14. Bölüm 2. Part

776 68 5
                                    

2. Part

**

Xiumin, Yifan'ın gözlerine bakarken, Yixing tok ve oldukça yapmacık bir kahkaha attı. Sonra aniden durup, gözlerini yırtıcı bir vahşi kedi gibi kıstı, ağır adımlarla sarışın deve yöneldi. Dolgun dudaklarını yaladıktan sonra hala damağında asılı kalan Yifan'ın tadını yuttu ve alaylı bir ifadeyle dudaklarını büktü. 

"Anlamayacağımızı düşünüyordun, değil mi?" diye mırıldandı.

"Evet!"

Yifan'ın hızlıca verdiği karşılıktan sonra Tao ona doğru döndü. İçlerinde en karanlık aurayı taşıyan oydu ve dudaklarını nemlendirip, konuşurken de bu durum bariz bir şekilde ortaya çıkıyordu. "Aslında, buraya ayak bastığımızda garip bir şeyler hissettik, ancak sen ve Oh Se Hun o kadar iyi bir oyunculuk çıkardınız ki düşünebilme yetimizi kaybettik..." 

Baekhyun, Tao'nun duraksayıp, Yifan'a doğru yürümesiyle birlikte tok bir kahkaha patlattı. Acımasız ve öfkeli Tanrı aşkına, sarışın devi ilk defa bu kadar şaşkın ve mahcup görüyordu ve Baekhyun, Yifan'ın bu haline gülmemek için kendisini tutamıyordu.

"Oh Se Hun bence konuşmaya devam etseydi, o çığlıkları ve zayıf bileklerle atılan yumrukları fark edemezdik, tatlı bir kurtçuk kokusu arasında acaba bu ne diye düşünür öylece birbirimize bakakalırdık... Ah, bir de sen varsın tabii ki..." 

"B-Be-Ben?" 

Yifan bu zamanlarda fazlasıyla kekeler olmuştu. Lanet olsun, o eskiden böyle değildi!

"Beni görünce dudaklarıma yapışmanı anlarım... Ama herkesin içinde kollarını belime falan dolaman... Bunlar senlik şeyler değil Yifan!" diye çıkışan Yixing, Yifan'ın yanında durdu ve alaylı bir ıslık öttürmeye başladı.

Yifan eğer bir insan olsaydı, şuan ortamdaki gerilimden ve Yixing'in ıslığının tehlikeli sesinden dolayı tüm tüyleri ürperirdi. 

"Telaşlanınca fazla girişken oluyormuşsun, acaba her zaman benden saklaman gereken şeyler mi bulmalıyım?" 

Birden herkes tok bir kahkaha patlattı ve sözleşmiş gibi aynı anda susup, gözlerini kısarak sarışın deve baktı. 

Acımasız Tanrı aşkına...

Yifan ilk defa, yerin dibine girmek istiyordu.

"O'nu görmek istiyoruz, Yifan!"

Köşede, herkesten uzakta, ellerini göğsünde birleştirerek sarışın deve bakan Minho isteğini dile getirdikten sonra diğerleri onu kafasını sallayarak onayladı. 

"Ama önce..." diye mırıldanan Yixing'le, Yifan seslice yutkundu. "Önce, mezarlığa gitmeli ve sevişmeliyiz! Siz de beslenin!"

Yixing, kısılan bakışlarıyla hala Yifan'a bakarken, diğerlerine emir verdi ve Yifan'a iyice yaklaşıp parmak ucunda yükseldi. Dudaklarına soğuk nefesini bırakarak, "En azından yapmış olduğun saçmalıklar boşuna gitmemiş oldu, değil mi?"  diye sordu. Sesinin tonu oldukça karanlık ve günahkardı, ayrıca büyük bir arzunun özlemi gizliydi. 

"Ne yani, o kurtçuğu hemen şimdi göremeyecek miyiz?" 

Baekhyun'un tok sesiyle Yixing hızla arkasına döndü ve ona baktı. "Ben ne dersem o, Baekhyun!" diye tısladı. Baekhyun umursamaz görünmeye çalışarak omuz silkti ve Minho'ya doğru yürüdü. "Gece kulübüne gidelim, orada tatlı avlar buluruz!"

"Hayır, içkiyle karışan kanı sevmiyorum. Ama Tao'ya sorabilirsin." 

Tao, Baekhyun'a baktı ve yapmacık bir edayla gülümsedi. "Hayır! Ben tokum, ayrıca beslenmekten daha önemli yapılacak bir işim var!"

+Şeytanla Anlaşma+Where stories live. Discover now