5. Bölüm: İçimdeki Ateş

5.4K 283 148
                                    

 

                                ****************



Eşyalarımın neredeyse hepsini yerleştirmiştim. Son kez bavulumu kontrol etmek için arkamı döndüğümde kapıya yaslanmış bir şekilde beni izlediğini gördüm. Bir anda karşımda görünce küçük bir çığlık bastım. O ise benim korkulu ifademin aksine gayet rahat bir ifadeyle beni izliyordu.

"Ne işin var orda be ödümü kopardın. İnsan bir haber verir burdayım diye." korkuyla sıraladım cümleleri. Dediklerimden sonra kapıya yaslandığı kolunu çekip kendini dik bir konuma getirip aralıklı olan kapıdan içeri girdi. Önümde duran valize baktı. Sonra ise bana. Yüzündeki ifadesizlik olduğu yerde duruyordu.

"Korkmana gerek yok Doktor. Askeriye burası. İstemediğin kadar güvenli." dedi bilmiş bir tavırla. 

-Allah Allah öyle mi olmuş hiç haberimiz yoktu buranın askeriye olduğundan vay anasını.- 

Gözlerim bedenine kaydı. Üzerine girdiği vücuda yapışan lacivert bir tişört, siyah bol paça kot pantolonla duruyordu karşımda. Daha önce fiziğini hiç bu kadar net görmemiştim. Tişörtü üstünü tam sardığından kasları önüme serilmişti. Bir dakika bunun fiziği neden bu kadar güzeldi ? Ben bunu neden daha önce fark etmedim ?

- sana ne bunlardan kızım güzelse güzel kendine gel.- vallahi çok haklısın iç sesim. Gözlerimi üzerinden çekip elalarına diktim.

"Korkmadım zaten. Bir an öyle görünce şey ettim. Şey işte. Aman be korktum tamam. Oldu mu ? Mutlu musun ?" dedim. O ise bu çıkışıma karşılık güldü. Hem de sesli ! İlk defa duymuştu kulaklarım güldüğünü. Gülünce sol yanağındaki çukura kaydı bakışlarım.

-aferin oğlum az zorlanıyorduk baklavalarını seyrederken bir de gülüşün çıktı başımıza aferin sana.-

"Sesinin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum." dedi gözlerini gözlerime dikerek. İltifat mı etmişti o ?

"Hakkımda her şeyi bildiğini düşünüyordum Komutan. Şaşırttın beni." dedim bilmiş bir ses tonuyla. Söylediklerimin üstüne başını önüne eğip gülümsedi.

- Neden eğildin be o güzel gülüşünü biraz daha görseydik yiğidim.- Ay bir dur be Naciye Teyze.

"Bunu bilmediğime emin olabilirsin Doktor." diyip aramızdaki beş adımlık mesafeyi kapatıp önümde durdu. Yüzümü bana eğmiş olduğu yüzüne bakmak için kaldırdığımda neredeyse birbirine çarpacaktı. Sıcak nefesi yüzümü talan ederken kendimi kaybetmemek için zor duruyordum. Neydi bu üzerimde bıraktığı etki ? Neden beynim böylesine manyak sinyaller veriyordu ? En önemlisi şu an neden bu kadar yakındık ?

"Ama öğrendiğim iyi oldu." derken geriye doğru bir adım atıp aramızdaki mesafeyi eski konumuna getirdi.

"Öyle mi ?" dedim. Aptal ruh halimin aksine kendimden emin bir tavırla. Elaları yeşillerime akın ederken ifadesiz ama sıcak şeyler gönderiyordu ruhuma.

"Öyle." dedi. Gözleri hala gözlerimdeydi. Kırpmadan izliyordu sadece. Elleri cebinde gerilerken sırtını kapının yanında ki küçük kolona yasladı.

" Ne işin var dediğimi hatırlıyorum sanki Komutan." derken elimdeki valizi kapatıp dolabımın üstüne koymak için kaldırdım.

"Odalarımız karşılıklı Doktor. Ayrıca ben askerim. Bunu hatırlatmama gerek yok diye düşünüyorum. "

-Tamam en bordo bereli sensin aslan parçası. Egonu çek de yüzünü görelim. Allahım bu adam neden bu kadar bilmiş.-

"Benim bir adım var komutan. Doktor diyip durmazsan sevinirim." derken elimdeki bavulu yukarı doğru kaldırdım. Parmak ucumda yükseldim dolabın üstüne koymak için ama bunu yapmam nerdeyse imkansızdı. Elimdeki bavulu bırakıp masanın yansındaki sandalyeyi aldım. Üstüne çıkıp tekrar yerleştirmeye çalıştım. O ise hala beni izlemeye devam ediyordu.

TİM Where stories live. Discover now