4. Bölüm: Nayino 🎶

5K 269 91
                                    





                                *****************

Sabah kahvaltı ederken bir telefon gelmişti. Abim telefonda konuşurken ben de onun kalkmasını fırsat bilerek sofrayı toplamış, eşyalarımı hazırlamak için odama gitmiştim.

Ben odamda bana orada kalacağım süre boyunca lazım olabileceğini düşündüğüm eşyalarımı bavulumu yerleştirmekle meşgulken, abim de Adliyeye gitmek için hazırlanıyordu.

Her şeyim hazır gibi duruyordu. Son kez eksik var mı diye etrafıma bakındım görünürde bir şeyi unutmamıştım. Bavulumu kapının girişindeki vestiyerin yanına bıraktım, abimin odasına gitmemle aynanın önünde kravatla cebelleşirken görünce kapı ağzından kırdadım. O da bunu duymuştu ki bakışları direkt kapı pervazına yaslanmış, ona bakarak gülen beni buldu. Ben gülerken o benim bu halime iyice uyuz olmuşa benziyordu.

" Kızım güleceğine gelip yardım etsene dikilmişsin orada." derken elindeki kravatı bana doğru fırlatmasıyla havada yakaladım. Kravata küçük bir bakış atıp tekrar abime döndüm.

" Oha abi kafamı atsaydın bari eksik oldu böyle." derken yüzüme uyuz bir ifade yerleştirdim. Bu adam kaç yaşına gelmişti ama hala şu bez parçasını bağlamayı beceremiyordu.

" Çok konuşmada gel bağlı şunu, ecelimden değil kravattan gideceğim bu gidişle." dedi. Ne alıp veremediği vardı şu yirmi santimlik kravatla, asla anlam verememiştim bu zamana kadar.

" Allah korusun eşek o nasıl söz ölmek falan. Hem sen daha benim çocuklarımın dayısı olacaksın, öyle hemen gidemezsin." dedim.

" Ne dayısı kızım ! Yok evlenmek falan dizimin dibinde olacaksın." dedi. İçimdeki sesi tutamayıp dışıma vurdum.

" Oldu abi bir de turşumu kur istersen nasıl fikir ?" dedim. O ise beni hiç şaşırtmayan cevabını verdi.

" Kurarım tabi ! Şu kapıdan kimse seni benden almak için giremez, hele bir denesin o kapıyı onun-" diyecekken kendini durdurdu. Benim yanımda asla küfür etmezdi. Bir kere bile duymamıştım ağzından. Ben onun kravatını bağlayıp özenle ceketin içine yerleştirirken gözlerini bana dikmiş öylece izliyordu. Bakışlarını üzerimde hissedince benim bakışlarımda onu buldu.

"Ne oldu ? Neden öyle bakıyorsun ?" dedim. O ise soruma karşılık yüzüne hüzünlü bir gülümseme kondurdu.

" Anneme nasıl bu kadar benzeyebilirsin onu düşünüyorum. Gün geçtikçe tıpkı onun gibi oluyorsun. Onun gibi bakıyorsun, gülüyorsun." derken sesinin titremesine engel olamamıştı. "Hatta geçen gün ben evden çıkarken tıpkı onun gibi davrandın. Geldin sarıldın ya işte o zaman dedim. Bir insan bir insana ancak bu kadar benzeyebilir."

Söyledikleriyle öylece donuk kaldım. Gerçekten benziyor muydum anneme ? Onun gibi mi oluyordum ?

Abimin bana olan yaklaşımını anneme benzediğim için olduğunu elbet farkındaydım ama onun gözünde bu kadar olduğumu bilmiyordum, hiç söylememişti. Bu kadar derinden bakmamıştı mesela.

"Gerçekten mi ?" diyebildim sadece. Söyleyecek kelime yoktu. Tarif edemezdim içimdeki mutluluğu, dökemezdim cümlelere. O böyle söyleyince gözlerim dolmuştu, bunu fark edince bir eliyle sildi gözümden akmak için hareketlenen yaşları. Yüzümü öylece eline yasladım. Burası güvenliydi, korkusuzluk demekti bu el, her şeyin çaresi burasıydı.

Sarıldı bana içine sokmak, bağrına basmak ister gibi sıkı sıkı sarıldı.










                                *****************

TİM Место, где живут истории. Откройте их для себя