18-İNTİKAMIN ADIM SESLERİ

210 17 38
                                    

Merhaba merhaba merhaba! Nabersiniz? Umarım çok iyisinizdir. Küçük bir duyuru yapıp hemen bölüme geçeceğim, bundan sonra bölümler cuma günü yayımlanacak. Çünkü aranızda okula gidenler var ve bölüm perşembe günü olunca rahat kafayla okunmuyor. Haliyle bende kitabım anlaşılarak okunsun istiyorum çünkü detaylı ve dikkat gerektiren bir konusu var. Oy ve yorum atmayı unutmayalım lütfen. Yazım hatam varsa şimdiden affola :)













◇Keyifli okumalar dilerim :)









Bölüm Şarkıları:
This Feeling-Øneheart,
Sixs Days-DJ Shadow & Mos Def,
The Winter-Balmorhea













▪︎Fransa-Marsilya / Şafaktan Önce

Yağmur damlaları tüm hırslarıyla camları dövüyor, rüzgarın keskin sesi adeta yağmura tezahürat tutuyordu. Birazdan yağmura eşlik edecek kar taneleri sessizce sıralarını bekliyorlardı. Her damla camlara, duvarlara sertçe çarpıyor; ardından tüm güçlerini kaybetmiş gibi yüzeyden kayıp siliniyorlardı.

Soğuktan ve kardan uzak bu şehirde nadiren böyle bir havaya rastlanırdı. Gel görki akşamüzerinden bu yana kendisine gelecek olanı bilir gibi buzdan yeleği geçirmişti üstüne. Sıcak denizin mavisiyle süslü kent, soğuk buzun mavisine bürünmeye başlamıştı. Yağmur ve rüzgar, saatlerdir şehrin her köşesini sarıp sarmalıyordu. Onu bekliyordu her kar tanesi, onun için hırçınca yağıyordu yağmur. Yıllardır beklenendi o, uğruna hayatlar yanandı. İntikam ve ihanetin rüzgarı sonunda esmeye başlamıştı. Camın ardında, tekerlekli sandalyesinden hırçın yağmuru izleyen yaşlı adam gibi, yıllardır bekledikleri şeyin gerçekleşmesinin heyecanı içindeydiler. Bu şehre adım attığı an, intikam ve ihanetin rüzgarı sinsice onun etrafını saracak, beklenen felakete taşıyacaklardı. Geçmiş asıl oyununa bugün başlayacaktı...

Zincirleri, parmaklarına dolanan kolyenin ucu hafifçe salanıyordu. İçinde sakladığı küçük sır dışarı çıkmak için dirense de bunun için daha çok erkendi. Yaşlı adamın göz bebekleri, gözlüğünün camının ardından kayarak kolyeye ulaştı. Yağmurun hırçın sesi kulaklarında, geçmişin kirli fısıltısı ise zihninde yankılanıyordu. Saatleri sayarak beklediği gün kapının ardında onu bekliyordu. Buraya yıllar sonra tekrar adım atacak olan kadın, onun için pahabiçilmez bir hazineydi. Onu buraya getirmek için çok uğratmış, her yolu denemişti. Hem de yıllar öncesinden beri bunun için çabalamıştı. O buraya gelmeli ve intikamın ilk perdesi oynanmalıydı.

Bir duvarı tamamen cam olan odanın içi loş bir ışıkla aydınlanıyordu. Duvardaki saatin içinde dönen akrep ve yelkovan yine acımasız bir düellodaydı. Odanın içinde yankılanan yağmur ve rüzgarın sesine eşlik eden saat sesleri, fazlasıyla kulak tırmalayıcıydı. Lakin yaşlı adam bundan rahatsız olmuyordu. Oturduğu tekerlekli sandalyesinden bir yağmuru birde elindeki kolyeyi izliyordu. Zihninde dönüp duran kirli anılar, yıllar geçmesine rağmen onu öfkelendirmeye yetiyordu. İçindeki kin ilk gün olduğu gibi tazeydi. Bu felaketi kendi elleriyle hazırlamıştı. Geçmişin kaybı bugünün savaşı olacaktı. Ondan acımasızca alınanın hesabını en ağır şekilde soracaktı. En değerli varlıklarını onlardan öyle bir alacaktı ki, acıdan yanıp kül olacaklardı. Kinine ve yıllardır süren yasına sebep olan herkes bu bedeli ödeyecekti. Düşüncelerinin onu daha da öfkelendirdiğini fark etti. Yıllar geçmesine rağmen hâlâ aynı kinle yaşamak akıl karı değildi. Fakat bu onun için önem barındırmıyordu. Bu savaşın enkazının altında kalan kendi de olsa vazgeçmeyecekti. En büyük yemini bunun içindi. Bütün gençliğini bu uğurda feda etmişti o. Aşağıdan duyulmaya başlanan seslerle beraber beklediği haberin geldiğini anlaması çok zor olmadı. Odasına yaklaşan adım sesleri, intikamın adım sesleriydi.

YOL- İLK ADIM +18Where stories live. Discover now