17-ŞAFAĞIN ARDI

209 15 36
                                    

Merhaba merhaba merhaba! Nabersiniz? Size kaos dolu bir bölümle geldim. Yıldıza basıp yorum yapmayı unutmayınız. Çok fazla uzatıp sizi bekletmeden bölüme geçelim :) Yazım yanlışım varsa şimdiden özür dilerim.

 Çok fazla uzatıp sizi bekletmeden bölüme geçelim :) Yazım yanlışım varsa şimdiden özür dilerim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.







Bölüm Şarkıları;
Yansın - Çağan Şengül & Emre Aydın
Crystal Castles - Empathy










Keyifli okumalar dilerim :)








Saliseler, saniyelere yetişemiyor; dakikalar, saniyeler tarafından kovalanmıyordu. Zaman tüm işlevini kaybetmiş, bir birine takılan çarklar akmasına izin vermiyordu. Bir gerçek, günlerdir kovaladığım o gerçek, gelip ayaklarımın dibinde patlamıştı. Hemen önümde duran alacalı kahvelerin, zihnimdeki sert rüzgardan haberi yoktu.

Dudaklarından kopup aramızdan sarkan kelimeler sallanarak zihnime ağır darbeler vurup duruyordu. Aldığım her darbeden sonra beynimde acı bir sızı, saniyeler içinde belirip tekrar yok oluyordu. Her bir darbede bu döngü yineleniyordu. Tekrar. Tekrar. Ve tekrar...

Onunla ilgili bazı gerçekleri yakında öğreneceğimi hissediyordum ama bu kadarı benim de beklediğim bir şey değildi. Onun bir mafya, hatta bazen bir ajan olduğunu düşündüğüm zamanlar bile olmuştu. Uzun uğraşlar sonucu bulduğum bazı bilgiler bunları kanıtlar nitelikteydi. Fakat Büyükelçi olduğu fikri zihnime uğramamıştı bile. Yine de uyuşmayan bazı şeyler vardı. Eğer devletin seçtiği Fransa Büyükelçisi ise kim olduğunu bulmam bu kadar zor olmazdı. O an yaşadığım farkındalıkla uçsuz bucaksız bir okyanusun ortasına düştüğümü hissettim. O sandığımdan çok daha farklı bir adamdı. Ve benim kim olduğumu zaten biliyordu.

"Benim kim olduğumu bilmiyorsun ama ben senin aksine senin kim olduğunu biliyorum."

Beni tanıdığını söylemişti. O an bunu ciddiye almamış olmam, kendime sağlam bir küfür savurmama sebep oldu. Alan ile ilgili bildiği bir şeylerin olduğunun farkındaydım ama bu kadar çok şey bilme ihtimali, üzerime askeri benliğimi bir zırh gibi kuşanmamı sağladı. Yüzümde kendini belli etmek için bekleyen farkındalığı ve diğer tüm duyguları tek seferde geriye çektim. Gözlerimin bile soğuk bir boşluğa büründüğünü fark etmiş olmalı ki kaşları usulca çatıldı. Bir tepki bekliyordu; belki bağırıp çağırmamı, ona hesap sormamı ama bütün duygulardan arınmış koyu kahvelerimle öylece bakmamı beklemediği çok açıktı.

YOL- İLK ADIM +18Where stories live. Discover now