20

184 15 7
                                    

Bu mektubu okumamın üzerinden 3 saat geçmiş. Eve gelmiştim.

Anlaşılana göre Hyunjin derslere de girmemişti. Bang Chan ise Hyunjin'in utandığına dair fikirler yürütüyordu.

"Hadi ama Hei, neşelen!" Dedi Yeji bileğimden çekip beni onlarla birlikte dans etmeye zorlarken.

Annem biz sıkılmayalım diye ve Hyunjin'in sesi güzel olduğu için karaoke makinası almıştı.

"Amaaan be kızım! Eninde sonunda bu eve gelmeyecek mi? Bütün gece sokakta uyuyacak hali yok ya?" Dedi Kai'de Soobin'i tıpkı Yeji'nin beni dans etmeye zorlaması gibi zorlarken.

"Ya bilmiyorum ki... bu da biraz yüzsüzlük değilmi? Sevdiğini söyleme cesaretin varsa neden karşına çıkmıyorsun ki-"

"Sesi keser misiniz, Hyunjin'i arıyorum. Burda olduğunuzu belli etmeyin yoksa cevap vermez- heh alo Hyunjin?" Dedi bir yandan kitabını bırakıp telefonunu kulağına tutarken Yeonjun.

Hyunjin aramayı açar açmaz Yeji, Kai ve ben Yeonjun'un kulağına yaslanmış, konuşmalarını dinliyorduk.

"Nerede kaldın lan"

"Şuan geliyorum, yoldayım ama bu sırada Hei'yi odada tutar mısınız? Şey...utandığımdan değilde...OF NEYSE YA UTANIYORUM İŞTE"

Yeonjun derin bir iç çekti

"Oğlum böyle utanacaksan neden onu yazdın ki?"

"Bilmiyorum abi işte bilmiyorum! Rahatladım ama karşısına çıkacak cesaretim yo-"

"Neyse tamam tamam hadi bay" ve kapattı...

"Deli misiniz nesiniz hepiniz sırnaştınız kedi köpek gibi"

"O değilde... BÜYÜK OLAY VAR OLAY YEHUU" dedi Kai bağırarak

"MAL MISIN BÜYÜĞÜNÜN DE BÜYÜĞÜ VAR HEMDE" dedi soobin'de bir anda canlanarak

"Ben odaya çıkıyorum gelince söylersiniz"

Onlar beni onaylayınca hemen odama geçtim ve kapımı kapattım. Acaba saat kaç gibi gelirdi veya yarın okulda ne derdi..

(2 saat sonra)

Koskoca 2 saat geçmişti, geçmişti evet ama hâlâ Hyunjin evde değildi. Belki gelmişti de ben duymamıştım.. yani umarım.

Merakla odamda bekliyordum, belki gelirse duyarım diye ve sonunda kapı çalmıştı.

"Sonunda geldim!"  Diye mızmızlandı aşağıda.

"Hei odasında değil mi-"

"Hayır buradayım" dedim üst katta merdiven korkuluklarına yaslanırken.

Yüzü utanmış biçimdeydi, sanki her an olduğu yerden fırlayıp utançtan kendini tuvalete kilitleyecek bir yüz ifadesiyle beni izliyordu.

*bende seni seviyorum" diyi verdim bir anda. Herkes şok olmuş, ikimizi izliyorlardı.

"Ne bakıyorsun öyle? Merak etme bunu söyledikten sonra utanıp senin gibi saatlerce eve gelmemezlik yapmayacağım."

"Bi saniye...cidden beni seviyor musun?-"

"Evet" dedim hiç düşünmeden.

Hyunjin gülümseyip merdivenlere koştu ve bana sımsıkı sarıldı.

"Çok mutluyum.."

O gün sevgili olduktan sonra sonraki yıllarımız gayet normal geçmişti.

Tabii Beomgyu'nun müdürün kafasına muz fırlatmasını, Hyunjin'in tuvaletteki kol kadar boku görmek için erkekler tuvaletinin kapısını Beom'un kafasına geçirmesini, Jeongin'in kendini yanlışlıkla depoya kilitleyip 7 saat boyunca orada örümceklerin beden dilini çözmesini ve bu yıllarda Yeonjun'un müdüre 9272928191 kere sövüp 928181716151718 kere okul değiştirmesini saymazsak.

505|Hwang Hyunjinحيث تعيش القصص. اكتشف الآن