Mutlu Sonsuz

327 30 7
                                    


Ebrar

Çok güzel günler geçirmiş ve üzülerek bunların  sonuna gelmek üzereydik. Gitmeden sevgilimin derdini, kafasındaki bütün olumsuz düşünceleri yok etmek istiyordum. Benim nazlı güzel sevgilim... Her zaman her şeyin en iyisini hak ediyordu ama bir türlü tam mutlu olamıyordu. Onu üzen, bir an bile yüzünün düşmesini sağlayan her şeyin yok olmasını diliyordum. Hep o güzel yüzü gülsün istiyordum. Çok mu şey istiyordum? Bence cevabı hayır. O mutlu olsun diye her şeyi yapardım. Her şeyi. Şimdi ise o antrenmandayken bende güzel bir ortam hazırlamış onu bekliyordum. Konuşacak ve aklında ki bütün pürüzleri yok etmeyi planlıyordum. Eğer bunu yapamasam aklım daha çok onda kalacaktı. Sanki çıkıyormuş gibi. Nasıl hayatıma girdi de böyle hislere kapıldım bilmiyorum ancak iyi ki girmişti. Ben bunları düşünürken benim güzelim gelmişti. Ortamı görünce şaşkın ve meraklı gözlerle bana bakıyordu. Beklemediğini tahmin etmiştim. Gülümseyerek merakını giderdim.

- Hoş geldin sevgilim. Gitmeden güzelce konuşalım ve aklına takılan her ne ise seni üzen ne ise konuşmak istiyorum. Seni üzgün görmek istemiyorum. Şimdi güzelce rahatla ve yemeğimizi yiyelim.

Beni hiç uğraştırmadan ne dediysem yapmıştı. Yemeğimizi yiyip, etrafı toplamıştık. Şarabımızı alıp manzarayı görebilecek şekilde oturmuştuk. Ve susmuştuk bir süre. Onunla susmakta güzeldi ancak bu sefer sadece susmayacaktık.

-Hadi güzel sevgilim anlat.

-Ne anlatacağımı bilmiyorum ki Ebrar. Bir şeyim yok gibi de ama bilmiyorum işte.

-Hissettiklerini anlat güzelim. 

Bir süre susmuş ve manzarayı izlemişti. O manzarayı ben manzaramı izlemiştim. Sonunda konuşma kararı almıştı ki bana döndü.

-Yalnız hissediyorum. Burada çok yalnızım Ebrar. Ne sen varsın ne de bir arkadaşım. Özür dilerim. Ben yalnızım diye senin de hep benimle ilgilenmeni istedim ancak senin arkadaşların var orada ve ben özür dilerim işte.

-İlk önce şunda anlaşalım. Benim önceliğim hep sensin. Sen olacaksın. Ve sana gerçekten söylüyorum ki her boş vaktimde bende seninle konuşmak için heyecandan duramıyorum. 

-Ama hep benimle konuşup ilgilenemezsin ki dediğim gibi orda da arkadaşın var.

-Varsa var. Hiç biri ama hiç biri senden önemli değil. Anladın mı beni?

-Teşekkür ederim sevgilim. Benim için bu sözlerin önemini tahmin edemezsin.

-Teselli cümleleri değildi bunlar, gerçeklerdi. Şimdi diğer karın ağrına geçelim.

-O neymiş? Ben bile bilmiyorum.

-Biliyorsun, biliyorsun. Vera. Neden sevemedin kızı bir türlü?

-Aslında sevmemek değil de istemsiz kıskandım galiba. Bir de hep yanında olması daha çok körükledi kıskançlığımı.

-Sevgilim benim. Güzel sevgilim. Eğer ben öyle bir şey olsaydı onu yakınımda tutar mıydım hiç hım? Hem emin olabilirsin ki tanıştığımız günden beri en büyük destekçilerimizden biri o.

-Nasıl yani?

-İlk tanıştığımız da senin yanındaki kızın saçını yolmam gerektiği ile ilgili bir tavsiye vermişti. Rusya'ya gittiğimden beri de aynı şekilde devam etti. Mile'm. Buraya gelmeden önce konuştuk biliyorsun ve dedikleri o kadar etkiledi ki beni ilk işim yanına gelmek oldu. 

-Ne yaşamış ki?

Gözlerinde ki meraklı ifade ile tam bir bebeğe benziyordu. Benim güzel bebeğim.

FİREWhere stories live. Discover now