6

299 23 11
                                    

Yataktan kalkmış, yüzümü yıkamış, tavşanlı terliklerimle salona ilerliyordum. Bu gün Hyunjin giderken kalkamamıştım maalesef..

Salona girdiğimde her zamanki gibi Hyunjin'i göremeyeceğim için yüzüm düşmüştü-

"HYUNJİN?"

Mutfaktaki sandalyeden fırlayıp hemen yanıma geldi.

"Günaydın papatyaa!"

Bir anne ile, bir Hyunjin ile bakışıp duruyordum. Uyku sersemi olduğum için sağlıklı da düşünemiyordum.

"Kafayı yedim herhalde... Hyunjin sen gerçek değilsin dimi sabah saat 6'da yine beyazlar içine bürünüp evden ayrıldın-"

"Ahahaha.. hayır Hei kafayı yemedin buradayım."

"Nasıl beeeğ"

"Hmm bir düşüneyim.. mesela... bu gün özel bir gün olduğu için gitmemiş olabilir miyim?~"

Anne gülünce bende otomatik olarak ona dönmüştüm. Ona sorarcasına baktığımda iki elini yana açmış bilmediğini belirtmişti.

"Neyse anlarsın şimdi sen uyku sersemisin hâlâ. Hayır, anlamıyorum ilk defa yüzünü yıkayınca nasıl bir insan uyku sersemi kalabilir?"

"Tch.. alındım.. sanki bu bir nefret göstergesi gibi geldi."

"Ne alaka yaa?"

"Hadi çocuklar konuşacaksanız salonda konuşun-"

"Anne biz parka gidiyoruzz!~"

"Tamam geç kalmayın!"

Hyunjin elimden tutup hızlıca partka götürmüştü beni. Uzun süre salıncakta salladıktan sonra bize yaklaşan Changbin ile Minho'nun yüksek sesini duymaya başlamıştım.

"YAAAH! DWAEKKİ DEĞİLİM BEN!"

"AMA O TAVŞANLI TACI TAKINCA DWAEKKİ OLUYORSUN!"

"NE YANİ BEN O TACI TAKMADIĞIM ZAMAN DOMUZ MUYUM?"

"EVET!"

Beni salıncakta sallayan Hyunjin salıncağı biraz yavaşlatıp yanımdaki salıncağa oturdu.

"Geldiler yine baş belaları.."

Bıkkınlıkla söylemesine karşı gülüp arkamı döndüm.

"Sizde mi gitmediniz oraya hmm?"

"Hayır tabii ki bu günü kaçıramazdık!"

"Hangi gün hâlâ anlamadım."

"Bu günü unutacak kadar geri zekalı olduğunu bilmiyordum."

Diye lafa atladı arkadan çıkan Ryujin.

"Ağhh dışlanmış hissediyorum."

"Sen Jeongin'i görmedin eskide-"

Ağzından yanlış bir şey kaçırdığını anlayınca sustu Seungmin.

Hay aklına, ağzına, götüne kurban olduğumun Seungmin'i..

"Ee... şey.. Chan Hyung siz gidin hadi."

"Nereye?"

Dedim aklımdaki soru işaretlerine bir son vermek istediğimden dolayı.

"Senin annen çağırdı bizi ahahaha biz gidelim o zaman?"

"Tamam Chan Hyung hadi gidin."

Gerginlikle hızlıca yolladı yanımızdan hepsini.

-1 saat sonra-

"Ya Hyunjin neden konuşmuyorsun 1 saattir? Hem Chan Hyung'lar neden hâlâ gelmedi kaç saattir?"

505|Hwang HyunjinWo Geschichten leben. Entdecke jetzt