Kıskanırım Seni Ben

532 36 0
                                    

Vargas'tan

Ebrarla en son yediğimiz yemekten sonra hiç irtibatta bulunmamıştım. Daha başta onu sık boğaz etmek istemiyordum. Zehra'ya olanları anlatınca bana verdiği gazla evinin önüne gittiğimde Hande ile dışarı çıktığını görmüştüm. Ani aldığım kararımı anında geri çekip eve döndüğümde Zehra'dan bir ton azar yemiştim. Onu daha kazamamışken kaybetmek istemiyordum. Ona olan hislerim onu korkutsun da istemiyordum. Zamana bırakma kararı almıştım ancak bu zaman beni çok zorluyordu. Onu çok özlemiştim. Antrenman gününün gelmesini iple çekiyordum. Günlerdir Ebrarsız kalmak beni zorlamıştı. Önceden her şey uzaktan olduğu için başa çıkmak kolaydı ama 2 gün içinde onun yakınlığını tadınca uzak kalmak bir işkenceye dönmüştü. Sonunda onu göreceğim gün geldiğinde o gün nasıl uyandım nasıl oraya gittim bilmiyordum. Gözlerim sahaya girer girmez onu aramıştı. Ve aradığımı bulduğumda hızlıca yanına gidip ona sarılmıştım. Güzel kokusunu fark ettirmeden içime çeke çeke sarılmıştım. Karşılık olarak o da sıkıca sarıldığında istemsizce karnımda uçuşan kelebekler coşmuştu. Sarılmanın ardından ettiğimiz küçük sohbette özlersen arayabileceğimi söylemişti. Aramadığım için hafif bir sitem sezmiştim. Onunda benim aramamı istemesi istemsizce hoşuma gitmişti. Farkında mıydı bilmiyordum ancak bana umut veriyordu. Ama benim yeşil olarak algıladığım bu sinyaller onun için arkadaşça olma ihtimali beni korkutuyordu. Kafam bu düşüncelerle doluyken maç yapmaya başlamıştık. Karşı takımda olması beni bir tık üzse de onu gördüğüm için bunu arka plana atmıştım. Bir an dalmıştı ve topu göremediğinde top sertçe kafasına çarpmıştı. Onun kılına bile zarar gelme ihtimali beni endişeye boğarken hızla yanına gidip onu incelemeye başladım. İyi olduğunu söylediğinde mecburen antrenmana devam etmiştik. Bütün maç boyunca gözlerim ondaydı. Antrenman bittiğinde onu daha fazla görmek istediğimi bir kez daha anlamıştım. Ne olurdu biraz daha beraber olsak? Ben bunları düşünürken Dani sanki içimi görmüş gibi toplantı yapacağımızı söylemişti. Bu Ebrar'ı daha çok görmem demekti ve ben buna dünden razıydım. Toplantı konusu ise benim canımı sıkmıştı. Voleybol süreklilik isteyen bir spordu ancak şuan birimiz fedakarlık yapıp pozisyon değiştirecekti. Ebrar yıllardır bu takımdaydı. Bu fedakarlığı benim yapmam gerekirdi ancak Ebrar benden  önce davranıp çoktan üstlenmişti bile. Kızgınca ona bakmaya başlamıştım. Ya bu konu bizim aramızı da gölgelerse diye korkmuştum. İtiraz edeceğimi anlayan Ebrar bana fırsat vermeden konuyu ele alıp kapatmıştı. Sonrasında ciddiyet dağıldığı için herkes kendi kafasında sohbet etmeye başlamıştı. Ancak benim aklım hala Ebrardaydı. Herkes dağılınca Ebrar'a gitmeden yetiştim. Tereddütlerimi onunla paylaştığımda o bunları öyle güzel silmişti ki rahatlamıştım. Vedalaşıp eve gittiğimde uzun süredir yaptığım gibi Ebrar'ı düşünüp uyumuştum. Maçlar yaklaştığı için neredeyse her gün antrenman vardı. Ebrarla genel olarak aynı şekilde devam ediyorduk ancak benim dikkatimi çeken bu ara ekstra Handeyle yakın olmasıydı. Arkadaş olduklarını biliyordum. Yani şuan için sadece umuyordum çünkü çok fazla temas ediyorlardı. Antrenman sonunda izlediğim manzara damarlarımda ki kıskançlığı son seviyeye çıkartmaya yetmişti. Ebrar yorgunluktan kendini yere atmıştı. Hande'de kendini onun üstüne bırakmıştı. Bir şey anlamasın diye doya doya içime çekemediğim kokusunu şuan Hande alıyordu. Yılların getirdiği bir samimiyet tabi ki olurdu. Benim sinir olduğum nokta benim bunu yapamamamdı. Ne olurdu Ebrarla yıllar önce tanışsaydık. Herkesten, her şeyden önce. Hala onları izlemeye devam ediyorken yanıma gelen Zehrayla kısacık bir süre dikkatim dağılmıştı.

- Çok belli ediyorsun Mile.

- Neyi?

-Neyi olacak? Kıskandığını. Çek o buz gibi bakışlarını kızlardan.

- Ne yapayım Zehra? Çok yakınlar. Eskiden de böyleler miydi bunlar?

- Yani dürüst olmak gerekirse yakınlardı ama bu ara bir tık daha yakınlar.

Söylediği şeyler zaten olmayan moralimin daha da ağzına sıçmıştı toparlamak için bir kaç şey daha demişti ama artık çok geçti. Gözlerim bir kez daha iki kıza kaydığında gördüğüm şey moralimi bozmaktan öte beni kırmıştı. Hande şaşkınlıkla yattığı yerden kalktığında Ebrar da hızla kalkmıştı. Bu da onların arasında ki mesafeyi çok aza düşürmüştü. Hande bir şeyler söylüyordu ancak ben sadece aralarında ki mesafedeydim. Konuşmaya devam edeceklerini anladığımda hızla yerimden kalmıştım. Bu herkesin gözünün bana dönmesine sebep olmuştu ancak umurumda değildi. Daha fazla bu manzaraya şahit olamazdım. Herkese iyi akşamlar dileyip son kez o güzel yüzünü görmek için kafamı çevirdiğimde bana şaşkınca baktığını görmüştüm. Zehra dışında kimse bu tepkimi anlamamıştı. Hızla salonu terk ettiğimde aklımda sadece az önce izlediğim manzara vardı. Beynimin içinde dönüp duruyordu. Kendi aptallığımdı. Kız bana iki iyi yaklaştı diye umutlanmak benim hatamdı. Ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre sahilde oturmuştum. Kafamda sonu mutsuz biten bir ton senaryo dönüyordu. Kimse rahatsız etmesin diye kapattığım telefonumu açmıştım. Bir sürü bildirim düşen ekranda benim dikkatimi çeken tek şey Ebrar olmuştu. 2-3 kere aramış yüksek ihtimalle kapalı olduğu için mesaj atmıştı.

Diğer Yarım: Mile aradım, telefonun kapalı. İyi misin?

Salondan çıkarken iyi değil gibiydin.

Kaç saat oldu hala yoksun Mile?

Zehra da eve gelmediğini söyledi. Merak ediyorum. Lütfen hemen dön.

Mile nereye gittin? Söyle yanına geleyim.

Eğer biraz daha sana ulaşamazsam polise haber vereceğim.

 Endişelenmesi gözümde çok tatlıydı ancak kendime set koymam gerekiyordu ve bunun için aramıza biraz mesafe girmesi gerekiyordu. İyi olduğumu ve birazdan eve varacağımı söylediğim soğuk bir mesajla cevap vermiştim. Anında aktif olup yazıyor yazısı çıkınca şok olmuştum. 

Diğer Yarım: Kaç saat oldu neredesin sen?

Ne kadar endişelendim haberin var mı?

Başına bir şey geldi sandım.

Mile: Gelmedi ama gayet iyiyim.

Sağ ol.

Yazıp çıkmıştım. Onunla konuştukça her şey daha da zorlaşıyordu. Eve vardığımda Zehra söylenmeye direkt başlamıştı. Ancak onu dinleyemeyecek kadar yorgundu zihnim. Kısa bir duşun ardından uyumak için yatağa atmıştım kendimi. Gerçekten kafamı duvarlara vuracaktım. Aklımdan çıkmıyordu. Yakınlığını bir kere tatmıştım şimdi nasıl uzak duracaktım ondan? Bir daha ki antrenman 2 gün sonraydı. Mesajda soğuk yapmak kolaydı yüz yüze gelince ne bok yiyecektim? Kafamda milyon soru vardı ama bir tane bile cevap yoktu. Yatağın içinde dönüp düşünmekten başka bir şey yapamıyordum. Saate baktığımda sabah olduğunu anlamıştım. Gerçekten dengemi bozuyordu ve bozduğundan haberi bile yoktu. Hava aydınlanana kadar düşünmeye devam etmiştim. Sonra da hazırlanıp Zehra' ya ev bakacağımı söyleyip çıkmıştım. Ne kadar istediğim kadar kalabileceğimi söylese de kardeşleri ile yaşıyordu ve belli bir düzeni vardı. Yani bir ev gerekliydi. Kafam biraz dağılır düşüncesi ile akşama kadar ev bakmıştım. Bir kaç evi not almıştım. Bir daha ki boş günümde daha iyi değerlendirme yapmam gerektiğini not almıştım. Eve gidince direkt uyumuştum. Hemen uyumazsam sabaha kadar yarın ne yapacağımı düşünüp gene uyuyamayacağımın farkındaydım. Sabah antrenmana ayaklarım gerçekten geri gidiyordu. Onu görünce ne yapmalıydım? Ona nasıl soğuk yapılırdı ki? Salona giriş yaptığımda o nerede diye bakınmıştım. Görünürde yoktu. Daha gelmediğini düşünürken soyunma odasına ilerlemiştim. Kapıyı açtığımda direkt o güzel gözleriyle karşı karşıya kalmıştım. Gerçekten hayat beni sevmiyordu. Yüzünü incelemek istemiştim. Çünkü onu çok özlemiştim. Peh! Birde ondan uzak duracaktım. Ben onun yüzünü inceleme fırsatı bulamadan bana yaklaşmış ve sarılmıştı. Ne? Ne yapıyordu şuan? Ebrar bana gerçekten sarılıyor muydu? Eğer bu bir rüyaysa lütfen uyanmayayım. Lütfen.

FİREWhere stories live. Discover now