nine

70 15 4
                                    

Louis, arabasını Natalia'ların evinde durdurduğunda Harry'i beklemeye başlamıştı. Bugün Harry'le beraber randevuya çıkacaklardı, onlarla beraber Zayn ve Liam'da olacaktı orada. Çifte randevu planlarını uygulayacaklardı.

Harry'nin gitmesine kısa bir süre kalmıştı bu yüzden zamanlarını oldukça iyi geçirmeye çabalayacaktı Louis.

Harry, en nihayetinde dışarı çıktığında karşısında kendisini bekleyen arabaya yürüdü ve bindi. İçeri girer girmez kollarını Louis'ye dolamıştı.

''Hey Lou! Çok özledim seni!''

Louis, gülümsemişti ''Sadece 3 gün görüşmedik Harry, ama ben de seni özledim!'' Sarılmasına karşılık verirken konuşmuştu.

Harry, kollarını ayırıp da dudaklarına sulu bir öpücük kondurduktan sonra Louis sürmeye başlamıştı.

''Biz 3 günde birbirimizi özlüyoruz, sen gidince ne yapacağım Harry?'' kafasını yanında ki adama çevirmişti.

Harry, bir süre düşünürmüşçesine bekledi ''Yani mecbur uzak kalacağız, ama işlerim biter bitmez yanına geleceğim Louis. Hatta bir sonra ki tasarımı New York'ta bile yapabilirim!''

Louis, bunu duyunca biraz da olsa içerisinde umutla yeşeren duygularına engel olamamıştı. Restorana vardıklarında Louis arabayı otoparka park etmişti.

Harry, gerçekten New York'a aşık olabilirdi. Özellikle geceleri, bu şehrin farklı bir havası oluyordu ve Harry buna bayılıyordu.

Louis, Harry'nin kapısını açınca Harry düşüncelerinden uyanmış ve hızlıca karşısında ki adamın ellerini tutarak ayağa kalkmıştı. Louis, arabayı kitlemiş ve elini Harry'nin beline yerleştirerek beraber yukarıya doğru çıkmaya başlamışlardı.

Geldikleri restoranın, özel masaları vardı. Bu masalar biraz daha yukarı kısımda kalıyorlardı, diğer masalara göre. Ve bir perdeyle kapanabiliyorlardı.

Harry, içeriye girmiş ve Louis'yi takip etmişti. Tam Louis'nin karşısına oturduğu sırada normal kapıdan içeriye giren Zayn ve Liam'ı görmüştü onlar oraya yönelirken Louis'ye dönmüştü.

''Liam, Zayn'nin sevgilisi mi?''

''Hayır, henüz sevgili değiller. Yeni tanıştılar bizim gibi.''

Harry, anladığını belirten bir mırıltı çıkardıktan sonra Liam ve Zayn yanlarında belirmişti.

Louis, her ikisiyle de el sıkışmış ve Harry'de kısaca Liam'la tanışmıştı.

Liam, inanmayarak Harry'e bakıyordu. Tabii ki Harry bu bakışlara fazlasıyla alışıktı, ilk tanıştıklarında Zayn'de de aynı şeyi yaşamıştı.

Herkes yerlerine oturduğunda ortama bir sessizlik hakimdi, bu sessizliği bozan kişiyse Zayn'di ''Eee ne var ne yok çocuklar?''

Louis, ellerini masanın üzerinde birleştirirken Harry'e bakmıştı ''Aynı, güzel gidiyor Harry'le geçen gece farklılık olması açısından bir otele gittik, güzel zaman geçirdik.'' Sırıtarak anlattığında, Harry'de utangaç bir gülümseme vermişti karşısında ki elmas gözlü adama.

O sırada Harry'nin yanında oturan Liam hızlıca sohbete dahil olmuştu. ''Sessizliğim için kusura bakmayın normalde böyle değilimdir, sadece yanımda gerçekten Harry Styles mı oturuyor, yoksa bir şaka falan mı?''

Harry, kısık bir kahkaha atarken gamzesini göstererek Liam'a dönmüştü ''Herkes aynı şekilde şaşırıyor, sen ilk değilsin. Zayn'le ilk tanışma anımızı görmeliydin...''

Liam'da gülümserken karşısında ki adamın ellerine uzanmıştı masanın üstünden ''Yani, Louis çok şanslı bir adam ama benim kadar değil. Çünkü Zayn gerçekten çok komik biri..''

Mistletoe | Larry StylinsonWhere stories live. Discover now