1.6

355 46 29
                                    


Yazım yanlışı ve mantık hataları olabilir anlamadığınız yeri sorabilirsiniz
_
_
_
_
_

Takım otobüsünün camından karanlık geceyi izliyordum, 1 buçuk saat süren uçak yolculuğumuz sonunda bitmiş ve şuan da kalacağımız otele gidiyorduk.

Vargas, yolculuğun kalan süresi boyunca telefonuyla igilenerek beni resmen yok saymıştı.

Her ne kadar bunu haketmiş olsam da, içten içe benimle konuşmasını istiyordum.

Şuanda da, ön koltuğumda oturuyor ve tahminimce müzik dinliyordu.

Otelin önüne geldiğimizde, otobüsün arkasından bavullarımızı alarak Otele doğru ilerledik.

Büyük ihtimalle üçer yada ikişer kişilik odalarda kalacaktık.

Önceden ayrılan odaların anahtarları resepsiyon tarafından koça verildiğinde, koç bazılarımızın eline anahtarları veriyor ve kimin kiminle kalacağını ayarlıyordu.

"İlkin, Elif siz geçen seneki gibi."

Diyerek odalarının anahtarını İlkin'e uzattığında Elif'le aralarında bir şeyler konuşarak gülüşüyorlardı. Elif gülerek

"Kurtuluşun yok benden"

dediğinde ilkin hafifçe kafasına vurup,

"Artık o odadan birimizin cesedi çıkacak bu defa"

Onlar kendi aralarında konuşmaya devam ederken bende eğer geçen seneki düzen devam ediyorsa, bu sene de Zeze'mle kalacağımı düşünüyordum.

Derken Dani, Zehra ve Handeye anahtarlarını vererek benim düşüncemi anında boşa çıkardı.

Zehra "ayy canım oda arkadaşım"

diye Hande'yle uğraşırken Hande kıkırdadı,

"Yalnız Ebrar'ı direkt satman peki" dediğinde bende gülerek ona katıldım.

"İşte Hande görüyorsun, benimde değerim bu kadarmış" dedim.

Zehra sitemlenerek,

"Ya aşkım saçmalama senin yerin hep ayrı biliyorsun" dediğinde omuz silkerek,

"Bilmem, biliyor muyum?" dediğimde Zehra oflayarak bana sırtını döndü.

Hemen tripleniyordu.

Gülerek gönlünü almak için yaklaştığım sırada, Dani yanıma gelerek odamın anahtarını avcuma koydu ve

"Ebrar, Vargas'la da siz birlikte kalıyorsunuz." dediğinde beş saniyelik bir şok yaşadım.

"Evet bu da son anahtardı hadi bakalım odalarınıza, yarın maçımız var."

Vargas, tek elinde valizi ve kulağında kulaklığı ile yanıma geldiğinde hala diğer elindeki telefonuyla ilgileniyordu.

Sanki burada yokmuşum gibi.

Sinir bozukluğuyla onu beklemeden adımlayıp asansorun tuşuna bastığımda arkamdan geldiğini hissediyordum.

Yanıma doğru ilerledi, ve beklemediğim bir şekilde gayet rahat bir hareketle koluma girdi.

Teması irkilmeme sebep olmuştu, ama hala yüzüme bakmıyordu.

Birlikte asansöre bindiğimizde hala başını telefonundan kaldırmamıştı. Kolunu kolumdan çekmeden asansörden indiğimizde odanın kapısını açmam için beklerken de oldukça rahat görünüyordu.

İçeriye doğru adımladığımda, arkamdan gelerek kapıyı kapattı.

Odaya kısaca göz gezdirdim, iki adet yatak ve her iki yatağın kenarında komodinler vardı. Onun dışında, sol taraftaki banyo olduğunu düşündüğüm kapı ve girişin hemen yanındaki yüksek dolap dışında odada başka bir şey yoktu.

𝖄𝖔𝖚 𝕯𝖔𝖓'𝖙 𝕺𝖜𝖓 𝕸𝖊Where stories live. Discover now