10-BANA DÖNMELİSİN

249 23 185
                                    

Merhaba merhaba merhaba. Yeni bölümle sizlerleyim. Bu aralar wattpad ile ilgili çok sorun yaşıyorum. Bölümlerin geç gelmesinin gerçekten benimle bir alakası yok. Wattpad'in azizliğine uğruyorum tamamen, elimden geldiğince erken atmaya çalışıyorum bölümleri bilginize :) Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfennn :)  Yazım yanlışım varsa şimdiden özür dilerim.





Keyifli okumalar dilerim:)







Bölüm Şarkıları: Dedublüman-Çözemezsin, Chase Atlantic- Swim, Billie Eilish- When The Party' Over








Bir çığlık. Küçük bir kızın, cılız ama güçlü bir çığlığı, durmaksızın kulaklarımda yankılanıyordu. Korkuyordu, ihanetten korkuyordu. Bir nefes kadar yakınında olan insanların ihanetinden ölesiye korkuyordu. Sevginin bir saman alevi kadar zayıf olduğu bu dünyada, bütün sevgisini verdiği insanların onu aldatmasının ihtimali bile canını yakmaya yetiyordu. Yıllarca yanında durduğu, koşulsuzca güvendiği insanlar ona ihanet ederse bir daha nasıl güvenebilirdi ki...

Güven küçük domino taşları gibidir, tek bir yanlış bütün uğraşı ve harcanan zamanı bir hiçe çevirir...

Karşımdaki bilgisayar ekranına boş gözlerle bakıyordum. İhanetin ilk izleri ortaya çıkmış, devamının geleceğinin habercisi gibi karşımda duruyordu. Kimdi bu? Bir beden vardı sadece, kadın mı erkek mi belli olmuyordu. Karşısındaki adamın elinde tuttuğu şemsiye yüzünü görmemizi engelliyordu. Yağmur hızını artırmış, arsızca bizi ıslatıyordu. Bedenimle beraber ruhumu üşüten şey yağmur muydu yoksa gittikçe yaklaşan bir ihanet mi? Bilmiyordum, bunu kimin ve neden yapacağını anlayamıyordum.

"Fulin?" diyen sesle içinde cebelleştiğim düşüncelerden kurtulup dikkatimi ona verdim. "Efendim."

"Sizden biri olabilir mi?" dedi Kargın Arkan ekrandaki kişiyi göstererek. "Hayır, yani sanmıyorum. Sizden biri de olabilir sonuçta cenazenin yerini sizinkiler biliyordu." dedim düşündüklerimi hızla ona aktararak.

"Yapmazlar, benim adamlarım buna cesaret edemez. Ayrıca sizden de cenazenin yerini bilen vardı." Arkasını dönüp mezarın başında bekyelen Gökhan abi, Efken ve Serdar'ı gösterirken söylemişti bunları. Kaşları çatılmıştı, ihanetin ihtimali bile onu sinirlendirmeye yetmişti. "Asla, onlar asla böyle bir şey yapmaz Korday." dedim baskın bir şekilde.

"Onlara güvenmiyorum." dedi dürüstçe. "Ben de size güvenmiyorum." dedim aynı şekilde. Biliyorum, biliyorum ne Efken ne Gökhan abi ne de Serdar böyle bir şey yapmazdı. Onlar bana ihanet etmezdi ki. Bakışlarımı bizden uzakta mezarın başında bekleyen arkadaşlarıma kaydı. Hepsinin elinde bir şemsiye vardı, simsiyah giyinmiş tanımadıkları bir adamın cenazesine gelmişlerdi. Sırf ben tek kalmayayım diye gelmişlerdi. Kargın Arkan'ın karşısında mahçup olmayayım diye. Böyle adamlar nasıl ihanet etsinlerdi ki, yapmazlardı.

"Kendi adamımı öldürtecek kadar psikopat mıyım lan ben?" diyen öfkeli sesiyle tekrar Korday'a döndüm. "Seni tanımıyorum Kargın Arkan, yapmış olabilirsin sonuçta peşinde olduğun bir şeyler var." dedim imalı bir şekilde. Söylediklerim onu fazlasıyla kızdırmış olmalı ki zaten yanında olan bedenimi, kolumdan sertçe tutarak kendine çekti.

"Ben kendi çıkarlarım için bir annenin canını yakacak adi bir adam değilim. Beni tanımıyor olman, böyle ithamlarda bulunabileceğin anlamına gelmez."  Öfkesi sadece sesine değil hareketlerine de yansımıştı. Kolumu o kadar çok sıkıyorduki eğer yerimde başka biri olsaydı çoktan acıyla inlemişti. "O elini kolumdan hemen çekmezsen, bir daha kullanabileceğin bir elin olmayacak." derken oldukça ciddiydim. Gözleri benden ayrılıp koluma değdikten sonra tutuşunu yumuşatıp yüzüme doğru eğildi. Hırsın hakim olduğu kahvelerini göz bebeklerime dikmişti.

YOL- İLK ADIM +18Where stories live. Discover now