1.Bölüm : Başlangıç

11.9K 376 52
                                    





   TİM

KAYBETTİKLERİNE MAHKUM KILINMIŞLARIN HİKAYESİ...



               'Çocukluğu yaralanmış herkese.'


                                  ***************



Küçüktüm ben... anlayamadım olanları, etrafımda kopan fırtınaları gördüm ama anlayamadım. Nedendi bu bütün olanlar ? Sebebi neydi? Neden bizim başımıza gelmişti mesela ya da neden bunun sorumlusu ben olarak suçlanmıştım.

Asla anlamadım kapandıkça kapandım olanlar yüzünden, omzuma yüklenenlerden. Annemin ölümüyle suçlamıştı babam beni. 'Annen senin yüzünden öldü sen doğmasaydın, sen hiç olmasaydın annen benimle kalabilirdi hepsi senin suçun.' demişti hep, kaç kez olduğunu sayamayacak kadar çok kez demişti hem de. Ama benim ne suçum vardı ben bile bilmezken annemin üstüne atılan toprağın altında o değilde ben kalmıştım sanki yüzünü bir kere bile görmediğim Annem... Simasını sadece ondan kalan birkaç fotoğraftan gördüğüm ve nedendir bilinmez tıpa tıp aynı olduğum annem. Yeşil gözler sarıya çalan kumral saçlar geniş omuz belirgin bir fizik...

Anneme bu kadar benzememe anlam veremeyen tek bende değildim bir de Abim vardı. Babam nefretini sadece bana değil Abime de işlenmişti  ilmek ilmek. Bu yüzdendi hep sert olması ben nasıl acıdan doğduysam o bizzat acıyı yaşamıştı.

Ben doğduğumda o da küçüktü 6 yaşında okula başlamak için heyecanla gün sayan, annesinin karnı burnunda hallerini kapı arkasından gülümseyerek izleyen Abim. Ben hiç görmemiştim annemi ama o görmüştü kokusunu, sesini her şeyini biliyordu belki de bu yüzdendi bana annemin adıyla seslenmesi. Ne kadar istemesem de, bunun onun canını ne kadar yaktığını bilsem de o bundan vazgeçmedi, bana hep annemin adıyla seslendi. Firuze...

Ben hayata annesiz gözlerini açan Deniz... Deniz Karatay. Abisinin Firuzesi. Annesinin miniği . Annem ben karnındayken hep böyle seslenirmiş bana "Miniğim büyü de gel artık yanıma." dermiş hep tabi abim de kıskanırmış ona hep küstüm numaraları yaparmış annem de onu alır kucağına ninni söylermiş. O annemin karnını okşar, annemde bu hareketine hep gülermiş. Bir keresinde annem bana yeni hamileyken hastaneye kaldırılmış. Abim o zaman çok korktuğunu, anneme bişey olacak diye iki gün hastane koridorlarında babamla durduğunu söylerdi. Ben hiç bilmezdim bu hissi o bana anlatırken ben hep buruk bir gülümsemeyle dinlerdim onu gözünün içine bakardım. O mavi gözlerine... bir kez olsun annemi görmek için derin derin bakardım hem de...



                               *************

"Abi ben çıkıyorum geç kaldım zaten." derken gözüm bileğimde ki saate kaydı. Bugün nöbetim vardı ve her zaman ki gibi uyuşukluğumdan geç kalmıştım. Sabah yedi de mükemmel olan horoz temalı alarm sesiyle uyanmanın verdiği bir mallık vardı üstümde. Neden yapmıştım bunu kendime bilmiyordum. Mesela neden ısrarla sabahlara kadar çalışıp tıp seçmiştim. Nedeni belliydi aslında ama ben bunu hep bir kenara bırakırdım, sevdiğim için seçtim der geçiştirirdim kendimce. Üzerime aldığım siyah trenç , içimde uzun kollu kahve kalın bir crop ve altımda yüksek bel deri siyah bir pantolon...  kendimce mükemmel olan kombinimle tam evden çıkacaktım ki abimin sesiyle duraksadım.

"Kızım dursana atlılar kovalamıyor ya arkandan nereye böyle." dedi sanki nereye gittiğimden haberi yokmuş gibi her sabah özenle böyle boş sorular sorup beni oyalamak en büyük hobisiydi mükemmel ötesi sevecen abimin 'aynen Deniz o kadar mükemmel ki sabah sana uçan tekme atması da bu mükemmelliğe dahil kızım aynen' içimdeki Naciye teyzeyi susturup döndüm Abime.

TİM Where stories live. Discover now