1.7

6.4K 235 19
                                    

"Ahu?" dedi en sonunda konuşmayı akıl ederek.

El sallayıp mal mal gülerek "Benim." dedim. Şuan dışardan sarhoş gibi gözükebilirdim ama uykum vardı. Çöp poşetini yere koyup yanıma geldi, karşıma dikildiğinde başımı yukarı kaldırıp ona baktım çok uzundu ona bakarken başım dönüyordu. Boşuna bay kapı demiyorum.

"İyi misin sen?" dedi üzerime eğilerek, ellerini yüzüme koydu çok sıcaktı. İstemsizce yüzümü ellerine bastırdım, bu davranışım ile sesli bir şekilde yutkundu. Yüzlerimiz çok yakındı, gözlerini yüzümü ezberlemek istermiş gibi üzerimde gezdirdi. "Sırılsıklam olmuşsun sen. Ateşin de var." dedi endişe ile.

Cebimden anahtarlığı çıkarıp ona uzattım "Ayaz bağırma lütfen, başımda bir ordu atış talimi yapıyor zaten." anahtarlığı alıp kapıyı açtı. Gözlerim kendiliğinden kapanıyordu, karşımda bana kararsızca baktı ardından direkt eğilip zorlanmadan beni kucağına aldı.

Bedeni sıcacıktı kedi gibi ona sokuldum, kucağında yokmuşum gibi yürüyordu. Bedeninden gelen koku çam ağaçlarının yağmur yağdıktan sonra yaydığı koku gibiydi, ıslak çam ağaçlarının verdiği ferahlığı tam olarak bedeninde taşıyordu.

Bir zemine oturduğumda gözlerimi araladım, yatak odamda yatağımın üzerine oturmuştum. "Uykum var." dedim yorgunca boğazım çok acıyordu. Bu iki kelimeyi bile zoraki bir şekilde telafuz etmiştim.

"Olmaz önce üstünü değiştirmen gerekiyor Ahu." dedi endişe ile. Önüme eğildiğinde bu sefer bana alttan bakan oydu. Bu adam karşımda bütün kaslarını belli eden bir atlet ile, pardon düzeltiyorum siyah bir atlet ile oturmamalı.

"Uyumak istiyorum ama." diye mırıldandım.

Kafasını olmaz der gibi salladı. "Üstünü değiştir, saçlarını kurutalım öyle." dedi çok yorgun olduğum için kafamı usulca salladım. "Bak iki dakikan var, sakın uyuma. Kapıda bekliyorum acele ol." dedi sonra da dışarıya çıktı.

Kıyafetlerimin olduğu dolaba doğru yürüdüm içinden Tom ve Jerry'li pijama takımımı, altına ise Miki mouse'lu panduflarımı ayağıma geçirdim saçlarımı elim ile düzelttim. Kaç yaşıma gelirsem geleyim bunlardan vazgeçmem.

Kapıyı açtığımda, Ayaz kapının pervazına yaslanmış beni bekliyordu. Kıyafetlerime baktı, yüzünde tatlı bir tebessüm oluşmuştu. "Bitti." dedim üstümü göstererek.

"Fön makinesi nerede?" diye sordu.

Kafamı sallayarak "Gerek yok Ayaz." dedim. "Zaten uyuyunca kuruyacak."

Ayaz kaşlarını hafifçe çattı. "Ne demek gerek yok. Sabaha daha kötü olacaksın, farkında değil misin yanıyorsun." dedi. Elimi yüzüme değirdim, önce elimin soğukluğu ile irkilsemde sonra ateşimin olduğunu anladım. Ayaz ise sabırla beni bekliyordu.

Pes ederek yatağın üzerine oturdum "Banyoda," dedim. Odanın içinde olan banyoya doğru yürüdü birkaç dakika sonra elinde fön makinesi ve tarak ile gelmişti. Yatağın yanındaki prize taktığı makineyi çalıştırdı.

Sırtımı usulca ona doğru çevirdim, o ise bir dizini yatağa koyarak bana daha çok yaklaştı. Makineden gelen sıcak hava benim daha çok uykumu getiriyordu, kafam kendiliğinden onun göğsüne düştü, sırtımı ona daha çok yaslayarak rahat bir pozisyon aldım.

Onun tepkisini gözlerim kapalı olduğu için göremedim ancak saçlarımın içinde hareket eden elleri birkaç saniye dondu. Özenle saçlarımı kurutuyor ve canımı yakmadan tek tek karışan tutamları ayırıyordu. En sonunda eline tarağı eline alarak taramaya başladı, benim neredeyse yollarak taradığım saçlarımı bir telini düşürmekten korkar gibi taradı.

"Ayaz," dedim.

"Efendim." dedi işine devam ederken.

"İbocan'ın işi değil mi?" dedim tebessüm ederek. Bana sürpriz dediği şey Ayaz'ın karşı daireme taşınmasına sebep olması mıydı?

"Evet." dedi. "İlk defa doğru bir şey yaptı." diye homurdandı.

"Neden ki?"

"Eğer ben olmasam içeriye bile geçmeyecektin Ahu. Hasta oldun zaten ateşin var." diye söylendi. İşi bitmiş olmalı ki tarağı bıraktı, hâlâ ona yaslı olduğum için "Ahu." dedi.

"Efendim." uyumak üzereydim.

"Hadi güzelim seni yatıralım." dediğinde huzursuz bir homurtu çıkardım.

"Ben yerimden memnunum." dediğimde küçük bir kahkaha attı. Ne diyorum ben lan. Ateşim başıma mı vurdu? Her anlamda.

"Sabah senden büyük bir azar yemek istemiyorum." dedi sıkınca. "Hatta beni öldürebilirsin. Senin sağın solun belli olmaz."

"Ya! Ben neymişim be!" dedim. Bedeninden beni uzaklaştırarak yatağa yatırdı, üstümü yorganla sıkıca örttü.

Elini yüzüme koydu, "Ateşin biraz düşmüş." dedi. "Ben buradayım bir şey istersen hemen gelirim." gözlerimi hafifçe araladım.

Boğazım kuru bir şekilde "Ayaz." dedim. Dönüp bana baktığında "Hoş geldin." söylediğim şey ile gülümsedi.

"Hoş buldum güzelim, hoş buldum." uyumadan önce duyduğum son sözler bunlardı.

Evetttt yine yeni bölüm ile karşınızdayım. Bunlar çok mu dadllııı bana mı öyle geliyor?

Ayyy yerim ben bunları. Güzel evlatlarım.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen.

SON AN | Texting ✓Where stories live. Discover now