Aşk

397 22 0
                                    


Vargas

Özlem. Hayatım boyunca hep bir şeyleri özlemiştim. Kendi ülkem beni takımımdan men edince başka ülkelere gitmiş ülkemi özlemiştim. Ailemi özlemiştim. Hayatım hep özlemekle geçmişti. Artık özleme tahammülüm yok dedikçe de hayat bir şekilde sevdiğim şeylerle yolumu ayırdı. Ebrar kulüp sezonu konusunu açtığından beri kafamda bu dönüyordu. Kısa süre sonra bulaşacak olmamıza rağmen öyle özlemiştim ki onu nasıl dayanacaktım aylarca? İlişkimize, sevgimize olan inancım tam ancak ben artık özlemek istemiyorum kimseyi. Ebrar hep yanımda olsun istiyorum. Çok mu gerçekten? Kafamı toplamam lazımdı. Biraz sonra uçak inecek ve ben sevgilime kavuşacaktım. Bu konuyu düşüncelerimin en derinine gömecektim. Daha VNL bitmemişti, Avrupa şampiyonluğu ve ek olarak olimpiyat elemeleri vardı. Daha beraber geçirilecek onca zaman, yaşanacak bir sürü anımız vardı. Gözlerim onu bulduğu an bütün düşüncelerim silinip gitmişti bile. Koşarak ona sarıldığımda içime çektiğim o kokusu. O kokusu her şeyi unutturuyordu bana. Kısacık bir süre görmemiştim aslında ama bana sorarsanız o günler çok uzun geçmiş, bitmek bilmemişti. Şimdi yanımdaydı, kollarımda. Meraklı gözlerin bize çevrildiğini hissetmek zor değildi. Korkuyordum bir yandan. Ebrar her ne kadar umursamıyor gözükse de her kötü yorumu umursuyordu aslında. Ya anlık kötü bir psikolojiye girerse diyeydi korkum. Yediği linçin haddi hesabı yoktu. Beraber olamadığımız hafta maçlarda morali düşüktü. Anlamıştım. Anlamıştım ancak yanında olamamak koymuştu. Bana anlatmamıştı ancak Zehra ile konuştuktan sonra kendine gelmişti. Ancak bir tarafım hafif kırılmıştı. Bana neden anlatmıyordu? Ben de dinlerdim onu. Tabi ki bunları ona söyleyip gereksiz bir gerginlik yaratmayacaktım. Mutluydu. Ve en önemlisi buydu. Öpmek istiyordum onu delicesine. Kendime hakim olmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Acilen buradan gitmeliydik ancak demiştim ya Ebrar beklenmeyen olayların kadınıydı. Herkesin içinde, kameralar bize dönükken onu öpmemi istemişti. Tereddüdüm bizim ortaya çıkmamız değildi. Sonrasında gelecek olan yorumlardı. Bana kalsa çoktan bütün dünyaya duyurmuştum bizi. Hala endişeli olduğumu anlayan sevgilim endişelerimi yok etmişti. Biz beraber olduktan sonra bizi kimse yıkamazdı. Günler sonra hasretle öpmüştüm o güzel dudaklarını. Kimseyi düşünmeden. O da aynı şekilde karşılık vermişti. Dudaklarına değdiğim an her şeyi unuttum. Çok tehlikeli bir kadındı. Beni her an, her şekilde altüst etmeyi beceriyordu. Bunu kendisi de bilmeden yapıyordu. Ayrıldığımızda, gülümsüyordu. Öyle güzel gülüyordu ki hakkında paragraflar yazardım ama gene de benim için anlamını bilemezlerdi. Yol yorgunu olduğunu bildiğim için bu akşam dinlenecekti. Gerçi ona kalsa yorgun olmadığını söyler ve bir şeyler yapardık ancak ben artık onu tanımıştım. İtiraz etmesine müsaade etmemiştim. Otele geçtiğimizde kısa süre de uyumuştu bile. Bende koca gece onu izlemiş her bir ayrıntısını sanki ezbere bilmiyormuş gibi bir daha ezberlemiştim. Sabah kalktığımda gördüğüm ilk yüz hep o olmalıydı. Her an, her saniye gözüm üstünde olsun istiyordum. Fazla aşktan delirir miydi? Gülen gözleriyle bana bakmaya başladığında dudaklarını yumuşak ama uzun bir şekilde öpmüştüm. Doyamıyordum ona. Kahvaltıdan sonra günümüzü şehri gezerek geçirmeyi tercih etmiştik. Sonra da bulduğumuz boş bir yerde oturup her zaman ki sohbet etmeye başlamıştık. Eskiden insanlar nasıl sıkılmadan konuşurlar diye düşünürdüm. Sevince dünyanın en saçma muhabbeti olsun konuşuluyormuş. Akşam olunca farklılık olsun diye otelin barına inmeyi tercih etmiştik.  Her şey iyi giderken Ebrar bir noktaya kitlenmiş, sinirle bakmaya başlamıştı.

- Sevgilim ne oldu?

- Eğer şu kız biraz daha seni kesmeye devam ederse kesecek bir gözü kalmayacak.

O kadar tatlıydı ki şuan gülmeme engel olamadım. Kıskançlık ayrı bir hoştu o güzel yüzünde.

- Ya gülmesene ya. Biri beni dik dik kesse hoşuna gider miydi?

FİREWhere stories live. Discover now