6-AYNI SAFTA

260 30 62
                                    

Merhaba merhaba merhaba. Yeni bir bölümle daha merhaba. Yine çok güzel bir bölüm oldu. Oy verip yorum yazmayı unutmayın lütfen, bunlar benim en büyük motivasyon kaynağım. Yazım yanlışım varsa şimdiden özür dilerim :)








Keyifli okumalar dilerim :)








Savaş başladığında ya kaçarsınız ya da kalıp kaybetmek pahasına da olsa direnirsiniz. Benim kaçmak gibi bir lüksüm yoktu, hiçbir zaman da olmamıştı. Ruhum gibi bedenim de daha çocuk olduğu zamanlar bile bana savaştan kaçma şansı tanımamışlardı. O küçük ellerimle onların koca silahlarına karşı koymak zorunda kalmıştım. O zamanlar benim en büyük silahım inancım ve hırsımdı. Onların koca silahlarına karşı koyamazdım.

Şimdi ise benim de koca silahlarım vardı. Onlara karşı koymuyordum, onları yok ediyordum. Asla acımıyor, gözümü bile kırpmıyordum. Küçük kurt büyümüş, düşmanlarını yenmiş ve bütün savaşları kazanmıştı. Bu savaşı da kazanacaktı ne olursa olsun istediğini alacaktı.

Önümden hızla geçirip acile götürdükleri kanlı bedenin arkasından bakıyordum. Onu bulmuşlardı, bulmakla kalmayıp öldürmeye çalışmışlardı. Durumu ağır görünüyordu ama o pislik heriften ne kadar nefret etsem de şuan ölmesini istemiyordum. Biliyordum çünkü ona ihtiyacım olacaktı. Antonio'da bir sürü sorunun cevabı yatıyordu, hissediyordum. Duyduğum sesle daldığım yerden çektim bakışlarımı.

"Fulin?" Arslan hızlı adımlarla bize doğru geliyordu. Beyaz gömeleğinde ve ellerinde kan izleri vardı. Gözlerinde ki sorgulayıcı bakışlarla bana ve Kargın'a bakıyordu. Yanımda durduğunda tekrar konuştu. "Napıyorsun sen burda?"

"Ben Akşın'ı almaya geldim. Ne oldu Antonio'ya?" diye cevapladım onu. Arkasından gelen Efken'in de endişeli bakışları ilk beni buldu. Beni gördüğü an hızla yanımıza doğru yürümeye başladı.

"Saldırı düzenlemişler kaldığı yere. Adamlar haber verince Efken ile oraya gittik ama Antonio çoktan yaralanmıştı." dedi Arslan. Kargın da dikkatle onu dinliyordu ama bakışları benim üstümdeydi. Arslan o yanımızda olduğu için fazla detay veremiyordu. Efken yanımıza vardığında ilk önce Kargın'a baktı. Onu görmesiyle kaşları çatılmıştı. Bakışları aramıza girmek için sol tarafıma kaysa da saçma olacağını anladığı için sağ tarafıma geçti.

"Abla sen niye buradasın?" diye sordu bakışları hâlâ ters bir şekilde Kargın'a uğramayı ihmal etmiyordu. "Akşın'ı almaya geldim Efken. Sen iyi misin?" diye sordum gözlerimle bedenini kontrol ederken.

"Ben iyiyim abla ama Antonio için aynısını söyleyemem. Durumu çok ağırdı." dedi ciddiyetle. Onu nasıl bulabilmişlerdi bilmiyorum ama sadece bununla durmayacaklarına adım kadar emindim. "Peki başına koyduğumuz adamlara ne oldu? Antonio'nun da bir adamı vardı"

"Bizim koyduklarımız baygın yatıyordu onun adamı da ortalıkta yoktu." soruma Arslan cevap vermişti. Kargın yanımızda kaşları çatık bir şekilde bizi dinliyordu. Ciddi yüz ifadesi ile tamamen bana odaklanmıştı. Bakışlarımı istemsizce ona çevirdiğimde konuşmaya başladı.

"Peki kimin yaptığını buldunuz mu?" sağ tarafımda duran Efken'e dönüp sormuştu. "Hayır. Antonio'u o halde görünce ilk onu hastenye getirdik ama öğrenmemiz uzun sürmez." dedi ciddi ve ondan hoşnut olmadığını belli eder bir tonda. Efken, Kargın'a hepimizden daha çok sinir oluyordu.

"Tamam siz burda onunla kalın ben gidip evi kontrol ederim." dedim Arslan'a bakıp. O bana cevap vermek için dudaklarını aramamıştı ki Efken ondan önce davrandı. "Ben de seninle geleceğim. Arslan yanına birilerini çağırır." dedi itiraz istemeyen bir tonla. Onun benimle gelmesi daha iyi olurdu ama orda hâlâ bir tehlike varsa onu içine sürüklemek istemiyordum. Her ne kadar itiraz etsem de geleceğini de biliyordum. O yüzden itiraz etmedim.

YOL- İLK ADIM +18Where stories live. Discover now