Bölüm 4: "Senden Kaçarken Sana Yakalanmak."

328 46 241
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Yemin ederim kokundan anlamıştım, benim için herhangi birisi olmayacağını

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Yemin ederim kokundan anlamıştım, benim için herhangi birisi olmayacağını. Bir arkadaştan çok daha fazlasıydın hep, şimdi yüreğini öpmek istediğim bir adamdan başka bir şey değilsin. Seni sevmek başlarda çok kolaydı, gözlerimin önünde parlayıp duran bir mücevherden farksızdın. Şimdiyse mücevherim paramparça oldu, kaybetmek üzereyim. Sevmek kanatır mı? Sevgi iyileştirir, sevgi büyütür diye bilirken sen tüm bildiklerimin karşısında bana rastlamış gibisin.
Canımı yakmadan seni sevmek mümkün mü canımın sızısı?
Söyle bana, kırıklarından öpmek isterken aynı anda dudaklarımın da kanamamasını umut etmek mümkün mü?" -R.

Yine bir gece yarısıydı. Yine gözyaşlarımı odamdaki çalışma masamın sandalyesinde oturarak avuçlarımda bir birikinti oluşturacak şekilde durmaksızın akıtıyor, seni düşünüyordum. Bana kurduğun o sıcak teması ve yüzüme olan yakınlığına karşı hislerimin karnımda bir kelebek oluşturmasına bile fırsat vermemiştin. Kalbime çok daha yakından hasar vermek için yaklaşmıştın bana bu denli, gözlerindeki puslu yabancılıkta görmüştüm seni.

En iyi ben tanırım dediğimiz insanların da bir gün tanımadığımız bir tarafıyla yabancılaşıp bizi yüreğimizden yaraladıkları gün büyürüz.

Günden güne büyütüyordun beni.

Eve nasıl döndüğümü sorsanız anımsayamazdım. Gördüğüm tek şey gözyaşlarıydı. Ondan kaçarmışçasına koşarak çıktığım çiçek dükkanından bugün güllerimi bile alamadan gitmiştim. Hıçkırıklar içinde tüm kaldırımı koşarak evime geldiğim andan beri odamdan çıkmamıştım.

Ailemin arka arkaya endişe dolu sorularına dahi cevap vermek içimden gelmiyordu, sessizlikle karşıladığım andan beri odamdaki çalışma masamın sandalyesinde ağlıyordum. Ardına kadar açık olan penceremden içeriye dolan soğuk hava beni üşütemezdi bugün karşısında üşüdüğüm kadar. Omuzlarım hıçkırıklarımla sarsılırken defterimin kapağını kapattım ve kollarımı çaresizce bedenime sararak başımı kaldırıp penceremden gökyüzüne baktım.

"Böyle olmak zorunda mıydı? Seni sevdiğim için bu kadar canımı yakmak zorunda mıydın?" diye hıçkırarak alt dudağımı ısırdım. "Ben seni sadece sevdim... Yaptığım tek şey sevmekti!" diyerek öfkeyle başımı eğdiğimde gözlerimi sıkıca kapattım.

Kill My Pain ⚘ rosékookWhere stories live. Discover now