0.6

344 29 6
                                    


Ebrar Karakurt

Otobüsün camından yolu seyrederken bir yandan da dinlediğim müzikle içimdeki savaşın seslerini bastırmaya çalışıyordum.

Yaklaşık 1 saat sonra final maçım vardı.

Derin bir nefes alırken parmaklarımı kıtlattım ve elime aldığım telefondan bilmem kaçıncı kez saati kontrol ettim.

İçimde uğursuz bir his vardı.

Ama nedenini bulamıyordum.

Final maçındaydık ve rakibimiz iyi bir takımdı evet ama onlarla zaten daha önce defalarca karşılaşmıştık.

Kazanacaktık.

İçimdeki kötü hissin nedenini anlayamasam da bunun beni zayıflaştırmasına izin veremezdim.

Telefonu açarak  kulaklığımdaki müziği değiştirdim.

I'm a motherfuckin' starboy
Let a nigga brag Pitt
Legend of the fall,
took the year like a bandit

Bought mama a crib
and a brand new wagon
Now she hit the grocery shop
looking lavish

Star Trek roof
in that Wraith of Khan
Girls get loose
when they hear this song

A hundred on the dash
get me close to God
We don't pray for love,
we just pray for cars

_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _

Dakikalar sonra final maçı başlayacaktı.

Parmaklarımla dalgınca ayaklarımın altına tek tek dokunduğum sırada yerde ısınan Zehra'nın sesiyle odağım dağıldı.

"Çok dalgınsın, bir sorun mu var?"

Hızlıca kendime gelmeye çalışarak cevap verdim.

"Heh, yoo"

"Aşkım ben senin gözünden anlarım diyeceğim ama buna gerek yok ki. Normalde maç günleri hepimizden enerjik olursun şimdi çıtın çıkmıyor"

Sesim çıkmayınca yanıma, ayağa kalkarak omzuma hafifçe vurdu.

"Dökül!"

Hafifçe omzumu silkerek konuştum.

"İçimde kötü bir his var"

"Niye ki, rakip pasör çaprazı çok iyi falan diye mi?"

Çok mu iyiymiş? nerden çıkmıştı bu şimdi.

Geçen maç gördüğüm duygusuz gıcık kızdan mı bahsediyordu?

Saçmalık.

Kollarımı önümde bağlayıp şımarık bi ses tonuyla  konuştum.

"Yoo ne alaka, hem ben ondan daha iyiyim bikere"

Zehra gülerek cevap verdi.

"Tabii ki aşkım ona ne şüphe. Sen bizim mvp'mizsin, gururumuzsun"

Kollarımı esnetirken sırıtarak cevap verdim.

"E herhalde abla sus biliyorsun"

Keyfim biraz olsun yerine gelmişti.

Kollarımı esnetmeye devam ettiğim sırada
Rakip takım oyuncuları, sahaya birer birer girmeye ve yavaştan ısınmaya başladılar.

Gözlerim takımı süzerken tek tek hepsini inceleyecek zamanım yoktu.

Yavaşça onlara doğru arkamı dönerken göz göze geldiğim rakip pasör çaprazıyla hareket etmeyi durdurdum.

Melissa Vargas

Bir yandan bana bakarken bir yandan da yanındaki sarışın kızın anlattıklarını dinleyip tebessüm ediyordu.

Gözlerinde anlamlandıramadığım bir şeyler vardı. Bir süre daha bana doğru baktı ve sonra yanındaki kıza dönerek bir şeyler söyledi.

Kız bir kaç saniyeliğine bana baktı ve anlamlandırmadığım bir ifadeyle başını Vargas'a geri çevirdi.

Aralarında ne konuştuklarını bilmiyordum ama içimden bir ses benim hakkımda olduğunu söylüyordu.

Önüme dönerek gözlerimle Zehra'yı aradım.

Gerilmiştim.

Aradığımı bulduğumda kenarda koçla bir şeyler konuşuyorlardı.

Yanlarına giderek konuşulanları dinlemeye başladım. Koçun anlattıklarını dinlerken kafam biraz olsun toparlanmıştı.

Önüme bakarak yerime doğru ilerledim.

Bir kaç dakika sonra maç başlayacaktı.

Gözlerimi önümden kaldırarak karşıya doğru baktığımda zaten beni izleyen Rakip Pasör Çaprazı dikkatimi dağıttı ve bende ona bakmaya başladım.

Göz temasımızı bozmadan yavaşça bana doğru ilerlemeye başlamasıyla içimde anlamsız bir gerilme oluştu.

Hatta öyle ki, o bana doğru yakalaşırken aynı oranda gerilememek için kendimi zor tuttum.

İçimden kendi kendime şaşırırken iç sesim konuştu.

"Ebrar?"

"Niye geriliyorsun? Saçmalama kendine gel!"

Gerçekten neden gerilmem gerekiyormuş gibi hissetiyordum ki?

Saçmalıktı.

Hala bana doğru yavaşça adımlarken bende aynı şekilde yere bakarak yavaşça ilerlediğimde sonunda karşı karşıya gelmiştik.

Aramızda 2 adımlık mesafe kalmasının tek sebebi aramızdaki fileydi.

Kirpiklerimin üzerinden gözlerine baktığımda başının eğik olduğunu görmemle kafamı hafifçe kaldırıp daha dikkatli baktım.

Maçın başlamasına 1 dakikadan az kalmıştı ama hala yerine geçmemişti.

Ben hala yüzüne bakarken kafasını hafifçe kaldırdı.

Yüzünde hiçbir mimik yoktu.

Gözleri önce dudaklarıma sonra gözlerime sabitlendiğinde beklemediğim bir şekilde dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı.

Ve bu hafif tebessümü saniyeler içinde yok oldu.

Arkasını dönerek yerine geçmeden hemen önce,
Sadece benim duyabileceğim bir ses tonuyla konuştu.

"Watch me, Karakurt"

Sırıttı ve arkasını dönerek yerine geçti.

______________________________________________________

Burda kesiyorummmmm

Ama kızmayın yarın yeni bölüm gelecek ballar.
Yorum ve oy falan yapsanız cok iyi olur  öpüldünüz ben kaçarr 🌸

𝖄𝖔𝖚 𝕯𝖔𝖓'𝖙 𝕺𝖜𝖓 𝕸𝖊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin