4.0

4.5K 188 56
                                    

Art arda giren kramplar yüzünden koltukta kıvranıyordum, sözde film izleyecektim ama ilk dakikadan beridir ağrıdan tek kelime anlamamıştım.

Kumandaya uzanıp televizyonu kapattım, elimi karnıma koyarak masaj yapmaya başladım. Etkisi olmayan masaj ile daha fazla koltukta kıvranıyordum. Zaten her dönem sancılı geçiyordu, bu dönemde ise soğuk almış, hastalanmıştım. Şimdi de acısını çekiyordum.

Yüzümü yastığa gömdüm, biraz daha ağlayacaktım. Dayanılmaz bir acıydı, içtiğim en keskin ağrı kesicilerin bile bir etkisi yoktu. "Sakin ol Ahu, bir şey yok. Bir şey yok." kendi kendime yaptığım telkinler sadece beni daha fazla sinir ediyordu.

"Bir şey var tamam mı! Ölüyorum burda!" diye kendi kendime bağırdım. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım, sancıları unutmaya, güzel hayaller kurmaya... Yatakta kıvranmak sancıyı daha çok artırıyordu.

"Ağlayacağım tamam mı dayanamıyorum," diye söylenmeye devam ederken zil çaldı. Kimin geldiğini bilmiyordum, yemekte söylememiştim. Yorganın altından kalkıp yavaş yavaş kapıya yürüdüm. Her bir adımda sanki karnıma bıçak saplanıyordu. Kapıyı yavaşça araladığımda Ayaz karşımda duruyordu.

Endişeli gözleri yüzümde dolaşıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Ayaz," dedim sorarcasına.

Ayaz ellerini direkt yüzüme koydu, "İyi misin? İbocan mesaj attı." dedi hızla. Ellerini yüzümden çekip "Ateşin yok, ne oldu neyin var? Hasta görünüyorsun." dedi.

Karnımda olan elimi acı ile biraz daha karnıma bastırdım, "İyiyim, iyiyim uyursam geçer. Sadece karnım ağrıyor." dedim zoraki şekilde. Ayaklarım bile acıyordu.

"Ne yapman gerekiyor, seni bu şekilde yalnız bırakamam güzelim." dediğinde kapıdan çekilip içeri davet ettim.

"Aslında bir şey yapmana gerek yok yanımda dursan yeter." dedim sakince. İçeriye doğru gidiyorduk, Ayaz arkasını dönüp yürüyemediğimi görünce yanıma gelip yavaşça beni kucağına aldı.

Şaşkınlıkla ona baktım, o ise bakışlarıma endişe ile karşılık verdi. "Hastaneye gidelim mi? Hiç iyi görünmüyorsun güzelim." dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Hastanelik bir şey yok sadece sıcağa ve uyumaya ihtiyacım var." dediğimde Ayaz anlayışla onayladı.

Odama kucağında geçirip yatağa dikkatlice bıraktı, üstüme yorganı örttü, sonra bana dönerek "Ağrı kesici içtin mi?" diye sordu.

"Sen gelmeden önce iki tane içtim, etisi hâlâ yok ama." dedim. Ayaz yüzümdeki saçlarımı çekti, alnıma minik bir öpücük bıraktı.

"Anladım güzelim," dedi ayağa kalkarak, alnımı ve yanağımı öptü sanki ağrıyı almak ister gibi.  "Ben beş dakikaya geliyorum." deyip bir şey dememi beklemeden odadan çıktı.

Bir süre sonra içeriye girdi, elinde tuttuğu tepsiyi yatağın yanında duran masaya bıraktı. Tepsinin içinde; kupa bardağında üstünden dumanlar çıkan sıcak çikolata, birkaç tane bitter çikolata ve sıcak su torbası vardı.

Sıcak su torbasını yorganı kaldırarak karnımın üstüne koydu, tekrardan yorganı üzerime örttü. Tepsiyi getirip yatağın yanındaki boşluğa oturdu, sıcak çikolatayı bana doğru uzattı. "Hadi güzelim biraz iç, sancı azalır, en azından iyi gelir." dedi sakince.

Ona şaşkın şaşkın bakıyordum bu kadar şeyi nerden biliyordu. Yavaşça doğrulup bardağı tuttum, üstünden çıkan dumanları önemsemeden sıcak çikolatadan bir yudum aldım, genzimi yakan bir sıcaklıktı iyi gelmişti.

Ayaz sessizce beni izliyordu, "İki tane ablam var," dedi açıklama yaparak. Konuştuğumuzda hamile olan ablasından bahsetmişti, demek ki bir tane daha ablası vardı. "Annem genellikle işte olduğu için onlarla, özel dönemlerinde ben ilgilenirdim." dedi yüzüne anlamadığım bir hüzün çökmüştü.

SON AN | Texting ✓Where stories live. Discover now