10. Bölüm

1.1K 88 13
                                    

10.Bölüm

Yifan'in bir kalbi olsaydı, göğsünün içinde diğer insanlar gibi çarpan ve kan pompalayan, karanlıkla lanetlenmemiş bir kalbi olsaydı, şuan gözlerinin önünde gerçekleşen olaydan dolayı kesinlikle atmayı bırakırdı.

Oh Se Hun, tüm vampirlerin karşısında hürmet gösterdiği Oh Se Hun, çoğu zaman soğuk ve kendisini beğenmiş bir ifade sergileyip, hafızalara öyle kazınan Oh Se Hun, küçük bir çocuk gibi kıkırdıyordu. Onun böyle neşeli sesler çıkarmasını Yifan oldukça garipsemişti. Ayrıca bunu korkunç da bulmuştu. Çünkü şuan Oh Se Hun'un dudaklarının arasından dökülen kıkırtılar her zamanki gibi belalı ya da tehlikeli bir tınıya sahip değildi.

"Çok sıcaksın..." Oh Se Hun yanağını okşayan küçük, esmer ve narin avuç içinden yayılan ısıyla neşeli kıkırtılarının arasında mırıldandı. Bu mırıltı Yifan'in imkansız bile olsa düşüp bayılmasını gerektirecek kadar şirin ve oldukça içliydi.

Jongin çenesini seven elin arasından bıraktığı neşeli seslerle birlikte kucağında oturduğu, küçük ve narin bedenini yapıştırdığı soğuk seksiliğin suratına mırıldanarak, "Sende çok soğuksun..." diye karşılık verdi. Sıcak ve tatlı nefesi Oh Se Hun'un suratına çarptığında kirpikleri hafifçe titredi.

Yifan duyduklarıyla, "Şuan biri beni becerebilir mi?" diye haykırmak istiyordu. Bağırmak, onları ayırmak ve Oh Se Hun'un kucağındaki konumunu memnuniyetle devam ettiren yavru köpekçiğin yakalarına yapışıp, "Sen ondan nefret etmiyor muydun lanet olası, ayrıca o seni ısırmıştı. Varlığını hissedince bile yaraların sızlamıyor muydu? Şimdi nasıl onun yanında duruyorsun, kucağında nasıl oturuyorsun?" diye sormak istemişti.

Ama bu, birden gerçekleşen bir olayla mümkün olmamış, olamayacağını da sarışın deve kanıtlamıştı.

Oh Se Hun kucağındaki tatlı köpekçiğin çenesini okşayan elini yavaşça ensesine doğru kaydırdı, kucağındaki tatlı sıcaklığı kendisine nazik bir hareketle çekti, onun heyecanla bıraktığı soluğunu ölümle lanetlenmiş ciğerlerine armağan etti ve Jongin'in kalbi, Oh Se Hun'un bu yaptığı şey yüzünden inanılmaz bir hızla atmaya başladı.

Yifan artık yavru köpekçiğe ne söylerse söylesin Oh Se Hun'un çekiminin etkisinden kurtulamayacağına emindi. Eskiden kapının önündeki varlığı bile Jongin'in yaralarını sızlatırken şimdi heyecanlandırması, Oh Se Hun'un çekimine yakalandığının habercisi ve ispatıydı.

Oh Se Hun, kucağındaki köpekçiğin kafese kapatılan bir bülbülün telaşlı kanat çırpınışlarını andıran minik yüreğinin gümbürtüsünü işitti. Kıkırtıları, Jongin'in değişen surat ifadesiyle sonlandı, gülümsemesi cömertçe yakışıklı yüzüne yayıldı. "Çok güzelsin..." diye mırıldandı.

Sesindeki tını, yavru köpekçiğin yutkunmasına neden oldu.

"Çok sıcaksın..." diye devam etti.

"Çok--"

Jongin, kucağına yerleştiği adamın sözünü derin bir nefes aldıktan sonra dudaklarıyla dudaklarını kapatarak kesti. Yumuşak, sıcak ve saf sevginin dalgalanarak yayıldığı bu dokunuş, Oh Se Hun'un gözlerini kapatıp, Jongin'i daha çok kendisine çekmesiyle sonuçlandı.

Jongin yumuşak ve sıcak dudaklarını yavaşça diğerinin soğuk dudaklarına bastırdıktan sonra geriye çekildi. Suratındaki huzurlu gülümsemeyi, Oh Se Hun'un da görmesini sağladı.

Bu sırada Yifan yeniden biri beni becersin diye haykırmak istiyordu. Gözleri şahit olduğu görüntüyle yuvalarından çıkmak istermişçesine açılmıştı. O görkemli bedeni, aciz bir insan gibi titriyordu.

+Şeytanla Anlaşma+Where stories live. Discover now