cinq

192 14 8
                                    

Roseanne bir anda bana doğru atıldı ve beni öpmeye başladı.

Beynim bir anlığına durmuştu sanki. Şu an, bu olanlar gerçek miydi?

Saniyeler içinde kendimi toparladım ve öpüşüne karşılık vermeye başladım.

Nefesimiz kesilene kadar öpüştükten sonra ayrıldık birbirimizin dudaklarından.

Gözlerinin içine bakıyordum. Şimdi ne olacaktı?

"Ben de seni seviyorum, Lalisa..."

Şok olmuştum.

Şu an benim için çok mutlu ama bir o kadar da şaşırtıydı.

Aşkla bakıyordu bana. Birbirimize daha söyleyeceğimiz çok şey vardı ama şu son anlarımızda, ikimiz de gözlerimizle konuşmayı tercih ediyorduk. Gözlerimizden okunuyordu çünkü duygular.

Biz birbirimize aşkla bakmaya devam ederken tam arkamızdaki Roseanne'nin bungalovunun kapısı açıldı ve içeriden sinirli bakışlarla Roseanne'nin ablası çıktı.

Onu daha önce birkaç kez görmüştüm, biraz huysuz bir kızdı. Ben bizi gördü mü acaba diye düşünürken o Roseanne'ye doğru döndü ve...

"Roseanne! Nerede kaldın bu saate kadar? Çoktan çıkmış olmamız gerekiyordu, uçağa yetişeceğiz!" dedi gözlerinden alevler fışkırarak.

Bizi görmemişti ama şimdi Roseanne'den ayrılmam gerekecekti.

Roseanne yine duygulu gözlerle bakıyordu bana şimdi.

Ablasının devam etmesi üzerine o içeri girdi, birkaç dakika sonraysa ellerinde valizlerle çıktılar.

Onları çıkışa kadar yolculadım,
Roseanne ile son bir kez sarılırken kulağıma "İletişimde kalacağımıza söz veriyorum Lalisa..." diye fısıldadı.

Bense "Seni özleyeceğim, Roseanne..." diye cevap verdim.

Sonra o dünyaları içinde bulduğum güzel gözlerine son kez bakıp ondan ayrıldım.

reflections - chaelisaWhere stories live. Discover now