O güzel gözlerin süsler her bir gecemi,
İnan hiç boğamadım ellerimle hepsini.
Yalandı her kelimen, kandırdın beni,
Bu kabustan uyansam yine de değişmem hiçbir şeye seni.
Üzülme kül kelebeğim,
Bugünü atlatırsak;
Yarın diye bir şey yok.
"Ben seni kend...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yüreğimin dilini uğrunda lâl bırakan, gözlerimi yüreğinin alıntısız güzelliğiyle kamaştıran ve dudaklarından dökülen her bir kelimeyle iki göğsümün arasını delik deşik eden bir adamın âşığıydım.
O tam şimdi böyle yakından kocaman kahverengi hareleriyle benim gözlerime bakarken, ellerimi kabarık saçlarının arasına daldırma isteğiyle boğuşuyordum. Bacaklarımın arasındaki sert adalelerle sarılmış bacaklarını hissederken biraz daha kendimi ona ittirmek ve ittirmemek arasında gidip geliyordum.
Yanağımdan süzülüp giden gözyaşını gözleriyle izlediğini gördüğümde, size yemin ederim eğer ben aklımı kaçırmamışsam, bu adamın kirpiklerinin titrediğini görebiliyordum. Dişlerini nasıl sıktığını, bunu yaparken o belirgin çene hattının ne denli kasıldığını öyle güzel bir yakınlıktan görüyordum ki, nefesim kesiliyordu. Ağlarken bile beni büyüleyebiliyordu.
Elini kararsız bir şekilde kaldırıp çeneme doğru sürüklenmekte olan gözyaşımdan düşürdüğü bakışlarını ayırmadan, işaret parmağının çenemin altına değdiğini hissettim. Başını hafifçe omuzuna doğru eğmişti, o hırçınlaşmaya başlayan nefesini dudaklarımın üstünde hissedebiliyor olmak tüm bedenimin ısınmasını sağlıyordu.
Yanağımdaki bu ıslaklığı silmek için baş parmağını uzattığı anda, sırtıyla sert bir şekilde kapıyı açan Jimin ve onun kollarının arasında dudaklarını yarın yokmuşçasına öpen Jennie, mutfağa bir anda girdiklerinde, ben irkilerek o yöne baksam da, Jungkook daha sakin bir şekilde başını sol tarafımızda kalan kapıya çevirmişti. İkisinin girdiğini gördüğümüzde, çenemin altındaki temasını hızla sonlandırarak bacaklarımın arasından çıkmak için hareketlendiği sırada, Jennie şişip kızaran dudaklarıyla kendini geri çekerek Jimin’in omzunun üstünden bize bakmaya başladı.
Çok hızlı bir şekilde tepki vererek parlayan gözleri ve dudaklarına düşen şeytani tebessümle birlikte, “Sanırım birilerinin işini böldük.” dediğinde, nutkum tutuldu, yutkunamadım.
Şok içinde dudaklarım aralandığında, Jimin de hızla arkasını dönerek önce tezgahın üstünde oturan bana, ardından bacaklarımın arasında kalan Jungkook’a baktı ve, “Siktir, tam zamanında girmişiz içeriye.” dedi sırıtmaya başlarken.
