3. Bölüm: Hikayemize Hoşgeldin

5.5K 378 74
                                    


                                ****************

Kılıç Timi birkaç gün önce zorlu bir görevden gelmişlerdi. Komutanları şehit düşmüştü o görevde. Her ne kadar gülseler bile içleri buruktu. Zordu kardeşinin gözünün önünde ölmesi. Kaç kardeş toprağa vermişlerdi bu vatan için... O kadar çoktu ki artık unutmuşlardı saymayı ya da unutmak için saymamışlardı. Bunlar yetmezmiş gibi tekrar bir göreve gideceklerdi.

Hepsi yatakhanedeydi şu an, bir aradalardı. Ortam öylesine sessizdi ki ölümden farksızdı. Hoş ölüm düşürmüştü bu sessizliği aralarına. En sonunda konuşan Cenk'le tüm sessizlik bozuldu.

"Hüseyin komutanım duydum ki bu yeni gelecek doktor bizim savcının kız kardeşiymiş. Doğru mu ?" dedi. İki gündür meraktan çatlayacaktı herkes duymuştu ama kimse tek kelime etmemişti bu konu hakkında.

"Evet komutanım yalan yok ben de merak ettim. Bir anda neden hastaneden karargaha vermişler acaba." diye ekledi Fatih.

"Hayırdır olum ne bu sizde ki merak ?" dedi Hüseyin. Günlerdir konuşulmayan konuyu açmıştı bu iki dangoz vesselam.

"Merak ettim sadece komutanım sizde hemen tersleyin kırıldım vallahi." dedi. Hüseyin'in ters bakışlarını hissettiği anda sustu. Biliyordu Hüseyin komutanını, en ufak bir yanlışında burnundan getirirdi tüm günü.

"Lan oğlum size ne, Doktor işte gelecek işini yapacak. Neyini merak ediyorsunuz ?" diye yükseldi. Bu tim başına belaydı hepsi birbirinden gevezeydi. Yetmemiş gibi karısından çok görüyordu.

" Komutanım vallahi sizinle de konuşulmuyor. "
dedi Cenk . Arkadan bir ses yükseldi. " Kesinlikle katılıyorum." dedi Mehmet.

"Sen bari uyma şuna Memo." dedi Hüseyin. Derin bir nefes çekti. Gerçekten başına belaydı bu tim. Nerden düşmüştü bunların içine.

"Abartma lan sen de ne dedik sanki hem bu kadar sinir bünyeye zarar sakin ol calm down baby." dedi Mehmet, seviyordu Hüseyin'le uğraşmayı. Hoşuna gidiyordu sinir etmek.

"Lan oğlum sizi bana Allah seçerek mi yolladı. Bir düşün la yakamdan, bıktım sizden artık. Karımdan çok sizi görüyorum. Zaten burnumda tütüyor." diyince tüm timden kocaman bir kahkaha yükseldi. Şu an elinde temizlediği silahla kendisini öldürebilirdi. Karısı hamileydi aklı zaten hep ondaydı. Yetmezmiş gibi bir de bunlarla uğraşıyordu. Dayanamıyordu artık bunlara. En ufak şeyin dahi bokunu çıkarana kadar bırakmıyorlardı. Sert görünüyordu onlara karşı ama bir yandan da seviyordu, kardeşiydi hepsi.

"Ama komutanım doğru söyleyin bizi daha çok seviyorsunuz değil mi?" dedi yanındaki ranza da yatan Fatih sırıtarak. Öldürücü bir bakış attı ona da. Fatih eliyle ağzına fermuar çekmiş gibi yaptı. Tek kelime daha ederse komutanının elindeki silahı münasip bir yerlerine monte edeceğini biliyordu.

Elindeki silahı nazikçe okşayarak konuştu Hüseyin. " Ne kadar sevdiğimi görmek ister misin Fatihcim. Gel göstereyim ben sana." tam ensesinden tutmuştu ki içeriye bir asker girdi.

"Komutanım, Ateş komutanım sizi toplantı odasına çağırıyor." dedi. Bunu fırsat bilen Fatih hemen kurtuldu Hüseyi'nin elinden. Bu şansı değerlendirmeliydi.

Hepsi çıktılar yatakhaneden toplantı odasına girdiklerinde komutanları Ateş ve yanında tanımadıkları ama yüksek ihtimalle time katılacağını duydukları yeni asker vardı. Hepsi komutanlarına selam verip yerlerine oturdular. Ateş hepsi yerine geçince konuşmaya başladı.

"Time yeni katılan komutanınız Ali Babacan. Kendisi Şehit Murat Üsteğmenin yerine geldi. Bundan sonraki operasyonlarda bizimle olacak." Ali Tim'e Kıdemli Üsteğmen olarak gelmişti. "Buyur Babacan." dedi. Ateş Ali'nin konuşması için.

TİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin