8. Bölüm: Esir Hisler

6.6K 239 463
                                    



Bölüm Şarkıları :

Dedublüman- Fikrimin İnce Gülü

Kalben- Yara


                                ****************


Onur ile birlikte MR çektirmek için Röntgen Odasına gitmiştik. Kolumda ki morluğu her ne kadar önemsemesem de durum sandığımdan daha ciddiydi. Bileğimde çarpmanın etkisiyle küçük bir çatlak oluşmuştu. Morluğunun sebebi daha da anlaşıldığında Onur ve Zeynep'in kınayıcı bakışlarından kurtulamamıştım. Öyle ki hazırlık yapmak için geldiğim hastane de şu an hasta olarak tutuluyordum. Zeynep'in gözü sürekli üzerimdeydi.

Ben hastaneye gelmeden önce Alparslan Hoca Haydar Albayın arayıp ona haber verdiğini söylemişti. Onlar olası bir duruma karşı ameliyathaneleri hazırda tutuyorlardı.

Ben geldiğimde saat sabah on civarıydı. Şu an ise hava kararmaya yüz tutmuş, güneş yeryüzüne bahşettiği ışıklarını geri almıştı. Hava her zaman olduğu gibi soğuktu.

Elimdeki sargı bezini o kadar sıkmışlardı ki baktığımda mor olan parmaklarım beni biraz ürkütmüştü. Çatlak olduğu için hareket ettirmemem gerekiyordu bu yüzden Onur sıkabildiği kadar sıkmıştı.

Sargının sıkı olmasından dolayı parmaklarım birbirine yapışmıştı ve bu canımı daha çok yakıyordu.

Ben sedyede kendi halimde otururken Onur ve Zeynep, Alparslan Hoca ile birlikte son hazırlıklar için kontrolleri yapıyordu. Şu an bütün hastane büyük bir koşuşturma içindeydi. Ne ile karşılaşacağımız meçhuldu. Gelecek olanların durumu ile ilgili hala bilgi sahibi değildik.

Ateş bana haber etmek için numarasını vermişti ama saatlerdir tek bir arama yoktu.

Aklıma askeriyede dedikleri gelince çantamda ki telefonu çıkarıp daha önce numarasını aldığım Haydar Albayı aradım. Birkaç çalıştan sonra açıldı.

"Haydar Albayım merhaba, Deniz ben. Bir haber var mı ?" diye direkt konuya girdim.

"Hayır kızım. Bizim çocuklar tutuldukları yerdeler ama henüz bir haber gelmedi. Siz hazırlıkları tamamlayabildiniz mi ?" dedi Haydar Albay.

"Evet Albayım. Her şey hazır, her ihtimale karşı ameliyathaneleri de hazırladılar. Sizden gelecek haberi bekliyoruz. " dedim.

"Tamamdır kızım. Durumda bir değişiklik olursa sana haber edeceğim." dedi.

Ben de uzatmamak adına 'tamam' diyip aramayı bitirdim. Telefonu mu tekrar çantama koymaya çalışırken sargıda olan bileğim sızlamaya başladı. Neden bu kadar sıkmışlardı ki ? Hayır ne gerek vardı ?

Elimdeki sargının tellerini açıp çıkarmaya başladım. Daha fazla dayanamazdım. Çatlak zaten acıtıyordu bir de üstüne sargı daha da katlıyordu.

Ben sargı bezini çıkarırken karşımda duran Onur ve Zeynep aynı anda üstüme doğru gelmeye başladıklarında ben yaptıklarına anlam veremez bakışlar atmaya başlamıştım. Zeynep bana öyle bir baktı ki kendimi evin her yerini annesinden gizli bozup yakalanmış çocuklar gibi hissetmiştim.

Onur sargıyı, çıkarmaya çalıştığım bileğime tekrar sarmaya başladı. Zeynep ise ellerini göğsünde bağlamış her an azarlayacakmış gibi dikilmişti tepeme.

"Ne var ? Ne bakıyorsun öyle ?" dedim ama o beni umursamamıştı bile. "Babanı öldürmüşüm gibi bakmayı keser misin Zeynep ?" dedim bana attığı bakışlara karşılık.

"Çocuk musun sen Deniz ? Boşuna mı sardık biz o sargıyı ? Gerçekten beş yaşında gibisin." dedi.

-Ya kardeşim ne yaptık sanki hemen azarlıyorsun Allah Allah.-

TİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin