|Bonus Sahne|

32.9K 2.2K 1.1K
                                    

"Romerolar"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Romerolar"

Elimde ki çiçekleri nazikçe tezgaha bıraktım ve vazo almak için salona girdim.

Belki ufak bir süs eşyasıydı ama yüreğim heyecanla çarpıyordu. Vazonun hediye paketini olağanüstü bir özenle açtım. O kadar severek ve beğenerek almıştım ki dokunmaya bile kıyamıyordum. Elimde ki vazoyu sıkıca tutarak salondan çıkmak için hareket ettiğim anda önümden jet hızıyla Karel geçti.

İrkilerek geriye sektim ve bağırdım.

"Karel! Dikkat etsene oğlum.. "

Oğlum bana göz ucuyla bile bakmadan sadece seslendi.

"Pardon anne! "

Ayağında ki topu çevirdi ve vuracağı yeri hesaplamak ister gibi kafasını kaldırdı. Tam o anda içeri Ares girdi ve kardeşinin ayağında ki topa sataştı. O ikisi birbirlerinin ayaklarından topu almak için mücadele ederken çocuk işte diye söylendim ve salondan çıktım. Mutfağa vazoyu bıraktım.

Ardından salonda ki pis poşetleri toplamak için geri döndüğüm zaman bacağımın arasından biri top geçirdi. Ve bunu yapan kişi 1.90 boylarında birisiydi.

"Andreas! "

Dedim irkilerek.

"Pardon aşkım! "

Andreas ayağında ki topu Ares'in yanından geçirdi. Karel de babasına aynı anda öbür yandan saldırdı.
Andreas ise rahat bir hareketle topu ayağıyla geriye çekti ve ters tarafa doğru koşarak topu ayağında sürmeye başladı.
Çocuklar arkasından koşturarak giderken salonda ki poşetleri topladım ve çöpe attım.

Mutfağa döndüm ve vazonun içine su doldurdum. Ardından çiçekleri koydum. Elimde ki vazo ile salona döndüm ve vazoyu gümüşlüğün üzerine bırakarak gülümsedim. Resmen bir çiçek bile tek başına bütün evin havasını değiştirmişti.

Salondan çıkmak üzereyken göz ucuyla bahçede saatlerdir top oynayan üçlüye baktım.

"Oyunu bırakmayı düşünüyor musunuz?"

Diye sordum kapı pervazına gelirken. Andreas kafasını kaldırdı ve bana baktı. O oyunu bırakınca çocuklarda bana baktılar.

"Malum akşam oldu artık.."

Diye iğneledim. Öyle ki akşam yemeğini bile yemiştik. Resmen saatlerdir azıyorlardı.

"Ama anne! "

Diye ciyakladı Karel.

"Anneniz haklı oğlum.."

Dedi Andreas yumuşak bir sesle.

"Yarın yine oynarız.."

İkizler her ne kadar bitmek bilmeyen enerjileri ile oynamaya devam etmek istese de şükürler olsun ki söz dinleyen çocuklarım vardı.
Andreas Karel'i omzuna attı. Ares'i de kucağına aldı. Eve doğru ilerledi ve kapıdan içeri girdi. O girdikten sonra camdan kapıyı kapadım. Andreas çocukları parkeye indirdiği zaman üçüde sucuk gibi terlemişti.

Söyle Bana DemonioWhere stories live. Discover now