fourteen

65 18 36
                                    

Harry, hüsranla dolu olan gözlerini sakladı. Bu neyin hüsranıydı? Açıkçası o da bilmiyordu. Sadece cesaretsiz ve kapalı bir kutu gibi hissetmeye başlamıştı.

''Louis, sana değer veriyorum. Son günlerde yaşanan şeyler için üzgünüm.''

Louis ise onda ki hüsranı fark etmesine rağmen kendinden emin tavrını bozmamış, kafasını emin bir şekilde kaldırarak düşüncelerini paylaşmak üzere derin bir nefes çekmişti ''Üzgün olduğunu söyleme Harry, bunu hastanede de söyledin. Duymak istediklerim bunlar değil, biliyorsun.''

Harry, onun bu kadar umursamaz tavrına kırıldı. Ama aslında Louis'de önemsiyordu, sadece kendi alışkanlıklarından biri olan en küçük olayda kendini korumak için duvarlarını çekiyordu. Bu onun kendini savunma şekliydi. Geçmiş ilişkileri pek iç açıcı değildi.

''Neyi duymak istiyorsun Louis?''

Louis, elini sallarken dudaklarını büzmüştü ''Bilemiyorum, bir kere güvenim sarsılırsa kolay toparlayamam bu da geçmişten kalan bir şey.''

''Seninle tekrar eskisi gibi olmak istiyorum Louis, her şeye hazırım eğer konu sensen diğerleri umurum dışı. Yoksa benim kariyerimi böylesine etkileyecek bir tasarımı ertelemezdim, emin ol.''

Louis, içerisinde ki karışık duygu birikimini hiçe saymaya çabalamıştı. Çabaladığı ile kalmıştı karşısında ki adamın gözlerine bakarken, kendi gözlerinde ki perdeleri indiremiyordu işte. Her ne kadar o duvarları örmeye çalışsa da, çalıştığı ile kalıyordu. Önce ki sefer aşık olduğunu sandığı adamın ona yaşattıklarını yaşamak istemiyordu.

''Bak Harry, benim için yaptıklarına ve yaşadığımız onca güzel anıya minnettarım. Ama bu şekilde güzel ve hoş kalsınlar. Bence aramızda çözemediğimiz her neyse bunu bitirelim, senin hayatın benimkinden çok farklı... Buna alışabileceğimi sanmıyorum, üzgünüm.''

Harry, gözlerinde ki hayal kırıklığı ile pes etmiş olan adama bakmıştı. İçerisinde ki sessiz çını kalbinden kulaklarına yansıyor her bir hücresini yakıp kavuruyordu. Ne yapacağını bilemez bir şekilde titremeye başlamıştı, tekrar aynı şeyi yaşayamazdı. Tekrar güvendiği ve sevdiği biri tarafından terk edilemezdi. 

Louis'nin yaşadığı zorlu günler olmuşsa da, Harry'de de vardı o zorlu geçmiş günler. Sadece karşısında ki adama sıfırdan bir sayfa açmak ve mutlu olmak istediğindendir ki geçmişini geride bırakıp hareket ediyordu. Olması gereken de buydu.

Louis'den tek beklentisi, onun da aynı hassasiyet ile geçmişi bir kenara bırakmasıydı. Bu konuda herkesin travmaları olurdu, ama geçmişe bağlı bir insan gelecekte emin adımlar atamazdı. Bu da zaten aralarında ki sorunu teşkil eden başlıca kaynaktı.

Gözlerini mavi irislerde gezdirdi ''Bende hayatımı senin alışacağın türden bir hayata eviririm. Böylelikle ikimizin de mutlu olduğu günler gelir ama benim mutlu olmak için sana ihtiyacım var.''

Harry muhtaçtı onun sevgisine, onun mavi gözlerine, ona bu kısa sürede yaşattığı büyülü aşka muhtaç olmuştu. Onsuz geçirdiği günler bir hiçken, onu tamamen bırakma düşüncesi korkunç geliyordu.

Louis ise sadece burukça gülümsemişti ''Harry...'' Belli etmemeye uğraşsa da yorgun gözleri düşüncelerini belli ediyordu, yüzünden bir manşet gibi okuyordu Harry onu.

Harry, onun devam etmesine izin vermemişti ''Sana tek bir şey söyleyeceğim bundan sonrası senin kendi kararına bağlı Louis.'' 

Louis, devam etmesi adına gözlerini kırpınca devam etmişti ''Eğer geçmişine takılı kalırsan, gelecekte attığın adımlar sağlam olmaz ve düşersin. Bu yüzden bu durumdayız, yanlış anlama kendi yaptığım şeyi savunmuyorum ama orta da benim bilerek yaptığım bir şey bile yok. Fakat senin için hayatımı tümünden değiştirebilirim, seninle ilişkim olursa bunu medyaya duyururum ve endişeleneceğin bir şey kalmaz. Bak, mesela benim de geçmişim de güvenimi sarsan şeyler yaşandı ama bunları geleceğime katmadan ilerlemeye çalışıyorum çünkü eğer bunu yaparsam aksi halde mutlu olamam.''

Mistletoe | Larry StylinsonDär berättelser lever. Upptäck nu