

"İyiyim, teşekkürler."

"LANET OLSUN, BURADA OLACAĞIMIZI NEREDEN ÖĞRENDİNİZ?!" Chan sinirden belli damarlarıyla böyle kükrediğinde kasaba normal olarak ayağa kalkmıştı.

"Bunu o masum sandığınız tilki gözlü Jeonginciğinize sorun bakalım ne cevap verecek?" Adamın bunu diyip pis pis sırıtmasıyla bütün bakışlar onu bulmuştu.

"N-ne diyorsun sen?!" Jeongin'de inkar edici bu tavırlarını sunarken aslında biraz mantıklı gelmişti yerimizi Jeongin'in söyleme ihtimalinin olacağı. Sonuçta buraya gelme fikri ondan çıkmıştı.

"Hm.. mesela anlaşma yapmamızdan başlayabilirsin. Biliyordun, o iğneyi normalde haftalar sonra yapmamız gerekirken Hei gelir gelmez yapmamız Hyunjin'in sinirlenmesine ve her yeri yerle bir edip kaçacaklarını biliyordun. O yüzden anlaşma yaptın bizimle." Diye olayın özetini anlattı adam.

"Ne..? Bunlar doğru mu Jeongin?!" Hyunjin'de Chan gibi böyle kükreyince bile Jeongin'in sessiz kalması açıklamıştı her şeyi.

"Aman tanrım Jeongin!" Yeji'de oldukça sinirlenince şuan tek odak noktamız Jeongin olmuştu.

Hyunjin sinirlenip kanatlarıyla adamları savurduğunda öncelik olarak güçlerini kullanabilen Chan, Minho ve Changbin'i kurtarınca üçü bie olup bütün adamları uzaklaştırmıştı bizden.

5 dakikada Jeongin gücüyle zor da olsa adamı etkisi altına alıp diğer adamları da evde bir odaya kilitlemiştik. Baygınlardı zaten.

"Şimdi öncelikle.." diye lafa başladı Chan. Her ne kadar Jeongin'i sevip ona güvenseler de her insanın güveni sarsılırdı bu olaydan.

"Neden bunu yaptın?" Dedi Chan cümle devamında.

"Ben.. eğer bunu yapmasaydım görüşemezdik! Eğer öyle olay çıkarmasaydım o lanet olası odanın kapısından dışarı adım atamazdım! Hyunjin kavgayı çıkardığı an evrak odasına girip güçlerinizi öğrendim. Ona göre hareket ettim."

"Gücünü değiştirip kendin kaçabilirdin Jeongin-" Seungmin lafını böyle devam ettirince Seungmin'in lafını kesti Jeongin;

"BU LANET GÜCÜ KULLANMAK KOLAY DEĞİL AMA SEUNGMİN! HER GÜÇ DEĞİŞTİRDİĞİMDE ÖLME OLASILIĞIM ARTIYOR! GÜCÜMÜN NE KADAR ÖLÜMCÜL OLACAĞI AKLINIZA GELMEDİ Mİ?!" Jeongin ince parmaklarını saçına geçirip koltuğa oturdu.

"Farkındaysanız o güçlerin sahibi olmak için deneylere maruz kalıyorsun. Her güç değiştirdiğimde o gücüm sahibinin güçlerini kazanması için sıkılan ilaç maddeleri benim vücüduma da işliyor. Her güç değiştirdiğimde o maddeler ne kadar canımı yakıyor haberiniz var mı sizin? Şuan vücudumda toplam 10 madde bulunuyor." Bu olasılık hiç birimizin aklına gelmemişti.

Haklıydı..

"Tamam özür dileriz Jeongin sinirlenmene gerek yok ama.. bu sıvılar vücudundan çıkabilir mi?" Diye sordu merakla Lia.

"Bilmiyorum. Çıkamaz herhalde.."

"Benim bu konuşmadan içim bunaldı yaa! Hadi odalara geçin!" Yuna'da böyle yakınınca mecbur konuşmamız yarıda kesilip odalarımıza geçmiştik.

"Üst baş almadım ben!" Yeji'nin şaşkınlıkla gözleri irice açılırken gülümsedi Chaeryeong'da.

"Ben sizce o kadar saat bu çantada ne taşıdım akıllılar sizi!"

"YA TEŞEKKÜRLEF CHAERYEONGG!" Chaeryeong kıyafetleri bize verdiğinde hepimiz arkamızı dönüp giyinmeye başlamıştık. Yuna'da ortadaki 2 kişilik yatağa yatıp sinsi bakışlarını bana yönlendirmişti.

"Hei otur bakiyim şuraya. Gelin sizde kızlar."

"Noldu?" Merakla diğer kızlar da yatağa kurulduğunda konunun ben olduğumu anladığımdan çekingenliğimle oturdum yatağa.

"Hei sen Hyunjin'e aşık mısın?"

"ÖHÖM ÖHÖM ÖĞK!" Yeji sırtıma vurarken bir yandan da Yuna'yı azarlıyordu;

"Oha Yuna bir anda öyle sorulur mu kız ölecekti"

"Konu aşk olunca eski Yuna'yı unutun arkadaşlar."

"Kızlar Yuna shipper moduna girmiş anlaşılan Hei'nin bu durumdan kurtulma şansı yok" diyerek kıkıradı Chaeryeong.

"Ya of.. nasıl desem ki.. aşık değil de hoşlantı. O da ucundan" off kimi kandırıyosun Hei sırılsıklam aşıksın işte!

"Hııı ben de Yuna olarak inandım buna. Normal Yuna modum inanırdı belki ama Shipper modumdaki Yuna yemez bunları"

"Senden korkulur Yuna." Dedim gülerek.

"Hadi hadi anlat ne zaman aşık oldun?"

"Benimle birlikte uyumaya başladığı zam-"

"BİRLİKTE Mİ UYUYORSUNUZ?!" hepsi bir ağızdan bağırınca kimin ağzını kapatacağımı şaşırdığımdan en yakınımdakini kapatıp sesi biraz da olsa azaltmıştım.

"Ya off! Utandırmayın benii!"

"Detayları anlat!" Diye heyecanla konuştu Lia'da.

(Hyunjin'den)

Odaya girer girmez üstümüzü değiştirdiğimizde birden bire anlamadığım bir sorguya çekilmiştim bende.

"Pişt aşıksın dimi Hei'ye."

"N-ne alaka Chan ya!" Jeongin'de bize garip bi gülümseme sunduğunda kaşlarını kaldırıp indiriyordu.

"İtiraf et artık!" Dedi Changbin'de.

"Off tamam evet aşığım, hem de sırılsıkram aşığım! Yanıp tutuşuyorum aşkımdan! Oldu mu?"

"Oldu! Hahayt! Biliyordum işte! Biz orada tartışırken gözünün tek kaydığı Hei'idi."

"Ne alaka Seungmin ya. Senin de sürekli Chan'a kayıyo ama sen ona aşık mısın?" Seungmin kızarıp sessiz kaldığında gözlerim irice açılmıştı.

"NE CİDDİLİ Mİ?!"

"ÖHM ARTIK YATALIM DİMİ UYKUM GELDİ BENİM HAHAHAHAHAHEHEHEH" diye konuyu değiştirmeye çalışmıştı ve başarmıştı da. Chan bunu duyunca kızarıp utandığı için hepimizi azarlayıp zorla uyuttuğunda konu kapanmıştı.

Gerçi ben pek uyuyamıyordum da neyse...

(Hei'den)

(Saat gece 02.38)

Uyuyamamış, aynı zamanda da susamıştım. Sessizce yataktan çıkıp mutfağa ilerlediğimde ise mutfak ışığının açık olduğunu fark ettim.

Mutfağa girdiğimde ise saçı başı dağınık Hyunjin ile gözgöze geldim.

"Selam?"

"Selam?" Diye cevapladım.

"Uyuyamadın sanırım?" Dedi gülümseyerek.

"Evet.. susadım da." Hyunjin benden önce davranıp bardağı almış ve suyu doldurup bana uzatmıştı. Bu şapşal hali beni güldürüyordu.

"Teşekkürler Hyunjin." Bardağı alıp suyu bitirdiğimde ses çıkarmamaya özenerek tezgaha koydum.

"Neden uyuyamadın bu arada?" İçimdeki meraka yenik düşüp aniden sormuştum bu soruyu.

"Seni düşünmekte- eeeaa yani yolda uyudum ya yetti bana o uyku." Bunu dediğinde baştaki cümleyi anlamamla kızarmıştım.

"Kızardın... offf anladın ya!" Utançla başımı salladığımda Hyunjin kolumu tutup beni kendine çekti bir anda.

"Anladıysan uzatmaya gerek yok o zaman, hm?" Bunu söylerken yavaşça bana yaklaşıyor, aynı zamanda da gözleri dudağımda geziniyordu.

"Hyunjin ben... seni seviyorum.."

---------

Diğer bölümü daha da heyecanla bekleyeceksiniz spsöaşsçşaçw

505|Hwang HyunjinWhere stories live. Discover now