6. Bölüm: Ölümle Doğan

4.1K 224 46
                                    




Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyaya gönül verdin mi?

İnsan ölür ama ruhu ölmez
Bunca mahlukat var hiçbiri gülmez

Vade tekmil olup ömrün dolmadan
Emanetçi emanetini almadan.


Bu Bölüme Özel Şarkı : Neşet Ertaş- Yolcu

***************

Her insanın iki yüzü vardır denilir. Ama bu ne kadar doğru insandan insana değişir. Saklar insan içindekini, kapatır kapılarını. Görmesinler ister, bilmesinler. İçinde kopan fırtınalara şahit olmasın ister. Hayatın sana layık gördüklerini gizlemektir tek istekleri. Kaderinin çizgisidir seni değiştiren ya da değişmek zorunda bırakan.

Bir tarafın siyahtır, bir tarafın beyaz.
Sakladıklarınla büyür karanlık tarafın, içine attıklarınla günden güne koca bir boşluğa bırakır yerini. Zehirler içindeki güzeli. Farkına varmazsın ama içine çeker seni. Boşluğa iter ve sen anlamazsın olan biteni.

Bir tarafınsa beyazdır. Güzelliklerle doldurduğun, kötülüklerin geçmişine izin vermediğin temiz tarafındır. Siyahın kirletmediği, avının olmadığı yerdir burası. Beyazdır sadece beyaz.

Ben neydim tam olarak bilmiyordum. Ben siyaha itilen bir beyaz mıydım. Yoksa beyaza kaçan bir siyah mı ? İçimde açılan boşluk öylesine büyüktü ki küçük bedenimin altında ezilmesine karşı koyamamıştım. Acıyla dünyaya gelen bedenim, annemin yokluğuyla daha da küçülmüştü.

Bana layık görülmemişti anne sevgisi. Kaderim böyleydi. Boşluğa itilen tek ben değildim. Abim...

O benim yüzümden annesiz kalmıştı. Bendim hayatını mahveden, bendim yüreğindeki koca yarayı açan. Belki de babamın dediği gibi ben olmasaydım o daha mutlu olabilirdi. Bana hep aksini söyleyen diline inat 'evet' diyordu gözleri. Evet ben de annesiz kaldım diye haykırıyordu. Ben özledim annemi diyordu.

'Özür dilerim' demek istiyordum. 'Özür dilerim abi. Benim başlangıcım annemizin sonu olsun istemezdim. Özür dilerim...'

Geçmişten Bir Anı

Bazen bazı anılar vardır insanın için kor gibi yakan, kül eden. İşte bu anı da Ata da ölene kadar derin bir yara bırakmıştı. Firuzesi ölmüştü o gün. Firuze ruhunu kızının bedenine bahşetmişti. Çok istemişti onun güzel günlerine şahitlik yapmak ama kader buna müsade etmemişti. Söküp almıştı onu bu yalan dünyadan. Yerine kızını koymuştu.

Kaderin bu oyunu yakmıştı canları. Acıya boğmuştu tüm aileyi. Acıyla harmanlanmış mutluluk. O gün Firuze son kez kapatmıştı gözlerini. Bir daha açmamak üzere.

Ölüme hazırlanan bedeninde iki ay geçirdi kızı. Deniz doğdu Firuze öldü. Ama ölen tek Firuze değildi. Ardında bıraktığı oğlu da ölmüştü eşi de. Öyle ki ölen bir bedenden ibaret değildi. Toprak bir canı almıştı kucağına ama ardında iki ölü bırakmıştı. Bir de yaşayan.

Firuze öldü, Ata öldü, Çağrı öldü ama Deniz... Deniz doğdu. Bir doğumun bedeli bir beden iki ruh oldu.

*27 Kasım 1997 Antalya*

Yazardan

"Çağrı yavaş annecim düşeceksin."dedi Firuze ama Çağrı hiç oralı olmuşa benzemiyordu. Bahçede ordan oraya koşturuyordu sabahtan beri. Ne kadar dil döktüyse de ikna edememişti oğlunu. Yaramazdı hem de fazlasıyla.

TİM Where stories live. Discover now