11|Havuz

910 58 15
                                    

Pelin Eroğlu

"Başım ağrıyor,kaç dakika kalmış abla?"Yattığım koltuktan Eda ablaya seslendiğimde yanıma gelip bana doğru eğildi."Canım bir on dakika kalmış,kalk sende yatma böyle.Miden bulanacak yoksa."

Zar zor doğrulduğumda derin nefesler almaya başladım.Uçaktan inmemize bir saat kala baş ağrım başlamıştı,fenalaşmıştım kısacası.Eda abla bana ara ara su içiriyordu.

Zor bela atlattığımız on dakikada hotelin önüne varmıştık.Herkes otobüsten inerken Eda abla montumu giydirip çantamı kızlardan birine emanet etmişti.Koluma girip bana destek verdiğinde derin nefeslerle yürümeye başladım.Otobüsten indiğimizde gözüme bir kaç Fenerbahçe formalı taraftar çarpmıştı.Zoraki onların bu haline gülümsediğimde hotelin girişine yaklaşırken bir taraftar bağırmıştı.

"Pelin iyi misin!"Eda abla iç çektiğinde onlara döndü."Fenalaştı arkadaşlar istirahat edecek."

Yanımdan bir kaç Galatasaray oyuncusu geçtiğinde yanımdan Barış'ın sesini duymuştum.
"Pelin iyi misin?Noldu Eda abla?"Benim cevap veremeyeceğimi anladığında yanımdaki Eda ablaya dönmüştü.Eda abla Barış'a gülümseyip cevap verdi."Fenalaştı Barışcım,oluyor arada.İlaçları var onları içirip uyutacağız."

"Hadi ya,var mı yapabileceğim bir şey?Termal havuz varmış oraya girsin rahatlar belki?"İyi fikirdi aslında,bilmem yapsak mı?

"Aa süper,kahvaltıdan sonra gönderirim ben onu.Teşekkürler Barış."Barış gülümsediğinde bende sakince gülümsemekle yetindim."Ne demek abla,haberdar edersiniz beni mutlaka.Görüşmek üzere."

Barış yanımızdan gittiğinde Eda abla beni odama bırakmıştı.Oda arkadaşım Ana'ydı.Biz genellikle ona Cris diye seslenirdik.

rastlantı

"Tamam Stef,çıktım şimdi.Alırım ilaçlarımı."

Telefonu kapatıp asansöre bindiğimde derin bir nefes aldım.Takım şu anda antrenmandaydı,ben ise bünyem antrenmanı kaldıramayacağı için dinlendiriliyordum.Üç saat uyuduktan sonra uyanıp termal havuza gidiyordum şimdi de.Barış'ın dediği gibi.

Zemin kata indiğimde ingilizce yazıları takip ederek termal havuza varmıştım.Üzerimdeki elbiseyi çıkarıp astığımda havlumu şezlong'a koyarak havuza doğru ilerledim.Havuz doğal olarak kapalıydı ve kimse yoktu.Zaten hotel bizler için kapatılmıştı ve bütün takımlar antrenmandaydı.

Havuza girdiğimde tüm bedenimi sokmam ile kaslarım yavaş yavaş gevşemeye başlamıştı.Ellerimle enseme masaj yaparken bir anda soğuk ellerin enseme değmesiyle çığlık attım.Arkamı döndüğümde gördüğüm kişiyle derin bir nefes alıp gözlerimi devirdim.

Bana gülen Barış'a baktım."Ya salak!Sessiz sessiz gelinir mi?"

"Sende ne ürkek çıktın Pelo ya."Bana söylenirken gözlerimi devirdim bu haline.İzmir'de geçirdiğimiz günden sonra arayı ısıtmaya başlamıştık.Bana "Pelo" demeye başlamasından kolaylıkla anlayabilirdiniz zaten.Hoş,rahatsız değildim.Barış'la aramızda bir samimiyet vardı.

Barış merdivenlerden havuza girdiğinde gözlerimi vücudunda gezdirdim,oldukça formda bir vücudu vardı,doğal olarak.

Yaslandığım mermere o da benim gibi yaslandığında dirseklerini arkasındaki mermere attı.Bende mermere dönük,yan bir şekilde ona bakıyordum."Nasılsın?Daha iyi oldun mu?"Başımı 'yani' dercesine iki yana salladım.

RASTLANTI | Barış Alper YılmazOnde histórias criam vida. Descubra agora