19. Bölüm 1. Part

931 66 12
                                    

19. bölüm 1. part

Uyarı: Hafif cinsellik vardır.

Evet söylemişti. Oh Se Hun, kendisine uslu durması gerektiğini söylemişti. Bunu yapmadığı takdirde başına gelebilecek ihtimalleri öfkeli ve gür sesiyle haykırmamış olabilirdi ama neredeyse her vampir bunu kolaylıkla kestirebilirdi. Oh Se Hun, onlara çoğu zaman böyle bir imaj sergiliyordu ki, Yixing de aptal değildi. Ancak söz dinlemememişti. Küçük, yaramaz ve huysuz bir çocuğun, kardeşinin oyuncağını yere atıp parçalayışını andıran bir harekette bulunmuştu. Şimdiyse öfkeli bir anne tarafından azarlanıyor ve cezalandırılıyor gibiydi.

Yixing, "Sana bir soru sordum!" diye az öncekinden daha öfkeli bir şekilde gürleyen Oh Se Hun'a cevap vermek istedi, ancak etine saplanan tırnakların verdiği yanma hissiyle acıdan dolayı ağzını bile açamıyordu. Oh Se Hun onu hafifçe geriye çekip, bir kez daha duvara ittirdiğinde gözleri yukarıya doğru döndü, göz bebekleri kayboldu.

Yoğun bir acı etrafını sarmıştı.

"Cevap veremiyorsun çünkü suçlu olduğunu biliyorsun değil mi, XingXing!"

Yixing, Oh Se Hun'un kendisini böyle çağırmasından nefret ederdi ki bunu şuan yapması onunla alay ettiği manasına geliyordu. Bir de kimin en güçlü olduğunu anlamasına neden oluyordu.

Sözünü dinlemeliydi! Yixing, Oh Se Hun'un sözünü dinlemeli ve Yifan'a bulaşmamalıydı.

Yixing, etine batan tırnakların damarlarını parçaladığını hissettiğinde bir imkansızı gerçekleştirip, çığlık attı, yaralı bir kuşun havada kalıp, ölmemek için umutsuzca kanat çırpışını andıran bir edayla debelenmeye başladı, Oh Se Hun çok ama çok fazla canını acıtıyordu.

Ve Yixing, tüm kılıçlarını kuşanıp, üzerine pençelerini geçiren acıdan kaçamıyor, onun esiri olmaya mahkum ediliyordu. 

Oh Se Hun diğerinin bilincini kaybetmesine ramak kala, ellerini geriye çekti, aslında şuracıkta Yixing'in göğüs kafesini kırabilir, atmayan kalbini gövdesinden sökebilir, gözlerinin içine baka baka dişleriyle parçalayarabilir ve Yixing'i yok edebilirdi, ancak bunun için diğerlerine açıklama yapması gerekiyordu ve bu fazlaca zamanını alacak, yavru köpekçiğinin yanına gitmesini geciktirecekti.

Aslına bakılırsa, Oh Se Hun diğerlerine açıklama yapmak zorunda değildi, sahip olduğu gücü başka birisi elinde tutsa umursamadan her yeri yakıp yıkabilir, her şeyi talan edebilirdi ve kimseye hesap da vermezdi. Ancak Oh Se Hun zalim ve güçlü olduğu kadar, anlayışlı ve olgun tavırlarıyla da dikkat çekiyordu. Bu yüzden diğerlerine açıklama yapmakta sorumlu hissettiği için Yixing'i bırakmış; yaşamasına izin vermişti. Ve açıkçası, gözünü korkutmuş gibi bir izlenim sergilemeyi daha mantıklı bulduğu aşikardı.

"Siktir!" diye bağıran sesle, Oh Se Hun kafasını geriye doğru çevirdi ve hayretle edilen bir küfrün yükseldiği kapının pervazında ki Tao'ya baktı. Sırıttı. Dudaklarının yukarıya doğru kıvrılan karanlık ve korkutucu hareketi genişlemiş, pişkin ve alaylı bir gülümsemeye dönüşmüştü.

"Onu toparla ve yarasının kapanması için beslenmesine yardım et, Tao..." diye mırıldandı. Az önceki gürleyişlerinden sonra şuan ki kısık ve alaylı ses tonu kulağa fazlasıyla korkutucu geliyordu.

Oh Se Hun aniden yere yığılan bedenin çıkardığı gürültüyle yeniden Yixing'e döndü, gözlerini bir kedi gibi kıstı ve avına saldırmadan önce iğreti ve ürpertici sesiyle tıslayan yılanları andıran bir edayla, "Umarım bu aklını başına getirmiştir XingXing!" diye mırıldandı.

Üzerine, duymuş olduğu çığlığın telaşıyla geçirdiği turuncu bornozu çekiştirdi, köpekçiğinin şampuan kokusu kumaşın üzerinden yükselerek kan ve korku kokan havaya yayıldı, arkasına döndüğünde sıska ve kısa boylu bir çocuğu kaldıran Yifan'ı gördü. Genç adam, o pizzacı çocuğun koltukaltlarından kavrarken kaşlarını çatmış, karanlıkla yıkanan lanetli ve sivri dişlerin teninde açtığı oyuklara dikkatli bakışlar atıyordu.

+Şeytanla Anlaşma+Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ