11.

476 19 7
                                    

Itır dona kaldığı yerden yavaşça dönüp ona doğru yürüyen Aybars'a baktı.

Aybars,"Itır,"dedi.

"Efendim?"

Itır şu anda şokta olduğu için tepki veremiyordu.

Birazdan, gerçek tepkisini verecekti.

"Konuşmamız lazım."

Evet,

Geliyordu.

"Deli misin ruh hastası mısın ya sen!"

İnce sesi boş sokakta yankılandı."Ne işin var niye takip ettin beni!?" Tekrar yankılanan sesiyle utandı ve daha az bağırmaya özen gösterdi. "ARAYINCA NE OLDU ELLİ KERE ARAMİSSİN DİYE BENİ AZARLAYAN O LANET AYBARS NEREDE!" boğazının rengi kırmızıya çalmıştı.

Aybars, yutkundu. "Bağırıyorsun , kızacaklar. Konuşalım, içeri geçelim ya da sen arabaya gel. Sokakta olmaz. İnsanları rahatsız ediyoruz."

Itır burnundan bir boğa gibi nefes alıp verirken birkaç saniye düşündü.

"Evime giremezsin."dedi sonra sertçe.

Aybars kafasını salladı,"Tamam, gel arabaya bin. Göksu'ya gidelim. Ya da hayal sokağında bir yere. Nereye istersen."

Itır iç çekti, yavaşça adım atarak,"Hayal sokağı olmaz, Göksu."diye fısıldadı.

Aybars yavaş yavaş arabaya yürüyen kızın arkasından rahat bir nefes verip baktı ve ardından ilerledi.

**

Itır araba yolculuğu boyunca tin tin süren herife bağırmamak için kendisini sıktı.

Sonunda geldikleri Göksu parkında neredeyse şehrin bir ucundan diğerine gitmiş olmaları şaka gibiydi.

Ancak Göksu 'da Itır kendisini güvende hissediyordu ve Aybars bunu biliyordu.

Yavaşça arabadan indiler ve Göksu gölünün etrafındaki tahtalarda yavaş yavaş yürümeye başladılar.

Itır ofladı.

Topuklularla bu tahtaların üzerinde yürünmüyordu.

Aybars,"Sen bu tarafa geç."dedi beton yolda yürüyen kendisiydi. "Daha rahat edersin."

Itır kafasını salladı ve adamın gösterdiği yere geçti.

"Evet seni dinliyorum." Itır boğazını temizleyerek adama baktı.

"Konuşmak istedim çünkü bazı konularda pişmanlık duyuyorum."

Itır şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. "Gecikmedin mi sence?"

"Gecikmedim."

Aybars kafasını iki yana salladı. "Benim de imkansızlarım vardı."

Itır alayla güldü. Sesi tislama gibi kısa bir an çıkınca Aybars kaşlarını çattı,"Ben ciddiyim."

Itır dalga geçti,"Sen hep ciddisin." Göz devirdi. "Ciddi Aybars."

Aybars iç çekti,"Ben bunları hak ediyorum."

Itır gözlerini yumdu ve bir an yürümeyi keserek durdu. Onunla eş zamanda duran Aybars, kıza ilgiyle baktı. "İyi misin?"

Itır'ın MS olduğunu öğrendiği andan beri bakış açısı değişmişti.

İçi pişmanlık doluydu.

"İyiyim."dedi Itır. "Aybars," gözlerini açtı. "Maksadın ne? Özür dilemek mi?"

Genç adam kızın gözlerine uzun bir süre baktı ve Itır 'ın kalbi hızla atmaya başladı.

Heyecandan eli ayağı titriyordu ve bunu gizleyebilmek için çok uğraştı.

Aybars yavaşça kafasını salladı. "Evet, öyle."

Itır güldü, alaycı, inanmaz ve kesinlikle hüzün doluydu. "Bana acıyor musun?" Sesinde ise öfke vardı.

"Hayır." Aybars kafasını iki yana salladı bu sefer. "Hayır asla."

Itır kafasını salladı ve güldü,"Aynen aynen." Kaşlarını çattı,"Ne demiştin?" Burnunu kırıştırdı. "Itır 'a iyi geliyorum Yaren." Zamanında Aybars'ın ablasına söylediği cümleyi adamın yüzüne vururken kalbi param parçaydı ve gözleri çoktan dolmuştu. "Bana iyi geldi-" nefes alamadı bir an ve yutkunup,"Gelmedin."
Kafasını iki yana salladı.

"Ben böyle olsun istemedim."dedi Aybars durgunca. "Özür dilerim," kızın ağlaması içini darladı. "Özür dilerim."

Itır yanağına düşen bir damla yaşı eliyle hızla silip,"Benimle konuşmak istediğin konu beni üzüyor."dedi. "Sevgilin,nişanlın ve bir eşin var. Şu anda bu yaptığın şey hoş değil, ben bu durumu da kabul edemem. Etmem. İçim yanıyor, sana aşık olduğum için kendimden yeterlice nefret ediyorum zaten ve daha fazlasını bana yaşatmana izin vermem Aybars. Ben hastayım, yorgun bir beynim var. Hüzün alışık olduğum bir duygu evet ama bildiğim hüzünlere alışığım. Bir yenisini eklemene izin vermem." Burnunu çekti ve gülümsedi. "Eskisi kadar yakışıklı, karizmatik ya da güven verici de gelmiyorsun. Belki de çok şükür aşkım bitiyor. Bitmese bile seninle asla olmam Aybars,"

Aybars kaşlarını çattı,"Neden?"

Itır anlamadı. "Nişanlısın?"

Aybars kaşlarını kaldırdı,"Ayrılsam, o zamanda olmaz mısın?"

"Olmam."

"Sebep?" Aybars sinirlendi.

"Çünkü niye olayım!"diye birden öfkeyle bağırdı Itır. "Sen beni deli mi etmek istiyorsun! Bundan bilmem kaç yıl önce orospu ablama küçükken benden hoşlanmana rağmen yürüdün!"

"Sadece ergen bir beyinsizdim ve sandığın gibi bir şey olmadı. Yapmadım."

"BEN NE SANIYORUM!"diye bağırdı Itır,"Ne anlattınız ki ne sanıyorum?! O ruh hastası bana senin ona evlenme teklifi ettiğini, onun peşinde koştuğunu beni ise sürekli ittiğini her gün anlatıp işkence etti sadece!"

Aybars kafasını salladı. "Ablan sadece katmerli bir yalancı."

"Sen peki?" Itır yüzünü buruşturdu. "Sen nasıl birisin? Kibirli, çapkın, ukala? Bencil!"

Son kelimede sinirle bağırdı.

Aybars,"Itır!"diye aynı öfkeyle karşılık verdi. "Dinle artık!"

"Neyi!"

"Senden deli gibi hoşlanırken hep kendimi uzak tutup senden nefret etmeyi seçtiğimi!"

**

Itır ertesi güne o kadar yorgundu ki, başlayamamıştı.

Aybars onu deli gibi sevmiyordu.

Emindi.

Sevseydi niye böyle yapardı ki?

Kendisine kör kütük aşık olduğundan mı?

Aman Allahım.

Itır ne düşüneceğini bile bilmiyordu.

Herif evlenecekti.

Bu çok sinir bozucu bir mevzuydu.

Ve kesinlikle kalbini acitiyordu.

Sana İhtiyacım Var Where stories live. Discover now