Halis şu misafirle salondaydı, Orhan ve Gülgün de misafiri görüp şok olurlar.
Halis:
"Orhan Gülgün? Gelin, bakın kim geldi bize"
Gelen-Barıştı.
Ama Gülgün onu tanıyordu. Çünkü Tam Gülgün'ün babası onu Barışla evlendirmek istediğinde Korhanlar haber vermişti, Gülgüne bakmaya falan geliyoruz diye ve ertesi günü Orhan ve Gülgün nişanlanmıştı, Barış ta tek başına kalmıştı.
Gülgün kendi kendisine fısıldayarak:
"Olamaz, olamaz bu"
Orhanda içinde çok sinirliydi, ama Barıştan bunun hesabın sorardı sonra.
Halis ve Barış ayağa kalkar, Gülgün durduğu yerde durup kaldığında Orhan fark edecek ve elini tutar.
Orhan:
"Hadi gel sevgilim"
Gülgün yüz vermemek için çabalar, ama Orhan görüyordu bir şey olduğunu, Barışta Korhanlardan intikam almak için onlarla iş başladı ve Gülgün'ü geri kazanmak için.
Orhan:
"Hoş geldiniz"
Barış:
"Hoş buldum*
El ele selamlaşırlar.
Orhan:
"Tanıştırıyım, eşim Gülgün"
Gülgün:
"Hoş geldiniz"
Barış:
"Barışım ben, sağ olun"
Barış elin uzatır, Gülgün ister istemez elini verir.
Halis:
"Biz her şeyi konuştuk, yarın Barışı ben akşam yemeğine davet ettim, yarında imzalayacaz"
Barış:
"Tabi efendim...O zaman yarın yine görüşürüz"
Halis:
"Görüşürüz"
Gülgün bunun hiç birin duymaz çünkü dalar, yani içinde korkmaya ve düşünmeye başlar.
Barış Gülgüne baka baka:
"İyi günler"
Gülgün cevap vermez çünkü dalmıştı, Orhan fark eder ve eğilip kadının kulağına fısıldar:
"Canım, iyi misin?"
Gülgün:
"Hıı? İyiyim *Barış'a bakar* iyi günler"
Orhan:
"Sizi geçireyim"
Halis yukarı çıkar, Gülgün de terasaya.
Kapının yanında.
Orhan:
"Ben sana ne dedim? Aileme dokunamayacaksın demedim mi?"
Barış:
"Ben senin ailene dokunmadım. Ama bir gün sen bir şey oğrendiğinde yine konuşuruz, o zamanda ailene dokunacağım"
Gülgün'ün onu geçmişten tanıdığını ve geçmişte evleneceklerini öğrenebileceğini kastetmişti.
Orhan:
"Lan ne diyorsun s-"
Karlos gelir.
Karlos:
"Barış bey arabanız hazır"
Barış:
"Tamam, sağ olun...Yine görüşürüz Orhan bey"
Orhan hiç bir şey demez sadece kafasın sallar.
Gülgün de merdivenlerde yukarıya çıkıyordu, Orhanda çıkarken onu görür.
Orhan:
"Canım"
Gülgün:
"Orhan?"
Orhan:
"Sana ne oldu? İyimisin?"
Gülgün:
"İyiyim, biraz başım ağrıyor"
Orhan:
"Sen odaya geç, ben babamla konuşup yanına gelirim, olur mu canım?"
Gülgün kafasını sallar.
