1

1.1K 37 5
                                    


Itır, uzun zaman sonra memlekete ve hatta eski mahallesine gitmişti.

Üniversiteye giderken onu rezilce reddetmiş adamı görme umuduyla gelmişti en son. Nitekim görmüştü ancak ikisi de birbirlerini tanımıyor gibi davranmış selam dahi vermemişlerdi.

Genç kadın güldü.
Ailevi olayların bir çoğunu aşmıştı. Ailesini aşmıştı, artık onlarla görüşen biri değildi.

En azından sürekli görüşen.

Ankara'da bir klinikte psikolojik danışmanlık yapıyordu.

Klinik yüksek lisansını biraz geç yapmıştı.
İş başvurusu yaptığı hastaneden cevap beklerken Ankara'da kalmak yerine memlekete gelmişti. Beş günlük izin almıştı klinikten.

Yirmi altı yaşındaydı.

Mahalle hâlâ eskisi gibiydi. Aybars'ların evi de değişmemiş aynı yerde hâlâ ailesi kalıyordu.

İç çekti ve arkadaşını aradı.
Onunla konuşurken yokuşu çıka çıka indi febsonunda telefonu kapattı.

Itır heyecanlı ve duygusal bir karakterdi.

Hassas ve yorgundu.

Ama bazı şeyleri aşmıştı.

Onu aşmıştı.

Yine de acısı geçmiyordu.

"Kız! Itır!"

Itır kafasını çevirip yokuşun yukarısında ona bağıran adama baktı.

"Merhaba,"dedi tanıyınca. "Paşa abi, nasılsın?"

"İyi,"dedi yaşlı adam. "Ne yapıyorsun bakalım baban nasıl?"

Itır gülümsedi,"İyi abi, sizler ne yapıyorsunuz? Mahalle hâlâ aynı."

Paşa kafasını salladı,"He, aynı. Herkes gitti kızım, geçenlerde Aybars Elazığ'dan Ankara'ya tayin istemiş biliyorsun, geri gelecekmiş."

Itır kaşlarını çattı,"Ben nereden bileyim abi? Aybars ile bağlantım yok ki?"

Bu neydi ya.

Paşa kaşlarını çattı. "Kız siz nişanlı değil misiniz?"

Itır gözlerini belerterek,"Bu da nereden çıktı abi?"dedi.

Paşa bir elini beline bir elini saçlarına attı ve,"Allah Allah."dedi. "Ee, kız geçen Sacit Ataoğlu, Aybars, Aytolun muydu neydi o küçük kardeşinin adı, bir kız ile buralardaydılar. Aybars ile el eleydi. Sana çok benziyordu. Sen sandık ya biz onu."

Itır başından aşağı dökülen kaynar suları görmezden gelerek gülümsedi,"Ben değilim abi, garip
Sacit Ataoğlu sert, ciddi adamdır. Nasıl babasının yanında gezmiş öyle."

"Nişanlısı ya kızım,"dedi Paşa. "Neyse, fırından beni beklerler. Sen annene babana selam söyle tamam mı? Hadi Allah'a emanetsin."

Itır kafasını salladı ve,"Allah'a emanet abi."dedi.

Aybars.

Nişanlandı.

Gözleri doldu ama gülümsemeye devam etti.

Onların hikayesi zaten başlamadan bitmemiş miydi?

**

Bitmişti evet.

Ancak neden Aybars'ların evinin karşısındaki parkta öylece durmuş bekliyordu ki?
İç çekerek küfür etti.

Bembeyaz teni memleketinin kurak sıcağında, sabahtan akşama kadar beklediği güneş yüzünden kararmıştı.

Tam ayağa kalkıp gidecekti ki aniden parkın önünde bir araç durdu.

Bu onun arabasıydı.

Kafasını hemen başka tarafa çevirdi.

Değişmemişti.

Komikti.

Bu araca binmişti Itır.

Sonrasında da her hesaptan engel yemişti.

Aşağı indiği gibi fark ettiği Itır'dan bakışlarını kaçırdı ve boğazını temizleyerek evine yöneldi Aybars.

Neden böyle oluyordu.

Unuttuğunda bu kız yine bir şekilde karşısına çıkıyor ve kendisini gösteriyordu.

Neden çıkıp duruyordu ki?

Takmıştı kafayı.

Gerçi Itır da onu görmezden gelmiş, önündeki küçük kitabı okumaya devam ediyordu.
Evin kapısına kadar gittiğinde sokakta birden güçlü bir melodi çaldı.

Itır 'ın telefonu çalıyordu.

Aybars dış kapı ziline basmış açılmasını beklerken Itır'ın konuşmasını umursamamaya çalıştı.

"Alo? Efendim Levent."

Levent.

"Ne oldu kanka?"

Hâlâ o denyo ile arkadaş mıydı?

Çoktan evlenmiştir diye düşünüyordu. Levent onu arkadaş olarak görmüyordu, onların arkadaş olduğuna inanmıyordu.

"İyiyim, memlekete geldim, Levent bir saniye Eda arıyor da benim ona dönmem lazım."

Aybars kaşlarını çattı.

Levent'e neden nasıl olduğunu sormamıştı ki?

Kapı açıldığında Aybars, Itır 'ın bir başka telefon görüşmesi yapmamasına şaşırdı ve sırıtmadan edemedi.

Levent'in telefonunu kapatmak için yalan söylemişti.

**

Ertesi gün kapının önünde Itır 'ın sesini duydu. "Çok yanlış Eda, yaptığın çok yanlış. Çok yanlış!"

Kibar bir şekilde şaşkınlık geçiren kıza bakmadan annesi ve kardeşini arabaya bindirdi Aybars. Yarın gidiyordu.

Itır belasından kurtulacaktı.

**

Sana İhtiyacım Var Where stories live. Discover now