11.Bölüm: Yürek Çıkmazı

4.3K 209 160
                                    




Pencereden baktığınız da güneşi esirgemiyorsa gökyüzü, birileri bedelini ödediği içindir. Bizler bedel ödeyenleriz. Bedel ödemeye gidiyoruz.

Selam olsun bedel ödeyenlere...

Şehit Piyade Uzman Çavuş Mustafa KOCA



Bölüm Şarkımız:

Motive: Yüce Aşk




          **************

Kaderimi avuçları arasına alıp öylece sıkan adam yanıbaşımdaydı. Kanlara bulanmış askeri formasını çıkartamazdım. Bu canını daha fazla acıtmaktan başka bir işe yaramazdı.

Ateş'in canı acır mıydı ? Yoksa tek bildiği acıtmak mıydı ?

Odamdaydık. O sedyenin üzerine oturmuş başlığını ve peçesini çıkararak yanına koymuştu. Beş dakikadır odadaydık ama ne o ne de ben konuşmuştum. Sessizlik ele geçirmişti bedenlerimizi.

Onun zihni nelerle doluydu bilmesemde benim ki az önce yaşadığım korkuyla dolmak bir kenara taşıyordu. Ateş benim zihnimi ele geçiriyordu.

Malzeme dolabını açtığımda dikiş malzemelerini çıkarıp sedyenin köşesine bıraktım. Ona arkamı dönerek masamda duran kutudan eldiven alıp taktım. Sırtıma bir ok misali saplanan bakışlarını hissediyordum, ruhumun her bir kenarında.

Ona tekrar döndüğümde elalarıyla kesişti bakışlarım. Pür dikkat yaptığım hareketleri izliyordu. Bakışlarımı ondan çekmeden yanına yaklaştım. Dikiş için kolunu açmam gerekiyordu.

Kutunun içindeki büyük makası çıkardım. Yavaş hareketlerle üniformanın sağ kolunu kesmeye başladım. Makası kenara bırakıp yaraya bakmak için kumaşı araladığımda kesiğin uzun ve derin olduğunu görünce kumaşı kesmenin işimi zorlaştırmaktan başka bir işe yaramayacağını anladım.

Bakışlarımı üstümde gezinen elalara çıkardım. Her zaman ki gibi bakmıyordu. Bu sefer ki farklıydı. Anlamak ister gibi, anlatmak ister gibi. Unutulan anıları hatırlatmak ister gibi...

Gözlerimi gözlerinden çekip hafif bir şekilde boğazımı temizledim. Geri çekilerek "Böyle olmuyor. Üstünü çıkarman gerek." dedim buz gibi çıkan ses tonumla.

Dediğim cümleden değil söyleyiş şeklimden olsa gerek kaşlarını çatarak bakmaya başladı. Kaşlarımı havalandırıp başımı 'hadi' dercesine salladım.

İşaretimle yavaş hamlelerle üstünü çıkarmaya başladı.

-işkence etmek nasıl duygu bayım.-

Çünkü bu bana açık açık işkenceydi. Zihnimde ki kötü düşüncelere suikastti. Zihnimin temizliği Ateş'i görünce resmen kirleniyordu.

Bakışlarımı kaçırıp arkamı döndüğümde masamda ki kalemlere baktım. Ne kadar da güzel kalemlerdi öyle.

Üzerini çıkardığını anlatan bir mırıltı sunduğunda arkamı döndüm. Dönmez olaydım.

İrileşen gözlerim yuvalarından fırlamasa iyidi. Bu adam üç hafta da baklavalarına iki dilim daha mı eklemişti yoksa öncesinde ben eksik mi saymıştım. En son altıydı. Ağzımın sulandığını hissediyordum.

Aklıma düşen görüntülerle tüylerim şaha kalktı. Bu adam daha haftalar önce başka bir kadını kollarına almıştı. Sabah beni öptüğü günün akşamı başka kadınla, neyse.

Doğal afet görüntüsünü bir kenara bırakıp başımı iki yana sallayıp boğazımı temizleyerek kendime gelmeye çalıştım. Yanına yaklaştığımda kutudan pamuk çıkardım. Tentürdiyotu pamuğa bulaştırdım, yarasını temizleyecektim ama koluna yaklaşan elimi kavrayan koca elin sıcaklığıyla öylece kaldım.

TİM Where stories live. Discover now