sept

172 16 9
                                    

Televizyondan gözümü kaldırıp saate baktığımda buluşma saatine az kaldığını gördüm bu yüzden koltuktan kalktım.

Odama geçtim, dolabımı açtım ve içinden siyah bir mini etekle süslü, siyah bir bluz çıkardım. Çanta olarak da günlük siyah deri çantamı takacaktım.

Masaya oturup makyajımı yapmaya başladım. Kıyafetlerim basit olduğu için makyajda biraz aşırıya kaçmaya karar verdim ve gece mavisi, simli bir göz makyajı yaptım. Dudaklarıma da nude tonlarda bir ruj sürdüm, böylece yüzümdeki dikkat noktası gözlerim olmuş oldu.

Bir şeyler atıştırdım, antredeki aynadan kendime bir kez daha baktım, siyah deri botlarımı giydim ve evden çıktım.

Bara vardığımda uzaktan el sallayan kızları gördüm. Onların yanına doğru yürümeye başladım. Bar bu gün biraz kalabalıktı ve hareketli bir müzik çalıyordu.

Kızların yanına vardığımda ikisi sohbet ediyordu ve enerjileri çok yerindeydi. Beni gördükleri gibi çektiler ve dans etmeye başladık.

Gecenin ilerleyen saatlerine doğru, çok içmiş ve dans etmiş olduğumuz için yorulmuştuk ve masamızda oturuyorduk. Jennie ve Jisoo sarhoş olmuştu ama ben çakırkeyif sayılırdım. Jisoo yorulmamış olmalı ki oturduğu yerden hafif hafif şarkıya eşlik ederek dans etmeye devam ediyordu. Jennie ise onu izliyordu. Ama biraz garip bir şekilde... gözlerinde değişik, hayran kalmış bir bakışla izliyordu Jisoo'yu. Her zamanki haliyle değil.

Sorgulamamaya karar verdim ve ben de içmeye devam ettim. Birkaç saat sonra hepimiz bitap düşmüş olduğumuz için evlerimize dağıldık.

~

Sonraki gün sabahında, kendime akşamdan kalma çorbası yapıp içtim ve okula gittim. Artık son sınıf olduğum için haftada sadece 2 gün okula gidecektim, ders seçimimi buna göre yapmıştım. Kızlarla benzer seçmiştik günlerimizi ders aralarında buluşabilmek için.

Ben salı ve perşembe, Jisoo salı ve cuma, Jennie ise salı, çarşamba ve perşembe gidecekti. Jennie geçen sene bir dersten kaldığı ve bu sene onu tekrarlaması gerektiği için bir gün fazla gidiyordu.

Her zamanki gibi amfime girdim, güzel, insanlardan uzak bir yere oturdum ve beklemeye başladım.

Bu girdiğim ders bir seçmeli dersti ve sadece bizim bölümden değil başka bölümlerden öğrenciler de katılıyordu. Katıldığım en kalabalık dersti, 70 kişi falandık.

İçeri giren öğrencileri izlemeye başladım. Bu çok da önemli olmayan, hocası da rahat bir dersti bu yüzden çok rağbet görüyordu. Kimsenin dersi pek umursamadığından emindim.

Herkes yavaş yavaş geldikten sonra hoca içeri girdi.

"Ben Heejin Kim, bu derste sizin hocanızım. Geçen sene de bu derse gelmiş olanlar bilir zaten. Çoğunuz bu derse kolay açısından bakıp seçmiş olabilir ama bu sene sistemde bir değişiklik getirme kararı aldım. Grup projeleri vereceğim. Dönemde üç grup projeniz olacak, bunlardan aldığınız notlara göre değerlendirmeye yapacağım, sınav yapmayacağım. Ayrıca derse geç kalanlar da not alınacak."

Tüm kalabalık birlikte "AMA HOCAAAMMM"

"Artık böyle. Sistemi iyice öğrenin. Geçen sene herkes salmıştı bu ders kolay diyerek. Umarım bu sistem aklınızı başınıza getirir. Gruplar iki kişi olacak. Eğer bahar dönemine kadar performanslar yüksek olursa dönemde iki projeye de düşürebilirim. Güzel bir dönem olsun."

Herkes derin bir iç çekti. Bu dersin rahatlığından katılanların (ben de dahilim) başına iş açılmıştı. Nasıl yapacağım diye kara kara düşünürken bir anda amfinin kapısından gelen bir ses duydum.



Kapıya doğru baktığımda gördüğüm şeye inanamadım.

reflections - chaelisaWhere stories live. Discover now