18

215 17 9
                                    

Hayır olamaz, hayır imkansız.

"Yalan söylüyorsun Hyunjin."

"Yalan değil papatya.. birden buldu bizi... ilk başta kavga ettik zaten. Yaptıklarından çok pişman olduğunu falan söyledi ve bizi evlerinden birine yerleştirdi. Umm ayrıca diğer laboratuvarların işini o halledecekmiş."

"Ne yani o mu patlatacak?"

"Aynen öyle"

"Güvenmiyorum ona."

"Bende Hei'm.. bende. Ama mecburuz burda kalmaya, değil mi? Annen bizi bir okula kayıt yaptırdı bile. Yaklaşık 5 gün sonra falan da okullar açılacak."

"Bu olaylar nasıl bu kadar kolay gelişti anlayamıyorum.."

Kapının tıktıklanmasıyla gözümüzü kapıya dikmiştik.

"Giiir"

İçeri giren kişi anne demeye utandığım 2. Kadındı.

"Uyanmışsın..."

"Evet."

"Bak ben özür dilerim Hei.. her şeyden sonra seni gelip almaya çalıştım ama ölümle tehdit ettiler beni. Yapamadım.. beni affet nolur."

Göz yaşı dökmeye başladı birden.

"Madem o laboratuvarları patlatacak gücün var, bizi oradan alacak gücünde vardı!! Ne değişti ha?! Bunları söylemen bizim yıllarca acı çekmemize engel mi oldu, HAYIR!"

"özür dilerim. Affetmek sana kalmış.. haklı olduğun için bir şey söylemek bana düşmüyor. Benim hatamdı seni oraya göndermek."

Hayır aslında. Ben oraya gidip Hyunjin ile diğerleriyle tanışmaktan memnundum. Ama sadece normal bir hayat sürüp, okul veya park gibi normal çocukların eğlendiği yerlerde tanışmayı daha çok isterdim.

Affetsem mi bilemiyorum... aslında onunda suçu değildi... zorundaydı, beni oraya bırakmasaydı illa ki açlıktan ölebilirdik.

"Bana zaman versen bari?" Dedim anlık bir kararla.

Kafam çok karışıktı. Bu karışıklığı ortadan kaldırıp doğru düzgün cevap vermeliydim.

"Cidden mi?!- yani şey... pekala kızım bekliyor olacağım."

Çıktı odadan... ben hâlâ kapıya bakarken Hyunjin konuşmaya başladı bir anda.

"Affedecek misin?"

"Sanırım evet..."

"Umm iyi haber öyleyse? Aşağıya inip kahvaltı yapmaya ne dersin? Chan bize güzel mi güzel bir kahvaltı hazırlayacağını söyledi- hop, hop kendin kalkmaya çalışma!"

Kalkmaya çalışırken sendelediğim için Hyunjin belimden kavrayıp kendinden destek almamı sağlamıştı.

"Ahah pardon ve teşekkürler.. hadi aşağı inelim zaten acıkmıştım."

"Sen nasıl istersen papatyammm"

Aşağı sonunda bir şekilde indiğimizde herkes masanın etrafına oturmuş kahvaltıya başlamak için bizi bekliyorlardı.

"Günaydınlar, uyuyan prenses sonunda uyanmış?"

"Tabii ki uyanacağım. Bu arada ben böyle işlerden Minho'nun sorumlu olduğunu sanardım?"

Dedim bir yandan sandalyeye otururken. Hyunjin'de karşımdaki sandalyeye oturmuştu.

"Yanii evet zaten ben sorumluyum ama bu sefer Chan yapmak istediği için o yaptı. Sonuçta onun da eli lezzetli. Tabii Felix ve benimki kadar olmasada hehe"

505|Hwang HyunjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin