Rüya

528 34 4
                                    

Vargas

Hızla yataktan doğrulmuştum. Rüya mıydı? Olsa olsa kabustu. Öyle gerçekçiydi ki zihnimi toparlayamıyordum. Kafamı yana çevirdiğimde Ebrar'ın gerçekten olmadığını fark etmiştim. Rüyaydı sadece bir rüya diyerek gördüğüm şeyin gerçek olmadığını kendime hatırlatıyordum. Gerçeklik algımı kaybetmiş gibiydim. Ebrar'ı bulmak ve ona sarılmak istiyordum. Aşağı indiğimde onu rüyamdaki gibi veranda da telefonla konuşurken gördüğümde bütün hücrelerim titremişti. Rüyası gerçeğe mi dönüyordu? Hayır. Dönemezdi. Ebrar'a doğru yürüdüğünde gene aynı yerde durmuş onu dinlemeye başlamıştı.

- Ay Hande bağırma sabah sabah ya. Anlattığıma pişman ettirme.

- Saçmaladım o an napim.  Hayatım da her gün sevdiğim insan bana seni seviyorum demiyor.

- Evet üzüldük biraz ama şuan birbirimize sahibiz. Nasıl oldu bilmiyorum ama iyi ki oldu. 

- Hadi kapatıyorum. Rahat bırak bizi de güzel güzel kahvaltı edelim.

Duyduklarımla içim rahatlamıştı. Hayatımda korkuyu iliklerime kadar hissettiğim nadir anlardan biriydi. Ebrar telefonu kapatıp arkasını döndüğün de yüzünde kocaman bir gülümseme belirmişti. Hızla yanına gidip sarıldığımda anında karşılık almıştım. Kendimi asıl gerçeğin bu olduğunu ikna etmek için fazla durmuş olmalıydım.

- Canım ne oldu? Bir sorun mu var?

Diye sorduğunda daha sıkı sarılıp kötü bir kabus gördüm demiştim sadece. Kollarımdan çıkıp ellerini yüzüme koymuştu. 

- Kötü şeyler artık anca rüyalarda olacak bebeğim söz veriyorum. Ancak anlatmak ister misin hı?

-Hayır. Bir daha o anı hatırlamak istemiyorum.

Anlatmayı reddettiğimde anlayışla karşılamış kahvaltı için mutfağa geçmiştik. Kahkahalarla kahvaltı hazırlamaya koyulmuştuk. Kahvaltıdan ve hazırlamak normalde nefret ederdim ancak Ebrar'la yaptığım her şey dünyanın en güzel şeyiydi. Güzelce kahvaltı etmek için masaya geçmiştik. Çalan telefonumla yemeğe biraz ara vermiştim. Emlakçı arıyordu. Olanlardan dolayı ev işini unutmuştum bile. Ben emlakçı ile konuşurken Ebrar dikkatle beni izliyordu. Kapattığım an meraklı bir şekilde bana bakıyordu. 

- Zehra'da kaldığımı biliyorsun. Uzun süredir oradayım zaten. Taşınmamın zamanı geldi de geçiyor. 

- Zehra'nın bunu dert ettiğini sanmıyorum.

- O etmiyor zaten güzelim ben ediyorum. Kardeşleri de o evde bir de ben çıktım başına. Hem herkes için daha rahat olur böyle.

Biraz düşünüp birden bana taşınsana demişti. Bir an şaşırıp duraksamamla tereddüte düştüğümü düşünmüş olmalıydı ki beni ikna etmek için konuşmaya başlamıştı.

- Bebeğim neyi düşünüyorsun ki? Hem birbirimizle daha çok vakit geçirebileceğiz. Günün her anı beraber olacağız. 

- Sadece şaşırdığım güzelim. Neden olmasın ki? Ben dünden razıyım buna zaten. Günün her anı seni göreceğimi bilmek benim için en güzel şey zaten. 

- O zaman kahvaltını bitir de alışverişe çıkalım. 

Kafa sallayıp onu onaylamıştım. Alışveriş dediğinde küçük bir şey sanmıştım. Ancak bütün yatak odasını değiştirmiştik. Bunu neden yaptığımızı sorduğum da ise yaşadığımız yerdeki her şeyin ortak kararla almak istediğini söylemişti. Ebrar'a kalsa bütün evi değiştirecekti. Zor da olsa sadece yatak odasını değiştirmeye ikna etmiştim. Eve geri döndüğümüz de gerçekten yorgunluktan bayılacak gibiydik. Yarın antrenman olduğu için daha fazla vakit kaybetmeden uyumuştuk. Sabah antrenman salonuna girmeden durmuştum. Biz aramızdakileri söyleyecek miydik? Söylersek ne tepki verirlerdi? Anlayışla karşılarlar mıydı ki?

FİREWhere stories live. Discover now