4.2

3.8K 154 48
                                    

Pelin hiç değişmemişti, sarı uzun saçları, beyaz soluk teni, yeşil büyük gözleri ile güzel bir kızdı. Ancak güzel yüzüne zıt kötü bir karaktere sahipti; üniversitede sık sık onun yüzünden tartışırdık, onun yüzünden üniversite yıllarım zehir olmuştu.

Şu anda hepimiz benim salonumda oturuyorduk, Pelin'in gözleri sürekli Ayaz'ın üstünde dolanıyor, arada bana dönüp göz deviriyordu. Anladığım kadarıyla hiç değişmemişti.

Ayaz yanımda oturuyordu Pelin'in bakışlarını umursamaz bir hâli vardı, polar battaniyeyi karnıma doğru dikkatle çekerek karnımı örttü. Ona döndüğümde bana gülümseyerek kendine çekti, başım omzuna düştüğünde utanarak ona baktım. O ise aldırmadan göz kırptı.

Ayaz yüzündeki gülümsemeyi silip ciddi şekilde İbocan ve Pelin'e baktı. "Bir sorun mu vardı Pelin hanım? Evime kadar gelme zahmetinde bulunduğunuza göre?" dedi ciddi ciddi. Sesinde farklı bir soğukluk ve resmiyet vardı.

Pelin nazikçe gülümsedi, eğer gerçek karakterini bilmeseydim iyi biri sanardım. "Hayır Ayaz," dedi çok samimi şekilde. Kaşlarımı çattım, ne oluyordu lan burda? "Kahve sözüm vardı sana, sen adım atmayınca ben geleyim dedim." çok rahat konuşuyordu.

İbocan diken üstünde oturmuş, sessizce bizi dinliyordu. Ayaz kafasını direkt İbocan'a çevirdi, İbocan zoraki şekilde sırıttı. "Siz Ahu ile birbirinizi tanıyor musunuz?" dedi konuyu değiştirmek için Pelin'e döndü.

Pelin arkasına yaslandı, "Ya üniversiteden tanışıyoruz, çok iyi anlaşırız." dedi sinsice gülerek.

İbocan ortamı yumuşattığını düşünerek rahat bir nefes alacaktı ki benim nefret dolu bakışlarıma denk geldi. Yerinde daha fazla sindi.

Pelin benimle Ayaz'a baktı, "Siz?" dedi sorar gibi.

Ayaz saçlarıma öpücük bıraktı, "Sevgiliyiz," dedi Pelin devam etmeden. "Ahu benim sevgilim." dediğinde İbocan keyifle arkasına yaslandı. Pelin gözlerini devirdi, önemsiz bir ayrıntıymış gibi kafasını salladı. Yerimde dikleştim bu kız cidden fazla oluyordu.

"Sen ne yapıyorsun Pelin?" dedim baskın sesle.

Pelin gülümsedi "Askeriyede doktorluk yapıyorum," dedi. Demek ki Ayaz ile bu yüzden tanışıyordu. "Sen?"

"Hastanede görev yapıyorum bende." dedim. Aramızdaki gerginliği Ayaz hissetmişti, omzumda olan parmağıyla dairesel hareketler çiziyordu. Yavaş yavaş yaptığı davranış yüzünden hafifçe irkildim.

Pelin bize bakıp sinirle gülümsedi, gözlerini kıstı bana yaklaşıp "Kıvanç ile aranız nasıl, hâlâ seni rahatsız ediyor mu?" dediğinde şaşkınlıkla ağzımı açtım. Şu an bunu sormasını asla beklemiyordum.

Kıvanç üniversitede benim peşimden dolanıyordu ancak aynı anda Pelin ile birlikteydi. İkisinin de iğrenç karakterleri vardı. Kıvanç, Pelin ile birlikte olmasına rağmen beni rahatsız ediyordu, Pelin ise her şeyi bilmesine rağmen onunla birlikte oluyordu.

Lan benim ne kadar iğrenç bir üniversite hayatım varmış. Lanet.

Ayaz'ın parmakları durdu, herkesin bakışları bana döndüğünde "Hayır, aksine sen hâlâ onunla birlikte misin? Çok yakışıyordunuz, dış görünüşleriniz, karakterleriniz." dedim özellikle son kelimenin üzerine bastırarak. Pelin bunu beklemiyordu ki yüzündeki gülümseme solmuştu.

Ayaz'ın gergin olduğunu hissediyordum, "Kıvanç?" dedi. Gözlerini kısmış oldukça ciddi bakıyordu, İbocan sanki iki metre değilmiş gibi koltukta küçüldükçe küçülüyordu.

Pelin benden önce sözü alıp "Hiç öyle üniversiteden tanıdığımız ortak bir arkadaşımız," diye ucu açık bir cevap verdi.

Ayaz'ın sinirle kasılan bedenine sokuldum, kafamı omzuna hafifçe sürttüm. Ayaz sakince nefesini verdi, saçlarımı öptü. Bu adam gerçekten benim davranışlarım ile yumuşuyordu.

İbocan ayağa kalktı, "Hadi biz gidelim Pelin, o kadar ısrar ettin geldim. Yeterli." dedi ciddi bir sesle Pelin gözlerini devirerek ayağa kalktı.

Önden çıkan Pelin ile İbocan bana döndü "Sen nasıl oldun?" dedi endişe ile. "İyi misin, Ahu?"

"İyiyim, teşekkür ederim." dedim. Ona yaklaşarak "Bu Pelin ne iş?" diye fısıldadım.

İbocan bıkkınca nefesini verdi, "Komutanımın ev adresini bulmuş, geleceğim diye tutturdu. Tek başına gelmesi hoş olmazdı, bende onunla birlikte geldim. Sonrasını biliyorsun zaten." dediğinde kafamı salladım.

Pelin'in Ayaz'a ilgisi vardı bunu anlatmıştım. Demek ki bu davranışlarını askeriyede de belli ediyordu, İbocan buraya onu yalnız göndermek istemediğine göre.

Bizde kapıya çıktığımızda Pelin ayakkabısını giymişti, İbocan da hızla giydi. "Dikkat et kendine." dedi yanağımdan makas alarak. Ayaz sessizce durmuş bizi izliyordu, İbocan bana küçük kız kardeşiymişim gibi davranıyordu.

Pelin bana dönüp "Görüşürüz Ahu, seni tekrar görmek güzel. Bundan sonra hep karşılaşacağız." dedi göz kırparak. Kaşlarımı sinirle çattım, o ise önemsemeden Ayaz'a dönüp "Askeriyede görüşürüz." dedi rahat rahat.

İbocan ve Pelin gittiğinde içeriye girdik. Bütün keyfimiz kaçmıştı, üstüne üstlük gerilmiştim. Bu kız istediğini alabilmek için her şeyi yapabilirdi.

Ayaz bir şey demeden susuyordu. Konuyu açarak "Kıvanç, üniversiteden tanıdığım birisi." dedim kendimi açıklamak ister gibi.

Ayaz yüzümü ellerinin arasına aldı, "Bana kendini açıklamana gerek yok yavrum." dedi. "Beni sadece sen ilgilendiriyosun." dudağıma küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Sadece sen."

Pelin kısa bir sürede olsa gelip huzumuruzu kaçırmıştı, bu ilkti ama son olmayacaktı.

Ehe selammm. Bol kaoslu bölümler geliyor arkama yaslanıp yazıyorumm. Off şu an çok spoi vermek istiyorum ama susup yazmak zorundayım (spoi verirken yanlışlıkla finale kadar anlatabilirim)

Oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.

Seviliyorsunuzz 💕🖤

SON AN | Texting ✓Where stories live. Discover now