eight

86 15 31
                                    

Bugün Louis, Harry ile ilk resmi randevularına çıkacaklardı. Yeni yıla gireli 4 gün olmuştu ve Harry'nin gitmesine 1 hafta vardı bu yüzden artık resmi bir randevuya çıkmak istemişlerdi.

Louis'de, Harry'nin buradan gitmeden son kez bazı yerleri gezmek istediğini hatırladığı için hemen tanıdığı ve meydana yakın olan bir oteli arayıp, en üst kattan bir odayı ayırtmıştı.

İlerleyen saatlerde otele gitmişti ve oteli o gecelik ayarlamıştı

Louis, o gece en üst kattan rezerve yaptırmıştı bu şekilde akşam yemeğini tek kişilik özel bir loca da yiyeceklerdi ve sonrasında da otel odasına çıkacaklardı. 

Odanın tavanında büyük bir cam bulunuyordu geniş çift kişilik yatağı kaldırtıp, yumuşak bir yer yatağı ve noel temalı bir örtü koymuştu. Tam karşılarından onlara vuracak olan şömine içeriye tam da Louis'nin istediği ve Harry'nin beğeneceğine emin olduğu bir hava katıyordu.

Harry'e basit ama şık bir şey yapmak istemişti Louis, ve amacına ulaştığını hissediyordu.

Normal yatak yerine yerde olmasını Harry'nin bunu sevdiğinden dolayı istemişti ve içeriye daha iyi bir hava katmasından. Ama yer yatağını da en iyisinden seçmişti, daha sonra bir yerlerinin ağrımaması gerekirdi.

En sonunda Louis çalışanlara teşekkür edip kendi evine gitti üzerini değiştirdi akşamın bir an önce gelmesini bekledi önceden Harry'i arayıp onunla ilk randevularına bu gece çıkacaklarını haber vermişti. Ve Harry bunu bekliyormuşçasına itiraz bile etmeden kabul etmişti.

Şimdi tek yapmaları gereken ikisinin de hazırlanmasıydı, Louis Harry'e pijamalarını da almayı unutma deyince Harry, daha da meraklanmaya başlamıştı.

Louis, Harry'e saat akşam 5 buçuğa gelirken ''Seni evden alacağım'' diye bir mesaj atınca Harry, heyecan içinde beklemeye başlamıştı. Ardından da Louis ''Beyaz atkı ve şapkanı almayı unutma hem hava soğuk, hem de insan içinde olacağız.'' yazmıştı. Ve bu Harry'i daha da heyecanlandırmıştı.

En sonunda Louis geldiğinde, Harry heyecanla kapıyı kilitleyip anahtarlığı saksılığın altına koymuştu -çünkü Natalia, öyle yapmasını söylemişti evden çıkacağı zamanlarda. Ve hemen Louis'nin arabasına koşmuştu.

Louis, arabanın dışında onu bekliyordu hızlıca ona ön koltuğu açmış ve kapıyı kapadıktan sonra kendisi de sürücü koltuğuna yerleşmişti.

Louis'de içeriye binince Harry, hemen uzanıp Louis'nin yanağına bir öpücük kondurmuştu. Louis, sırıtarak bir süre onu izlemişti. ''Çok güzel gözüküyorsun.''

Harry, utangaç tavırlarla teşekkür ederken Louis radyoyu açmış ve kısık sesle Elvis Presley şarkısıyla yollarına devam etmişlerdi. Kısa süre içerisinde Times meydanına varmışlardı.

Harry, heyecanla kıpırdanmıştı çantasını omuzuna takmış ve yüzünü beyaz tüylü atkısıyla iyice kapamıştı. Louis'de inmiş ve ona kapısını açmıştı. Güzel ilerliyorlardı.

Louis, Harry'i belinden tutarken konuşmuştu ''Times meydanı akşamları ve geceleri daha güzel olur ama o saatlerde başka bir yerde bulunacağımızdan 6'da gelmemiz gerekti.''

Harry'e dönüp durmuştu, ve saate bakmıştı ''Şimdi 2 saatimiz var ne yapmak istersiniz Bay Harry?''

Harry, ellerini çırparken heyecan içinde etrafına bakmıştı ''Öncelikle, bir kahve içebilir miyiz?''

''Tabii ki de içeriz.''

Louis, Harry'i buranın en ünlü ve meşhur yerlerinden birine götürürken Harry ile yolda sohbet etmişlerdi. Tatlı ve kahvelerini alıp Baryant Park'a geçmişlerdi, yavaş yavaş güneş batıyordu ve gecenin karanlık tonları gökyüzüne hakim olmak üzereydi.

Mistletoe | Larry StylinsonWhere stories live. Discover now