12

223 19 18
                                    

Biraz endişeliydim aslında.. 12 yaşındakdık ve öpüşmek için erken olduğunu düşünüyordum. Erkendi de zaten.

Nefeslerimiz birbirine karışmaya başlıyordu ve her nefes verdiğinde endişem artıyordu.

"Üzgünüm.." bunu demesiyle daha da yaklaşması bir olmuştu. Birimiz konuşsa dudaklarımızın hareketinden birbirlerini değerdi.

Tabii cırtlak ses bunu bölmeseydi değerdi;

"AAAAAAAAAAAA!"

Jeongin'in yunus çığlığı yapmasıyla Hyunjin ile irkilerek ayrılmıştık birbirimizden.

"KIZIN NAMUSU ELİNDEN ALINIYO VAH VAH BİZ BUNLARI DA MI GÖRECEKTİK!"

Şimdi ise yaşlı bir teyze gibi yakınırken komik duruyordu.

"YA JEONGİN BUNU YATMADAN ÖNCE PLANLAMIŞTIK!"

"YA SEN DEMEMİŞ MİYDİN İŞLER KÖTÜYE GİDERSE YARDIM ET DİYE!" Jeongin ile Hyunjin küçük bir tartışma başlatınca bayılan eski(?) Laboratuvar çalışanları da kendilerine gelmiş olmalıydılar ki kapıyı tekmeliyorlardı.

"Ama işler kötüye gitmiyordu Jeongin!"

"Aa tamam yarın öpersin olur biter hadi şimdi odaya geç zaten Chan gönderdi beni buraya göz yumamazmış kızın namusunun elinden gitmesine." Bunu demesiyle ilk ben kaçmıştım odama. Tabii bütün kızlar uykulu gözlerle odayı incelerken ben kapının önüne çökmüş kalp ritmimi düzenlemeye çalışıyordum.

"Ne oldu Hei? Çok... Kızarmışsın- aman tanrım kızarmışsın yoksa hasta mı oldun!" Yeji yataktan fırlayıp yanıma yaklaştı ve elini alnıma koydu.

"Cayır cayır yanıyosun Hyunjin'i çağırayım bekl-"

"HAYIR!" Hemen odadan çıkmaya hazırlanan Yeji'nin bileğini kavradım heyecanla. Valla tutmasam gidecekti.

"Hayır, ben biraz daha aksiyonu kaldıramam Yeji kusura bakma"

"Ne aksiyonu be? İki dakika su içmeye kalkıp geldin hem. Ne aksiyonu?"

"Off özet geçicem sakın bi daha anlat deme veya yorum yapma yoksa valla şuracıkta ölüp giderim!"

"Tamam tamam hadi anlat noldu."

Yeji de yanıma oturunca elimi kalbime bastırıp konuşmaya başladım;

"Ya normal bi şekilde su içmek için mutfağa gidiyordum sonra ışık açıktı ve mutfakta Hyunjin vardı. Ben de bişi olmaz diyip girdim tam bardak alıp su doldurcaktın ki Hyunjin doldurup bans verdi içtikten sonra da beni kendisine çekti... Tam.... Öpecekti ki Jeongin yunus çığlığıyla bozdu sonra ikisi tartıştılar. Ben de kaçtım odaya."

"Neee! Sabah ağzına şıcıcam ben bu çocuğun var ya öff! Ama sizde küçüksünüz biliyosunuz dimi?"

"Yeji 11 yaşındasın sen de daha."

"E tamam olabilir ama ben gidip erkekle öpüşüyor muyum?"

"Ya ben de öpüşmedim ki!"

"AAA Bİ SUSUN BE! BU OLAYDAN SONRA BEN BAŞKA KONUŞMALARI KALDIRAMAM NE HAKKINDA OLURSA OLSUN!" Yuna ikimize de kızarken kendini geri yatağa atmış, benim odaya ilk girdiğimdeki gibi gözleri irice açılmıştı.

Bir kaç saniye öyle durduktan sonra ise ağlamaya başladı.

"Yuna neden ağlıyorsun??" Yanındaki Chaeryeong Yuna ile ilgilenirken bize anlamaz bir bakış atmıştı. Sonra ise dudaklarını hareket ettirirken şunları demişti;

'ya Hyunjin'den hoşlanıyorsa?'

Hayır... Umarım öyle bir şey olmazdı çünkü Yuna'yı kardeşim gibi seviyordum. Bi erkek yüzünden üzülmesini istemezdim.

"H-hayır be-ben sadece duygulandım! Best shipim gerçek oluyor sandım v-ve aynı zamanda Hei'nin bu yaşta namusu gidecek diye ç-çok korktum!"

Aha Jeongin kopyala yapıştır 2

"Ne- İSBSKSHSKSNSİSBAİDBS" Yeji büyük bir kahkaha patlattığında bir anda korkmaya başlamıştım.

Konu ile alakasızdı ama ben Hyunjin olayını umursamıyordum şuan.

"Kızlar adamlar Jeongin'in yunus çığlığına uyanmış olmalılar ki kapıyı tekmeliyorlardı. Kapı tahta ve şuan kesildi sesler... kapı kırılmaz değil mi? Aramızda erkekler harici güç kullanmayı bilen yok!"

Yuna yaşlı gözlerini silerek konuşmaya başladı;

"Ağhh Hei o iğnenin sana güç kazandırması lazım hatırlasana-" Chaeryeong sanki Yuna ağzından yanlış bir şey kaçırmış gibi onun sırtına sert bir şekilde vurduğunda Yeji ise donmuş biçimde onlara bakıyordu.

"Yuna! Özellikle bahsetme dememiş miydik?!" Lia'da Yuna'ya kızınca gece görüşü kazandığımı hatırlamıştım.

"Kızmasanıza kıza. Aslında ben gece görüşü kazandım ama onun dışında bir şey kazandığımı sanmam."

"Aa o zaman pençelerinin olması lazım-"

"YUNAAA!" Hepsi bir ağızdan bağırdığında yan odadan Jeongin'in gücü etkisinde olan adam 'sessiz olun azıcık beh!' Diye bağırmıştı.

"Off ne ya dosyalardan okudum. Gece görüşü kazanan kişilerin pençeleri de oluyormuş. Denesene Hei!"

"Sabah denerim Yuna. Şu an hiç halim yok."

Yerden kalkıp yatağıma uzandım. Bu gece inanılmaz bir geceydi. Hayatımda bu kadar aksiyon yaşamamıştım vallahi!

(Sabah)

Sabah Changbin'in 'açım ben yemek verin bana' diye bağırmasıyla uyanmıştık.

Zaten odadan çıktığımızda da odaya kilitlediğimiz adamlar camdan atlayıp kaçmıştılar. Eminim birinin bacağı kırılmıştır çünkü cam alçak değildi.

Sırf sabah Changbin için aceleyle çıkmıştık çünkü evde yemek hiç bir şey yoktu ve eğer Changbin biraz daha aç kalsaydı hepimizi öldürüp çiğ çiğ yiyebilirdi.

Arabaya bindiğimizde ise Hyunjin çekingenlikle konuşmuştu;

"Hei dün gece için rahatsız olduysan kusura bakma biraz hızlı davrandım sanırım."

"Ne yani pişman değilsin de sonra mı öpecen?" Chan tek kaşını kaldırıp ciddiyetle bu soruyu yönelttiğinde Hyunjin'de elini çenesine koyup düşünüyormuş gibi yapmıştı.

"Hm.... evet doğru analiz" kızarmaya başlamıştım ve çok pis sıcak basmıştı.

Bu cevabı üzerine hemen camı açıp nefes almaya çalışmıştım.

"Sahte çekingenliğini yidigim Hyunjin. Bak aklım sürekli yemeğe kayıyor.. neyse, KENDİNİ DE YEDİRTMEDEN ŞU SÜRÜCÜ KOLTUĞUNDAKİ KRAL JİSUNGUMUZU DA UYANDIR DA GİDELİM ŞURDAN."

"Aa ne ara uyumuş la bu"

Hyunjin Jisung'u uyandırıp arabayı sürmesi için uyardığında sonunda kasabadan çıkmıştık. Arka koltukta herkes birbirleriyle konuşurken ben de dün o pençe işini düşündüğümden elimi kurcalıyordum.

"Pist Hei." Changbin kulağıma eğildi.

"Şuradaki çocuklar.. benim açlığımdan daha tehlikeli duruyorlar. Sence?" Changbin'in bunu demesiyle gösterdiği yere bakmış, dün kasabada bizi yakalamaya çalışan adamlardan birini boğmaya çalışan 1 çocuk, yanlarında da 4 başka çocuk görmüştüm.

"Çocuklar.." dedim hâlâ odaklandığım yere bakarken.

"..arabayı durdur Jisung sanırım bizdenler." Jisung bir an afallasa da mecbur arabayı durdurmuş, camları indirip görüş açımızı daha da açmıştı.

"LANET OLSUN HWANG HYUNJİN VE DİĞERLERİ NEREDE DEDİM?!" Adamı boğazlayan çocuk böyle kükreyince bir an hepimiz göz göze gelip daha da dikkatli izlemeye başlamıştık.

"B-bilmiyorum daha d-dün Profesörün evinde kalmışlardı. N-nolur beni affedin-"

"Txt... bize txt demelisin sonuçta laboratuvarda meslektaşlarınız bize o ismi takmıştı"

505|Hwang HyunjinWhere stories live. Discover now