7- İLK KURBAN

262 23 31
                                    

Merhaba merhaba merhaba. Yep yeni bir bölümle beraber sizlerleyim. Bu bölüm yanabilirsiniz şimdiden uyarayım ;) Yazım yanlışım varsa şimdiden özür dilerim. Oy verip yorum yapmayı unutmayınız :)









Keyifli okumalar dilerim :)








Bölüm Şarkısı: Dedublüman & Mavzer Tabancas- Rüya Gibi








Bir şeyden suçluluk hissettiğiniz zaman başkaları bunu ne kadar red etse de kendi iç mahkemenizde her zaman kaybedersiniz. Meselenin ne olduğunun hiçbir zaman bir önemi olmaz. İsterse bir ölüm, bir yıkım, bir gidiş ve hatta belki bir kayboluş. Hissettiğiniz suçluluk duygusu ruhunuzu bir deri gibi sıkıca sarar. Sizi günlerce uykusuz bırakacak kadar sıkar. Bazen gecelerce kabuslarla uyanmanızı sağlayacak kadar yakar canınızı.

Ben suçluluk hissetmiyordum, ben suçluydum! Hiçbir red ediş, hiçbir af bunu değiştiremezdi. Ben ellerine kan bulaşmadan katil olan küçük bir kızdım. Ben parmaklarının uçlarında onlarca bedenin kanlarının damladığı bir kadındım.

Kollarımın arasındaki bedenin bana seslenmesiyle içine çekildiğim geçmişten sıyrıldım. Kollarımı boynundan çözüp ondan yavaşça ayrıldım. Yüzünün bir çok yerinde çizikler vardı, her birinden kan sızıyordu. Gözlerimle hızlıca bedenini tararken bir çok yerinde yaralar olduğunu gördüm. Onun da Kargın'dan bir farkı yoktu, her yeri yara bere içinde kalmıştı. Koluna girerek ona destek olan Baturalp olmasa ayakta bilr duramayacak bir haldeydi belkide. Bu halde bile acısını gizliyordu, sıktığı çenesinin belirginleşen kemiklerinden anlayabiliyordum. Onu tanıyordum acısı dayanılmaz bir hale de gelse belli etmezdi, özellikle düşman olarak gördüğü kişilere. Ve şuan yanımızda bulunan iki adam da onun düşman kategorisindeydi. Yanımıza yaklaşan Kargın'ın sesiyle ona dönmek istesem de yapamadım. Bakmak istemedim, bakıp aynı şeyleri görmek istemedim. O suçluluk duygusunun beni tekrar lanetlemesini istemedim!

"İyi misin?" diye sormuştu Efken'e. Ben onu kontrol ederken o kadar dalmıştım ki sormayı bile unutmuştum. Algıladığı sesle başını kaldırıp gözlerini Kargın'a dikti, Efken. "İyiyim." dedi sadece ama iyi olmadığını hepimiz biliyorduk ki başını kaldırırken bile acıdan yüzünü buruşturmuştu. Büyük ihtimalle boynuna da ağır darbeler almıştı.

"İyi falan değilsin hastaneye gidiyoruz hemen." dedim itiraz istemeyen bir tonla. "Abi sen de iyi değilsin hastaneye götürelim sizi." diyen Baturalp ile bakışlarım ona döndü. Kargın'ın da vücudunun bir çok yerinde yaralar vardı. Sırtından bahsetmek bile istemiyorum.

"Ben iyiyim bir sorun yok ama Efken'i hastaneye götürsek iyi olur." diyerek bizi red etti Kargın. Bu aptal herif heralde bedenindeki hasardan bir haberdi. Acaba patlamanın etkisiyle zihnen sarsılmamı yaşadı. "Korday sırtın berbat bir durumda ayrıc-" şakağından sızmaya başlayan kanı görünce endişe koca bir sise dönüp her tarafımı çevrelemişti. Yanına gitmek için harektlendiğimde benden önce davranıp elini alınıyla şakağının arasına bastırdı. Avuç içine bulaşan kanla beraber Baturalp, Efken'i bana bırakıp hızla onun yanına gitti.

"Abi başın-" cümlesini bitirmesine izin vermeden konuştu Kargın. "Tamam abartılacak bir şey yok. Efken'i arabaya alalım hadi." Arkasını bize dönüp seri adımlarla kendi arabasına gitti. Arka kapıyı açıp bize döndüğü sırada gelen araba sesleriyle duraksadı. Hepimizin bakışları o tarafa dönünce yaklaşan arabanın Gökhan abinin olduğunu anladım. Benim arabamın yanına yaklaşıp durdurdu. Hızla arabadan çıkanlara bakınca hepsinin geldiğini gördüm. Nevra, Derin, İz, Barkan ve Serdar, bakışları hızla arkamızda harabeye dönen eve çevrildi. Gözlerinde ki endişe her geçen saniye daha da büyüyordu.

YOL- İLK ADIM +18Место, где живут истории. Откройте их для себя