19|Davetsiz Misafir

759 60 5
                                    

Pelin Eroğlu

"Hoş geldin Pelinim."Barış'ın uykulu sesi ile kıkırdarken yanağından öperek içeri girdim.Montumu ve ayakkabımı çıkarırken o ise vestiyere yaslanmış gözleri kapalı beni bekliyordu."Barış yuh ya,şu haline bak."Ben onun uykuya mahrum haline söylenirken o gözlerini açıp bana kollarını sardı.Tamam ikimizde sporcuyduk ve kas kütlemiz barizdi ama galiba Barış benden bir tık daha kalıplıydı,bu yüzden kollarının arasında kapana kısılmıştım.

Bende kollarımı onun boynuna sararken başını boyun girintime sokarak bir kaç kez orayı öptü."Ne varmış halimde?"Söylediğine gülüp ondan ayrıldım."Git bir elini,yüzünü yıka Barış Allah aşkına.Pablo nerede?"Açık tutmaya çalıştığı gözleri ile salonu işaret ettiğinde onu merdivenlere iteleyip salona girdim ve koltukta yatan Pablonun yanına gittim."Pablo oğlum,senin bu baban salak mı?"

Pablo yattığı yerden kalkıp kucağıma çıktığında vücudumu koklamaya başladı.Büyük ihtimalle o kadar geçen süreden sonra hayvan varlığımı da unutmuş kokumdan tanımaya çalışıyordu.

Pablo yüzüme doğru çıkıp beni yalamaya başladığında gülüp onunla oynamaya başladım.Göğüslerimin üzerinde duran köpek bir anda iki el tarafından çekildiğinde Barış'a döndüm.

"Oğlum o senin annen annen,utanmadan yalıyor bir de kerata."Barış,Pablo'nun kıçına hafifçe vurup onun oyun oynadığı bölüme gitmesini sağlarken elini bana uzattı."Hadi kahvaltı!"

Elini tutup kalktığımda beni belimden yönlendirerek mutfağa soktu.Gördüğüm masa sırıtmamı sağlarken onun oturacağı sandalyenin hemen karşısına oturdum.
"Kahvaltı anlayışımız mı uyuşuyor?Yoksa sen benim sevdiğim şeyleri mi biliyorsun?"

Barış yüzüme sinsi sinsi baktığında ikinci olduğunu her halinden anlamıştım.Bu haline güldüğümüzde kahvaltıya ve aynı zamanda sohbetimize başladık."Ne mevkide oynuyormuşsun bugün maçta belli oldu mu?"Sorduğu soru ile omuzlarımı silktim.

"Bir şey demedi hoca ama pasör oynarım gibi gözüküyor.Senin belli mi?"Barış başını olumlu anlamda sallarken çayından bir yudum alıp ardından sorumu cevapladı."Forvet."

"Tüh,kale dolu herhalde."Dediğime sesli bir kahkaha patlattı ve ardından ekledi."Bir Barış Alper kolay yetişmiyor."Dediği ile kaşlarımı havalandırdım."Replik çok tanıdık geldi.."

Dediğimle Barış yüzünü buruşturdu."Gelir tabi...Bugün senden bir şey istiyorum."Usul usul konuşması ile kaşlarımı hafifçe çatarak ona baktım.O ise dudaklarındaki gülümsemeyi eksik etmeden bana eli ile 'bir dakika' işareti yapıp beklememi istedi.Mutfaktan çıkıp geri döndüğünde elinde bir siyah kutu belirmişti.

Tekrar karşıma oturup bana baktığında ben gözlerimi kutuya dikmiştim."Ya Pelo..Hani maçıma geliyorsun,desteğini zaten hissediyorum.Ama görmek benim için ayrı bir güzel olur.Eğer sende kabul edersen giymeni çok isterim."

Kutuyu bana uzattığında yüzümdeki tuhaf gülümsememi sakınmadan kutuyu açtım.Galatasaray forması ve hemen altındaki milli takım forması görüş açıma girerken boğazımı temizledim."Barış ya..Teşekkür ederim,çok güzel düşünmüşsün sevgilim ama ben bu Galatasaray formasını hayatta giyemem."

Barış dudaklarını birbirine bastırıp omuz silktiğinde dudaklarını araladı."Tahmin etmiştim.Önemli değil ama sende haklısın tabi.Fenerbahçe oyuncususun sonuçta."Dediğine gülümsedim ve başımı salladım."Medya'nın hemen öğrenmesini istiyor muyuz ki?"Sorum ile Barış her şeyi hatırlamışçasına dişlerini gösterdi."Hassiktir,o vardı bir de değil mi?"

Usulca başımı sallayarak onu onayladım."Olsun,bulunmuş olur.İlla bir gün giyeceksin nasıl olsa."Dediğinin ardından gözünü kırptığında gülümsedim ve başımı salladım.Formaları dikkatlice kutuya yerleştirip masadan kaldırdığımda kahvaltıya devam ettik.Bugün yeni yılın ilk maçına çıkıyorduk,her ikimiz de.Önce Barış'ın maçının bir kısmını izleyecek sonrasında da kendi maçıma geçecektim,aynı anlaştığımız gibi.

"Seni eve bırakayım mı yoksa beraber mi geçeriz stada?"

"İkimiz de kendi arabalarımızla geçeriz stada ya,maçtan sonra da bakarız bir çaresine."Dediğimle gülümsedi ve başını olumlu anlamda salladı.

"Hadi hemen bitir kahvaltını,daha seninle fifa oynayacağız."Dediğiyle omuzlarımı düşürdüm,neydi erkeklerin bu fifa sevdası?

rastlantı

"Ya Barış!Bırak atlama topumun önüne!"Barış'ı kolum ile ittirirken o kahkaha atmakla meşguldü."Koş işte Pelo,öğrettim o kadar."Dediğiyle oflayarak oyun kolunu koltuğa bıraktım.Hayatımda ilk kez-Emreyle oynayıp kaybettiğim zamanları saymazsak-bir futbolcuyla fifa oynuyordum ve başa çıkması çok zordu.Zaten konsantre olamamıştım!

Ben oflarken Barış oyunu durdurup koltukta geriye gitti ve beni bir anda belimden tutup kucağına çekti.Ani hareketi ile ağzımdan ufak bir çığlık kaçarken kucağına yerleştiğimde altımda hissettiğim sertlik ile gözlerimi kocaman açmıştım.Neyse ki Barış bu komik hallerimi görmüyordu.O koltuğa attığım oyun kolunu alıp önümde tuttuğunda omzumun üstünden anlatmaya başlamıştı.

"Bak bununla şut çekiyorsun,aman diyim abanma.Bununla gol sevinci.."Barış anlatmaya devam ederken benim aklım ve dikkatim hala altımda hissettiğim sertlikteydi.Ayrıca bundan dolayı olsa gerek yanaklarıma kanın hücum ettiğini,vücuduma bir ısı yayıldığını hissedebiliyordum.

"Pelo,dinliyor musun sen beni?"Barış'ın sesiyle gözlerimin kitlendiği ellerinden ayılarak gözlerine baktım."Ha,evet evet.Şeymiş işte-"

"Neymiş?"Barış bir anda sorduğunda dudaklarımı birbirine bastırdım,o bu halime sırıtırken dudaklarımı dilim yardımıyla ıslatarak kucağından kalkmak için bir hamle yaptım ama elleri sertçe kalçama gitmiş beni az önce kalkmaya çalıştığım yere geri sabitlemişti.

Barış omzumun üstünden kulağıma yaklaşarak fısıldadı."Senin kafan başka yerlere mi gitti?Yoksa maç heyecanı mı?"Sorduğu soruyla gülümsedim ama bunu gizlemek istercesine dudaklarımı birbirine bastırmaya çalıştım.

"Heyecan ya,heyecan evet."Dediğimin ardından gergince gülümserken Barış bu halime gülümseyerek omzuma bir öpücük kondurdu.Ben onun öpücüğü ile gıdıklanarak kıkırdarken o omzumdan boynuma doğru yol almıştı."Barış.."

Zar zor duyulacak şekilde fısıldadığımda Barış ağzından bir kaç mırıltı çıkardı.
"Söyle güzelim?"O tam kulağımın hizasındayken kucağında dönerek yüzlerimizi eşitledim ve dudağımı ısırdım."Bugün gol atma tamam mı?Puan kazanmayın."Barış'ın dudakları düz bir çizgi halini alırken dudaklarımı birbirine bastırarak masumca bir tebessüm gönderdim.

"Pelo sen niye Galatasaray'lı değilsin ki?"Dediği ile gözlerimi belerttim.
"Ya Barış..Atma sen,git Şampiyonlar liginde at gavur takımlarına."Barış dediğime güldü."Başka yerde gol atsam?"Dediği ile kaşlarımı çatarak ona yaklaştım."Nerede?"

Barış da yüzünü bana yaklaştırdığında gülümsedim."Odamda."Dediği ile gülümsemem solarken oflayarak koluna vurdum."Aklınız fikriniz aynı yerde,bütün erk-"

Kapının alacaklı gibi çalınması ile önce kapıya sonra da birbirimize baktık.Barış koltuk altımdan tutup beni kaldırdığında tekrar koltuğa bırakmış kapıya ilerlemişti.Kapının açılma sesi geldiğinde aşina olduğum kişilerin sesini duydum.

"Günaydın!Kahvaltı yaptın mı?"Kerem'in sesi ile gülüp burun kemerimi sıkarken salona giriş yapmışlardı.Berkan ve Kerem'in ardından giren kişi ile birbirimize şok içinde baktık.

Onun burada ne işi vardı?

.
.
.
Düşünce ve fikirleriniz?

Sizce kim geldi?

RASTLANTI | Barış Alper YılmazWhere stories live. Discover now