Bölüm 13

191 8 15
                                    

Merhabalar. Yeni bölümle sizlerleyim. Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Keyifli okumalar dilerim


Çay partisi bittiğinde Hope kendini yatağa atmıştı ve rahatsız edilmek istememişti. Saatlerce uyumuştu. Uykusuz kaldığı gecelerin hıncını çıkarmıştı. O kadar deliksiz uyumuştu ki dük onun için endişelenip doktor çağırmıştı.

Uyandığında dibinde toplanan insan topluluğuna şaşkınlıkla bakmıştı. Alt tarafı uykuya dalmıştı. Yataktan yavaşça doğruldu. Dük, onun ailesi, kahya ve doktor ona bakıyorlardı. Dük yatağın kenarına yavaşça oturdu.

"Nasılsın?"

"Sadece uyudum." dedi şaşkınlıkla düke. "Neden doktoru çağırdınız?"

"Gebe olduğunu düşündük."

Şaşkınlık. Tek hissettiği duygu buydu. Sadece uyumuştu. Çok fazla uyudu diye gebe mi sanmışlardı? Hope doktora baktı. Doktor hafifçe öksürerek dikkatleri çekti, düşesin bakışından konuşması gerektiğini anlamıştı.

"Düşes hamile değil. Fakat bedeni çok zayıf düşmüş. Düzenli uykuya ve beslenmeye ihtiyacı var. Bunlar sağlandığı takdirde gebe kalma olasılığı artar."

Kendine dikkat etmemişti. Düşeslik vazifesini yerine getirmek uğruna deli gibi çalışmıştı. Evrakların aciliyetini önemsemişti. Kendi sağlığı yerine çay partisinin organizasyonuyla uğraşmıştı. Koşturmaca, yorulmaca derken eski düşesin hamlesine sinir olmuştu. Bunların hepsi bedenini yoran şeylerdi.

"Tamam, çıkabilirsiniz."

Dükün emriyle herkes dışarıya çıkmıştı. Bir süre sessiz kaldılar. Hope onunla bakışmak istemiyordu. Gözleri sürekli başka yerlere gitse de dükün gözlerine gitmiyordu. Cedric onun aksine hep karşısındaki kadına bakıyordu.

"Üvey annem bile senden daha az çalıştı."

Şaşkınlıkla ona baktı. Dükün sözleri ona samimi gelmişti. Övgü mü? Evet, övülmütü. Yanakları kızardı, gülmek istedi. Ona baktı. Dükün gözleri soğuk olsa da dediklerine sevinmişti.

"Ayrıca dedikoduları umursama. İnsanlar konuşur. Zaten hayat boş geçiyor. Boş hayatlarına da başkaların işlerine burnunu sokarak heyecan katıyorlar."

Hope şok olmuştu. Dudakları kendiliğinden kıvrılmıştı. Dük başını öteyana çevirdi. Bunları dediğine inanamıyordu. Tekrardan kadına baktı. Gözlerinde parlayan ışıltılar neşe miydi?

"Kendine vakit ayır. Anneme söyleyeceğim, eğitimi hafifletmeli. Ağır eğitimden o bile geçmedi. Ayrıyeten... Tatile çıkabiliriz. Yeni evlenenler çok yapıyor bunu."

Tatil mi? Bu adan ciddi miydi? Böyle ince düşüncelere ne zamanden beri sahipti? Hope'un dudakları şaşkınlıkla aralandı. Ne diyeceğini bilmiyordu ama kesinlikle kabul edecekti. Başını onayla salladı. Dük gözlerini hızla ondan kaçırıp ayağa kalktı.

"Senden yalnızca bana varis vermeni istiyorum. Bunu sakın unutma."

Yaptığım bütün jestler bana varis verebilmen için. Hope yine de gülümsedi. Bu adamdan romantik hareketler beklemiyordu. Her şeyinde bir çıkar sağladığının farkındaydı. Ama umursarsa nasıl bu adamla evli kalacaktı ki?

✒️

Kendini iyi hissettiği bir zaman dilimiydi. Uykusu gelmediği için işlerle ilgilenme kararı almıştı. Dük onun yanında uyuyacağını söylemiş ve geç kalacağını eklemişti. Acaba bu öncelerinde onun yanında yatmadığına mı işaretti? Hope çok umursamak istemedi.

Evrak işlerine yavaş yavaş alışıyordu. Fakat bir türlü azalmıyorlardı. Sanki dükün işlerini de yapıyormuş gibi hissediyordu. Koca malikanenin gerçekten de büyük işleri oluyordu.

Kapının çalma sesini duydu ve davetsiz misafir, izin almadan kapıyı açtı. Hope gelen kişinin dük olduğunu görünce şaşkınlıkla ayağa kalktı. Bugün yeterince şaşırdığını düşünürken tekrardan ona şaşırma fırsatı veren adama dikkatle baktı.

Cedric kapıyı kapattı ve düşesin evraklarını incelemeye başladı. Hope kendini öğrenci, evraklarını inceleyen adamı da öğretmen olarak görmeye başlamıştı.

"Sizi buraya getiren nedir, dük?" diye sordu en sonunda. Sessizlikten sıkılmıştı. Dük evrağı bırakıp ona baktı.

"Normalde kahya acil olan evrakları belirtir ve sen de acil olanları hızla bitirirsin. Fakat bunların hepsinde acil yazıyor." Dük kaşlarını çattı. Ardından umursamazca ona doğru ilerledi. Hope geri geri gitmek istese de arkasında sandalye vardı. "Karımın neden odasında değil de burada olduğunu merak ettim."

"Acil işlerimi yapıyordum."

Belini kavradı ve kolaylıkla onu kendisine çekti. Hope'un göğüsleri onun göğsüne değiyordu. İkisi de derin bir nefes aldı. Dükün nefesi onun alnını gıdıklıyordu.

"Acil işlerini yarın da yaparsın."

Onu kolaylıkla kucağına aldı. Hope çığlık atmamak için dudaklarını birbirlerine bastırdı. Kollarını onun boynuna doladı. Ardından şaşkınlıkla ona baktı.

Artık şaşırmaktan bıkmıştı.

Ölümcül Günahlar Şişesi {+18}Where stories live. Discover now