Bölüm 3: "Âşıklar Nereye Gider?"

359 49 259
                                    

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Paramparçaydım

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Paramparçaydım.

Kalbimdeki bu burukluğu daha iyi nasıl tarif edebilirdim hiçbir fikrim yoktu. Nefeslerim hâlâ düzensizdi son yarım saattir olduğu gibi, boğazımda yutkunmamı zorlaştıran bir düğüm vardı ve en önemlisi kalbim sıkışıyordu. Yüzümde kuruyan yaşlara her saniye yenisi ekleniyordu ve açık söylemek gerekirse, bok gibi hissediyordum.

Yanından geçtiğim bir aracın camından kendime baktım, ne kadar da aptal görünüyordum. Cebimdeki telefonu çıkarıp saati kontrol ettiğimde ilk derse çoktan geç kaldığımı görmem bile pek umrumda olmadı. Bugün nefes almaktan zor hiçbir şey olmayacak gibi duruyordu.

Öyle başkasının lafına kolay kolay ağlamazdım ben, bunu lisede gördüğüm zorbalıklar çok güzel bir şekilde öğretmişti bana. Dedim ya, başkasının lafına ağlamazdım ama söz konusu Jungkook olunca tek bir nefesinde bile hıçkırıklarıma boğulurdum. Şimdi karşıma geçmiş bana öyle ağır laflar etmiş olduğu için durduramıyordum kendimi. En hassas noktamdı benim, en büyük zaafımdı ve hiç umursamadan şah damarıma dayamıştı keskin hançerini.

"Abla iyi misin?" Birden karşıma çıkan minik erkek çocuğu beni duraksattı. "Ağlıyorsun."

"İyi değilim galiba," dedim birden fısıltıyla.

"Çikolata?" Elindeki paketi bana uzattığında kaşlarım çatıldı. "Çikolata yersen mutlu olursun diye düşünmüştüm, kusura bakma."

Bankta tek başıma oturmak hoştu ama soğuk rüzgarın usulca eteğimin açıkta bıraktığı bacaklarıma sürtünmesi kötüydü. Deli gibi üşütüyordu bu havalar beni. Okul üniformasından nefret ediyordum.

Bahçede öğle arası olmasına rağmen çok kişi yoktu, sadece birkaç basketçi kapalı spor salonu temizlikte olduğu için neredeyse önümde olan yedek potada saçma sapan tavırlarla basket oynuyorlardı. Sahanın kenarında ise okulun şu popüler kızları kıkırdayarak onları izliyor, aralarından bir tanesi siyah uzun saçlı basketçinin tekine durmadan kur yapıyordu.

Gözlerimi bir kez daha devirdim, kafamı çevireceğim sırada basket topu büyük bir hızla ayağımın yanına düştü. Tabii ki de onlara geri atmayacaktım, gelip kendileri alabilirlerdi çünkü top hızlı düştüğü için az öteme sekerek uzaklaşmıştı.

Kill My Pain ⚘ rosékookOnde histórias criam vida. Descubra agora