0.8

371 40 17
                                    

İçimde bir şeylerin cız etmesiyle karşımda bana bakan kızla ne yapacağımı şaşırmıştım.

Hala dolmuş gözleri ve hafif çatık kaşları ile gözlerime bakarken yutkundu, ve hızla başını eğerek bana arkasını döndü.

Ağlıyordu.

Karakurt'u ağlatmıştım.

Ne hissetmem gerektiğinden emin değildim ama şundan emindim, bunu istememiştim.

Şuan iyi hissetmiyordum. Kazandığım için mutlu olmalıydım ama değildim.

Aksine bir şeyleri kaybetmiş gibi hissediyordum.

Arkasını dönüp ilerlediği sırada 18 numaralı kızın yanına doğru gitti, daha fazla bakmadan önüme döndüm. Huzursuz hissediyordum.

Takımın yanına doğru ilerledim.

Ana ve Eda abla mikrofonlara bir şeyler konuşuyorlardı.

Arina ve Gizem ablanın yanına kenara ilerledim.

Bizimde Röportaj vermemiz gerekiyordu.
Keyfim olmadığını belli etmeden yanlarına geldiğimde ikisi de kocaman gülümsedi ve Arina koluma hafifçe vurup

"Harikaydın mvp" diyerek güldü.

Tebessüm ettim ve

"Hepimiz öyleydik" dedim.

Mikrofon ve kameralar bize doğru yaklaştığında, başımı eğerek hafif bir iç çektikten sonra tekrar kameraya bakarak tebessüm ettim.

Arina sorulan soruları cevaplayarak bir şeyler söylüyordu ama kafam burada değildi.

Gözlerimin önünde hala Karakurt'un ağlamak üzere arkasını dönmeden önceki son görüntüsü vardı...

_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _

Ebrar Karakurt

Elimin tersiyle gözlerimdeki yaşları sildiğim sırada Zehra da benden farksızdı.

"Kazanmalıydık"

Koç yanımıza geldiğinde Cansu da bizi teselli etmeye çalışıyordu ama daha kendini bile teselli edemediği apaçıktı.

"Elimizden geleni yaptık kızlar ve 2. olduk.
Bu kadar yıpratmaya değmez kendinizi"

Gözlerimi yere, ayaklarıma dikerek konuştum.

"Elimizden geleni değil daha fazlasını
yapmalıydık"

Zehra eliyle omzuma dokundu ve gözlerimi yerden kaldırmama sebep oldu.

Kollarını bedenime dolandığında bunun bir teselli sarılması olduğunu bilmek acıtıyordu.

Kollarımla bedenini sardığımda artık ağlamayı kesmemiz gerektiğini biliyorduk.

Kameralar bir yerlerde bizi çekerken bu kadar ağlamaya hakkımız yoktu.

İkimizde sarıldığımızda boşluk anından faydalanarak gözlerimizi sildik ve ayrıldık.

Başımızı kaldırdığımızda büyük ihtimalle kamera göz yaşlarımızı yakalayamamıştı.

Ancak kızarmış gözlerimiz herşeyi anlatıyordu zaten.

Yine de kameranın beni ağlarken çekmesini istememiştim.

Normalde bunu asla umursamazdım ama, onun beni ağlarken görmesini istemiyordum.

Evet, Melissa Vargas beni çok fena ağlatmıştı.

Ve bunun bir karşılığı olacaktı.

Nedenini bilmediğim bir şekilde bu maç sanki bu kadar iyi oynamasının sebebi benim rakibi olmammış gibi hissediyordum.

Aslında nedenini bilmiyor da değildim, nedeni gayet açıktı.

"Watch me, Karakurt"

Maç başında sanki bizi yeneceğinden eminmişçesine bana söylediği o iki kelime hala kulaklarımda yankılanıyordu.

Hissettiklerim ve yaşadıklarım beni ondan her ne kadar nefret ettirmiş olsada, bir yanım onunla iletişime geçmeyi deli gibi arzuluyordu.

Zehranın beni dürtmesiyle düşüncelerimden ayrıldım ve elimi tutmasına izin verdim.

Çok dalgındım.

O önde ben arkada çıkışa doğru gidiyorduk, daha doğrusu beni hafifçe çıkışa doğru sürüklüyordu.

Otobüse bildiğimizde koltuğa oturduğum gibi Zehra'ya beni uyandırmasını işaret ettim ve hem düşüncelerimden hem gerçeklikten kaçmak için hep yaptığım şeyi yaparak gözlerimi kapadım.

Uyku beni yavaş yavaş içine çekerken kapadığım gözlerimin önüne, dolmuş gözlerime garip bir ifadeyle bakan Vargas geldi tekrardan.

Acaba bana öyle bakarken ne düşünmüştü?

Bana acımamıştı, değil mi?

Ben bunları sorgulayamadan bilincim bulanıklaştı ve uyku beni tamamen etkisi altına aldı.

_____________________________________________________

Bu bölümü de burda bitiriyor ve uyumaya gidiyorum ballarr. Bu arada yorum ve oylarınız beni aşırı derecede motive ediyor

Bölüm boyu sadece 2 yorum bile olsa mutlu oluyorum gerçekten

En kısa sürede yeni bölümde görüşürüz <3

𝖄𝖔𝖚 𝕯𝖔𝖓'𝖙 𝕺𝖜𝖓 𝕸𝖊Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ