1.8

558 42 37
                                    

Yazım yanlışı ve mantık hataları olabilir anlamadığınız yeri sorabilirsiniz

_
_
_
_
_
_

Eda ablanın yanında bir kaç dakika sonra başlayacak olan maç için ısınırken, kafamı arkaya doğru çevirerek saniyeler önce yanımda olan Karakurt'a doğru baktım.

Zehra ile ısınırken laflıyorlardı, yüzü gülüyordu.

Kahvaltıya indiğimizden beri ne yüzüne bakıyor ne de doğru dürüst iletişim kuruyordum.

Gerçi bu benim normal halimdi, ama Karakurt beğenememiş olacak ki daha fazla dayanamayarak Zehra'sının yanına gitti.

Dün gece yaptığı hareketten sonra aramıza mesafe koymaya karar vermiştim ki haklıydım da.

Resmen benimle eğlenmiş, tepkimi ölçmüştü.

Bu hareketi beni kızdırsa da, aynı zamanda kendimle ve duygularımla yüzleşmemi sağlamıştı.

Ona karşı savunmasız bir yanım kesinlikle vardı ve ben, bu yanımı kontrol altında tutarak ondan korumak zorundaydım.

Yoksa olan bana olacaktı.

Neredeyse dolup taşmış olan tribünleri önemsemeden Zehra'nın saçıyla oynayan Karakurt'a daha fazla bakmadan önüme dönüp, ısınmaya devam ettim.

Hoş, onunla da ne tür bir ilişkide olduklarını henüz çözebilmiş değildim zaten.

Bu durum beni sinirlendirse de önemsememeye çalışarak ısınmaya odaklandım.

Karakurt çok garip bir insandı, bir anda aklınızın alamayacağı şekilde yaklaşıyor ve bir anda benden uzak dur diyebiliyordu insana.

İnsanlarla oyun oynamayı çok seviyordu, ama benim sevdiğim tek oyun voleyboldu.

Kızlar ayaklandığında rakip takımın da ısındığını anladım ve ayağa kalktım.

Bir kaç saniye sonra maçımız başlayacaktı.

Aklımı karıştıran şeylerden uzaklaşmak için bir kaç saniye gözlerimi yumdum.

Açtığımda tüm düşünce ve duygulardan arınmış yüz ifademle, maça hazır şekilde yerime geçtim.

Karşı takım servisi kullanacaktı.

Bir kaç saniyeliğine sağıma baktığımda Karakurt ile göz göze geldim.

Gözleri ilk karşılaştığımızdaki gibi saf nefret ve kin yaymıyordu.

Şimdi baktığım gözlerde saf güven ve sevgi vardı, ve bu bende garip hisler oluştuyordu.

Hakem düdüğünü çaldığında, sanki bu anı bekliyormuş gibi bana göz kırparak önüne döndü ve bende aynı hızla önüme dönerek dikkatimi maça odakladım.

***

"Vargaaas!"

Spikerin sesi maç başından beri milyonuncu kez ismimi haykırdığında, kızlarla birkaç saniye sarıldıktan sonra soğukkanlılıkla servis için sahada ilerledim.

"Ve Türkiye için maç sayısı"

Bizim için setin ve aynı zamanda maçın son sayısındaydık eğer bu sayıyı alırsak 3-0 yenerek çok temiz bir galibiyet elde etmiş olacaktık.

Karakurt'la bir kaç saniye bakıştığımızda, gözlerinden aldığım güvenle servisi kullanmak ve maçı bitirmek için hazırdım.

Düdüğün sesi kulaklarımı doldurduğunda, topu elimde çevirdim ve tüm gücümle servisi kullandım.

𝖄𝖔𝖚 𝕯𝖔𝖓'𝖙 𝕺𝖜𝖓 𝕸𝖊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin