seize

140 14 14
                                    

Yazarın Notu : Ciğer sökecek bir bölüm geliyor, bu bölümden sonra işler değişebilir...

Lalisa'nın hislerini daha iyi anlayabilmek için medyaya göz atmanızı öneririm.

Ayrıca ficle ilgili attığım postları ve yeni bölümleri görebilmek için beni takip ederseniz sevinirim <33

Ben anıların etkisinden çıkamamışken, Rosé beni dürttü ve "bir şey mi oldu?" diye sordu. Şarkıyı da hatırlamamıştı sanırım.

Kendime gelmeye çalıştım ve sorun olmadığını söyledim. Bu bir yalandı.

Daha fazla konuşmadan projenin üzerinde çalışmaya döndük. Bir süre daha çalıştıktan sonra Rosé'ye döndüm ve ;

"Ne yapsak? Benim şimdi bir dersim var, ama projenin bu bölümünü bu gün bitirmemiz gerekiyor."

"Kaç saat sürecek dersin?"

"1 saat."

"O zaman ben seni burada bekleyeyim, sen dersine gir ve sonra geri gel, devam ederiz. Olur mu? Yorgun olursan başka zaman da devam edebiliriz."

"Senin için sorun olmaz mı?"

"Hayır, problem değil."

Böylece ben dersime geçtim ve o da beni kafede beklemeye başladı. Dersim bittikten sonra toparlandım ve kafeye doğru yürümeye başladım. Oraya geldiğimde Rosé aynı masada oturuyordu, telefonuyla ilgileniyordu.

"Hey!"

"Hoş geldin! Devam edelim mi?"

"Şey, senin için de uygunsa bana geçelim mi? Uzun bir gün oldu, hem ben yorgunum, hemde orada daha rahat oluruz."

"Yani, rahatsızlık vermeyeceksem..."

"Hayır, tek yaşıyorum zaten. Evim yakın." dedim gülümseyerek.

Kafeden kalktık ve evime doğru yürümeye başladık. Evim 10 dakika mesafedeydi. Yolda çok konuşmadık, sessizce yürüdük sadece. Bense bu sırada onu evime davet ederek doğru bir şey mi yaptım diye sorguluyordum.

Sadece koltuklarımda kokusu olsun istemiştim.

Biz yavaş yavaş yürümeye devam ederken evime varmıştık. Merdivenleri çıktık, kapının kilidini açtım ve içeri girdik. Ceketini aldım ve onu baştan aşağı inceledim. Çok güzeldi. Her zamanki gibi.

"Sen salona geç, ben lavaboya gidip geleceğim." dedim ona ve salonu elimle işaret ettim, sonra da lavaboya gittim.

Lavabodan çıktığımda salonda, koltuğumda oturmuş beni bekliyordu.

Bu görüntüye inanamıyor gibiydim.

Senelerce ondan haber almak için uğraşmış, nasıl olduğunu merak etmiştim ve şimdi o salonumda, koltuğumda oturuyor, beni bekliyordu.

Saçmaydı, çok saçmaydı, beni unutmuş olması. Kalbimi delip geçiyor, canımı her şeyden çok acıtıyordu.

Şaşkınlığımı üzerimden attım ve gidip yanına oturdum. Bilgisayarımı açtım, dosyalarımızı çıkardık ve çalışmaya başladık.

Projenin deney kısmını yapabilmek için ön araştırma yapmamız ve ön araştırma bulgularını toparlamamız, metin haline getirmemiz ve rapor yazmamız gerekiyordu ve biz de bunu yapıyorduk.

Bolca yazı yazdık ve yorulduk, ben de isteyebileceğini tahmin ederek "içecek bir şeyler ister misin?" diye sordum ve bir bardak soğuk su istedi. Mutfağa gittim, ona su ve kendime kahve yapıp geri döndüm.

İçeceklerimizden ilk yudumları aldıktan sonra harıl harıl çalışmamıza geri döndük.

~

Saat geç olmuştu, biz de çok çalışmıştık ve yorulmuştuk. Şimdi koltukta oturuyor ve buzdolabımda kalan son biraları içiyorduk.

Yine konuşmuyorduk, sadece sessizce oturuyor ve dinleniyorduk.

Ben yine onu düşünüyordum. Ben onu çok sevmiştim, çok çok sevmiştim ama o beni terk edip gitmişti. Aramalarımı açmamış, sosyal medyalarını kapatmış ve kendisini hayatımdan tamamen çıkarmıştı.

Bense bunca şeye rağmen hala uzaktan uzaktan onun için endişelenmeye ve onu sevmeye devam etmiştim. Kalbimdeki aşkını hiç söndürememiştim, belki de söndürmek bile istememiştim.

Onun aşkının yangını bile güzeldi.
Aşkını gerçekten haketmiştim, senelerce, hiç aralıksız kalbimde saklamıştım, kimselere dokundurtmadan. Mahvolmuştum o gittiğinde, içim yanmıştı, kalbim kırılmıştı ama yaşamaya çalışmıştım.

Belki o da benim acımı çekiyordur diyerek kendimi avutmaya çalışmıştım, ama o beni sevdiğini söylediğinde bile yalan söylemişti.

Beni unutmuştu çünkü.

Seven insan unutmazdı.

Bir anda sessizliği güzel sesiyle bozuverdi Rosé.

"Lalisa, ben seni unutmadım."

reflections - chaelisaWhere stories live. Discover now