4.

680 24 5
                                    


"Ben sanırım okulu bırakacağım."

Itır, öğlen arasında aldığı karton bardaktaki çayı hastane bahçesinde yudumlarken,"Evet kesinlikle bırakacağım."diye mırıldandı. "Doktor olmayacağım, bir üniversite bitirmiştim zaten, giderim Antalya'ya taşınır, bir danışmanlık merkezi açar terapi veririm."

Cengiz ve Nergiz ikizler şaşkınlıkla arkadaşlarını dinledi. "Altı yıl sonra Tıp Fakültesi'ni mı bırakıyorsun?"
Cengiz güldü,"Dalga geçiyor olmalısın."

Itır kaşlarını kaldırdı ve çayı kafaya dikerek boşalan bardağı oturduğu bankta yanında duran çöpe dönerek attı. "Ben gidip dekanla bir bu durumu konuşmalıyım."

Gülümsedi ve ona far görmüş tavşan gibi bakan arkadaşlarına,"Size iyi nöbetler ezikler."dedi şakasına.

Onları öylece bırakıp koşa koşa hastaneye girdi ve öğrenci işlerine doğru giderken,"Itır!" Arkadan duyduğu ses ile dudağını dişledi.

"Itır!"

Yiğit koşar adım giden kızı gördüğünde yüzündeki ifade ile bir şeyler düşünüp, yine heyecandan yanlışa gittiğini, anlamıştı.

Itır gergin olmayan ama gergin duran,
Telaşlı ve hiperaktivite sıkıntısı çeken,
Yoğun kaygı yaşayan,
Heyecanlı bir karakterdi.

Ve kesinlikle çok saftı.

Yani süzme salaktı(!)

Itır oflayarak durup arkasını döndü ve hastane kodirdorunda ona seslenen Yiğit'e gülümsedi. "Efendim?"

Yiğit kızın yanına yürüyüp,"Ne oldu?"diye sordu.

Itır omuz silkti,"Bir şey yok. Okulu bırakma kararı aldım, psikolojik danışman olmak daha keyifli. Sürekli olarak hastalardan hakaret yemiyor, taciz edilmiyorum en azından."

Yiğit kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı. "Altı yıl sonra mı aldın bu kararı?"

Itır güldü,"He?" Kafasını salladı,"Niye?"

"Tek sorunun hastalar olduğuna emin misin?"diye sordu Yiğit. "Bana öyle gelmedi de?"

Itır aniden somurttu.

Yiğit,"Belli ki doğru düşündüm."diyip güldü,"Hadi ama Itır bu kadar güçsüz müsün gerçekten?"

Itır kafasını salladı,"Hemde sandığının en kötüsüyüm." Yiğit 'in omzuna vurdu. "Ağlamak falan istiyorum misal şimdi."

Yiğit ona vuran ele şaşkınlıkla bakıp,"Hey sakin."dedi. "Sorun Aybars ise lütfen sakin ol. Seninle bunu konuşmuş olduğumuzu düşünüyordum,"

Itır omuz silkti ve koluna girip onu yürütmeye başlayan adama direnmedi. Hüzün doluydu. "Gel seninle biraz daha konuşalım ,"

"Nişanlanmış Yiğit."dedi Itır hüzünle.. "Bildiğin biri ile evleniyor."

Yiğit iç çekti,"Evet, evleniyor.Kendi hayatına bakıyor."

Bilge,"Hicbir zaman bana bakmadı ki?"diyerek acı içinde tebessüm etti. "Kör kütük aşık olan benim. Görmeyen o."

Yiğit,"Ablanla küçükken flört etmiş olması,"diyerek kıza kafasını eğip baktı,"Onu ve duygularını birçok konuda geri tuttu."

Itır,"Kendini geri tutma sebebi egosuydu Yiğit."dedi durgun bir ifade ile. "Ben hatalarını sürekli olarak söylemekle yanlış yaptım, o da zedelenen egosuna katlanamadı."

Yiğit,"Neyse, hadi gel öğle arası bitmeden," koridorda bekleyen hastalarla göz teması kurmamaya özen gösteriyordu. "Bir şeyler yiyelim."

**
Yiğit ve Itır yemekhanede oturmuş pudra şekerli, Kürt böreği yerken kendinden geçen kızın haline Kulak Burun Boğaz uzman doktoru Yiğit güldü.

"Çok mu seviyorsun bu böreği?"

"Ben glikoza bağımlıyım."diyerek iç çekti Itır,"

Yiğit kaşlarının altından kıza baktı,"Sen biraz takıntılı birisin sanırım."

Itır somurttu. "Yiğit, bak ben sadece aşığım. Takıntı değil bu, gerçek aşk!"

Yiğit ellerini iki yana kaldırıp,"Tamam, sakin. Ben hiçbir şey demedim."dedi ve güldü,"O ponçik yüzün sihri öfke olamaz."

"Yatak odasının rengini neden krem-"
Yemekhaneye sevgili nişanlısı ile telefonla konuşurken giren Aybars gördüğü manzara karşısında kurduğu cümlenin devamını getiremedi.

"Ya açık renk odayı ferah gösterir de ondan ya!"diye çıkıştı Zeynep.

Bak sen şu Yiğit 'e.

Itır ile oturmuş karşılıklı çay içip sohbet ediyordu.
Yüzlerindeki gülümseme de hoş bir sohbette olduklarını işaret ediyordu.

"Aybars!"

Adını en az dört kere söyledikten sonra birden bağıran nişanlısının sesiyle kendisine gelen Aybars,"Efendim!"diye istemeden sesini yükseltti.

Sandığından daha fazla bağırdığını ona bakan insanlarla fark edip boğazını temizleyerek,"Lütfen,"dedi. "Şimdi işim var Zeynep, ben seni sonra arayacağım."

Zeynep,"Ama!"diye çıkıştı ancak telefon çoktan yüzüne kapatılmıştı.

Sinirle Yiğit ve Itır'ın oturduğu masaya ilerledi ve Itır kahkahaları eşliğinde gördüğü adamla boğazını temizleyerek ofladı. Bakışlarını kaçırdı, utançla yutkundu.

Yiğit öne çıkarak masada Itır 'a yaklaştı. "Ne oldu?"

Itır omuz silkti. Biraz sonra yanlarından geçip giden Aybars ile Yiğit dudağını ısırdı. "Bak işte bu kötü oldu."

Itır göz devirdi. "Sebep?"

Yiğit,"Çünkü,"diyerek utançla tebessüm etti,"Aybars seninle arkadaş olduğumu bilmiyor."

Itır,"Nasıl yani?"diye sordu kaşlarını çattı. "Bilmek zorunda mı?"

Yiğit kafasını iki yana salladı,"Hayır, değil."güldü. Güven vermek istedi.

Itır 'a değer veriyordu. "Sadece, Aybars biliyorsun ki eski hastanesinden buraya yeni geldi. Seni bilmiyordu. Okuduğunu."

Itır arkalarında bir yerlerde oturan Aybars'a bakmamak için dişini sıkarken ellerini istemsiz olarak yumruk yaptı.

Bakmak istiyordu.

Sert gözlerinin gözlerini delip geçmesi için canını verirdi.

"Yiğit," iç çekti. "Sen bence arkadaşının yanına git."

Kaçamak bakışlarla Aybars'a bakan Yiğit'in farkındaydı. "Seni de daha fazla zor duruma sokmak istem-"

Yiğit uzanıp masada yumruk yaptığı elini tutup,"Itır,"dedi. "Ben burada kalmak istiyorum."

Itır şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı ve,"T-te,"boğazını temizleyerek elinin üstündeki ele baktı. "Teşekkür ederim."

Sana İhtiyacım Var Where stories live. Discover now