1.0

332 35 15
                                    


Ebrar Karakurt

Bir yandan başkanın söylediklerini dinlerken bir yandan da sağ yanımdaki esmer kızı inceliyordum.

Ciddi bir yüz ifadesi ile başkana kulak vermiş sanki ben hiç burda değilmişim gibi konuşulanları dinliyordu. İçimde ona karşı anlamlandırmadığım hisler vardı ama bir yanımın onu köşeye çekip hesap sormak istediği kesindi.

Kulağına fısıldadığım cümleden sonra gözlerinde gördüğüm saniyelik gerilme ve şokun yerini hemen soğuk bir duvar almıştı yeniden. Ama anlamıştım,

Unutmamıştı.

Benim unutmamam normaldi, sonuçta bana verecek hesabı vardı.
Ama onunda unutmamış olması işime gelirdi.

Dolgun dudakları, tamamen odaklanmış olduğu için hafif aralıktı ve ciddi durduğunda bile sanki yukarı doğru kıvırılmış gibi duruyordu.

Güzel bir manzara.

Dirsekleri masaya yaslanmış, elleri yukarıda, çenesinin altında serbest şekilde duruyordu.

Hakkında ne hissedeceğimi kesinlikle bilmiyordum.

Bir intikam duygum kesinlikle vardı ve bir yanım kesinlikle merak ediyor, hesap sormak istiyordu.

Ama şuan onunla aynı takımdaydık ve bu düşünceyi bir süreliğine rafa kaldırmak, dürtüselliğimi dizginlemek zorundaydım.

En azından bir süreliğine.

"Ebrar ve Vargas"

Koç'un sesiyle düşüncelerimden sıyrıldığımda Vargas'ta başını dikkatle koça çevirmişti.

"İkiniz için de bir pozisyon değişikliğimiz olacak."

Ne?

Neyden bahsediyordu. Anlamaz gözlerle baktığımda, Vargas çoktan durumu kavramış gibi görünüyordu, ve koç devam etti.

"Biliyorsunuz ki bir takımda iki pasör çaprazına yer yok ve gerekte yok"

"Bu yüzden aranızda mevki değişikliğine karar verdik. Ebrar, bundan böyle smaçör pozisyonunda oynamanı istiyorum."

Ne saçmalıyordu bu?

"Smaçör mü?, Dalga mı geçiyorsunuz?"

Zehra uyaran gözlerle bana bakmıştı ama şuan umurum dışıydı. Sesimin sert çıkmasına engel olmıyordum çünkü  kan beynime sıçramıştı.

Kendimi çok zor tutuyordum ve Vargas'tan tarafa bakmamaya çalışıyordum.

Çünkü bakarsam boğazına yapışacaktım.

Koç panik olmuş kendince bir şeyleri bana açıklarken asla dinlemiyor, sadece derin nefesler alarak sakin olmaya çalışıyordum.

Böyle bir saçmalık olamazdı.

Bulunduğum pozisyonda oynamak için senelerce çalışmıştım ben. Eğer smaçör olmak isteseydim olurdum zaten.

Üstelik sırf takıma yeni biri geldi diye beni mevkimden etmeleri beni daha da sinirlendiriyordu.

Sanki o benden daha iyiymiş gibi.

İçimde yine bir ateş yanarken düşündüm.

Melissa Vargas

Artık bu saatten sonra benden korksa iyi ederdi.
Zira artık sabrım kalmamıştı.

Koç sorunun çözüldüğünü zannetmiş olacak ki bir kaç kişiyle ve başkanla da konuştuktan sonra toplantıyı sonlandırıldılar.

Herkes yavaştan kalkarken sadece önüme odaklandım ve sandalyemi iterek ayaklandım.

Zehra yanıma gelip eliyle koluma dokunduğu sırada hafifçe itirerek kolundan kurtuldum ve elimde olmadan sert bir sesle,

"Şimdi değil, Zehra" dedim.

Şuan sadece yere bakıyordum ve sinirimi insanlardan çıkarmamaya çalışıyordum.

Koridora çıkmadan önce oyalanmak için lavaboya uğradım, çünkü çıkışta insanlar ile iletişim kurmak istemiyordum.

Aynada sinirden kızarmış suratımı görmezden gelerek musluğu açtım ve yüzüme soğuk suyu çarptım. Kendime gelmek ve yatışmak için bunu defalarca yaptım.

Tam o sırada kapının kapanma sesini işittiğimde suyu kapattım. Ayak sesleri kulağımı doldurdu.

Kafamı kaldırarak aynadaki yansımadan arkamdaki kişiye baktığımda, o da bana bakıyordu.

Yetmedi mi? diyordum içimden. Yaptıkların, sebep oldukların yetmedi mi?

İçimden sabır çekerek önüme dönüp kopardığım kağıt havluyla yüzümü kurularken bana doğru adımlamaya başlamasıyla sinirlerim hepten tepeme çıktı.

Ben hala önüme bakmakta ve arkamı dönmemekte diretirken iyice yaklaşarak tam arkamda durdu.

"Karakurt"

Sesi, beklediğimden daha nazik çıkmıştı.

Buruşturduğum kağıt havluyu yanımdaki çöp kovasına atarken, bir adım daha yaklaşmasıyla artık sabrım taşarak hızla arkamı döndüm.

"Senin benimle derdin-"

Cümlem yarıda kalmıştı, çünkü bu kadar yakın olmamızı beklemiyordum.

Gözlerim gözlerine ve ardından dudaklarına doğru kaydığında karşımda gerildiğini hissedebiliyordum.

Aralık dudaklarından kaçan nefesi tenime değdiği an, sanki elektrik çarpmış gibi geri çekildim.

"Benden ne istiyorsun?"

Yüksek sesle sorduğum soru karşısında benim aksime sakince cevap verdi.

"Sadece nasıl olduğunu merak ettim, toplantıda iyi görünmüyordun"

"Sayende!"

Dudakları bir şeyler söylemek için aralandığında parmağımı dudaklarına bastırdım ve artık dizginlemekte zorlandığım sinirimle konuştum.

"Bak, benimle ne derdin olduğunu bilmiyorum
ama zaten seni gördüğüm ilk günden beri başıma gelen her kötü şeyin sebebisin,

o yüzden kendi iyiliğin için çeneni kapa ve uzaklaş benden çünkü sabrım artık taşmak üzere."

Üzerine basarak söylediğim sözlerden sonra elimi dudağından çektim ve arkama bakmadan çıktım.

____________________________________________________

Ben geldiiiiimmm

Biraz uğraştırıcı bir bölüm oldu
(watty kaydetmediği icin baştan yazdım falan)

ama olsundu

Oy ve yorum bırakmayı unutmayınn yeni bölümde görüşmek üzere ballar 🌸

𝖄𝖔𝖚 𝕯𝖔𝖓'𝖙 𝕺𝖜𝖓 𝕸𝖊Où les histoires vivent. Découvrez maintenant