Kıskanç Varlık

1K 34 0
                                    

Sinirle yemeğimi yemeğe devam ederken onun kan içmediğini gördüm.
"İçsene."
"Sen rahatsız oluyorsun."
"Şimdide melek mı kesildin başıma."
"Ne alaka."
"Boşver." Yemekten kalkıp odama doğru gitmeye başladım.
"Nereye."
"Sence."
"Yardıma ihtiyacın olursa çağır." Deyip göz kırptı. Gözlerim sonuna kadar açıldı. Pis sapık varlık.
"Ay hoşt. Ne yardımı." Kapıyı kapatıp üzerini giyinmeye başladım. Ben aşağı inince beni süzdü gösleriyle.
"Sapık varlık ne oldu ilk defa mı görüyon."
"Güzel olmuşsun."
"Sağol- yani sana mı kaldı benim güzelliğim!" Bu varlık benim aklımı karıştırıyor.
"Hadi çık dışarı evi kilitliycem. Gerçi sen yinede çıkarsın." Dedim ve kapıyı yüzüne kilitleyip dışarı çıktım. Arabaya binip okula doğru sürmeye başladım.
Okula gelip sırama oturduğum anda yine bir ağırlık oluştu yanımda. Tam yine varlığa sövücektim ki yanımdakinin o olmadığını gördüm. Başka bir... Taş mübarek o kaslar ne öyle.
"Selam." Dedi. Ay gülüşe bak
"Merhaba."
"Tanışalım mı?"
"Niye?" Heh. Aferim kızım ortamın içine ancak bu kadar sıçabilirdin.
"Yani. Seninle tanışmak isterim."
"İsmim Lara." Yeterli bence
"Bende Kaan. Memnun oldum Lara."
"Bende." Dedim gülümseyerek. O sırada gözüm kapıya kaydı. Efe beni kırmızı gözleriyle izliyordu. Salak varlık sinirlenmiş sanırım biraz. Bu beni daha da gülümsetirken çocuğa biraz daha yaklaştım.
"Neler yapmaktan hoşlanırsın." Çocuğa yavşadığımı belli etmek için elimi eline koydum. Efenin boynunda damarlar belirmeye başlamıştı. Evime dalmayı göstercem sana.
"Hmm aslında-" Varlık yanımıza bildiğin ışınlanıp Kaana tokat atmıştı.
"Noluyo be. Efe napıyon salsana çocuğu."
Beni gram dinlemeyen varlık yere düşen çocuğu yumruklu yordu.
"Sen kimsin lan."
"Seni ilgilendirmiyo." Efeye yumruk atmıştı. Gerisi tam bir kaos...
Müdürün odasının önünde bekliyordum. Yere çökmüş Efenin delirmiş halini hatırlayıp gülüyordum. Müdürün kapısı açıldı ve ikisinde odadan çıktı. Efe gülerken Kaan hızla orayı terk etti.
"Noldu. Ay nolur okuldan kovuldum de."
"Tam tersi oldu güzelim."
Nasıl yani Kaan mı kovuldu. E çocuğun suçu yok.
"Nasıl becerdin."
"Orası bende kalsın." Pis varlık kesin bişe yaptı. Zaten çocuk Efeye sadece bir kez vurabilmişti...
"Gözlerin kırmızı oldu varlık."
"Yine mi ya." Kafasını yere eğdi.
"Ne yine mi?" Şuan burdan gitmiş olmam gerekiyordu ben niye hala burda bu varlıklayım!
"Kan içmem lazım..."
"Ay höst!" Beni yemez dimi bu.
"Sana zarar vermem. Ama belki Kaan-"
"Aklından bile geçirmez."
"Neden ondan hoşlandın mı?"
Kırmızı gözlerini bana çevirmişti. Niye şuan hayır demem lazım gibi hissediyorum.
"Sanane." Yeniden yere baktı. Ben gidiyorum derse falan giremem
"Gidiyorum ben."
"Beni böyle mi bırakıcaksın."
Evet desene. Diyemiyorum.
"Off. Belasın varlık. Ben nerden bulucam sana kanı."
"Çantamda var." Çantan nerde.
"Sınıfta."
"Tövbe estağfurullah zihnimi okudu." Sınıfa koştum. Çantasından kan alıp ona götürürken sınıfın aşırı derecede salak kızı Fulya karşıma çıktı.
"O ne öyle ya."
"Fulya git başımdan"
"Kan mı ne o" dedi korkarak.
"Yok be ne kanı. Ee vişne suyu o." Ordan koşarak uzaklaştım. Allah'ın gıcık kızı her boka burnunu sokuyo
Efenin yanına gelip yere çöktüm.
Gözlerini kapatıp öylece duruyodu.
"Efe ay varlık öldün mü."
"Hayır. Hala kırmızı mı." Bana baktı.
"Evet." Elimdeki kanı görünce kırmızı gözleri dahada koyulaştı. Elimden aldığı gibi kanı içmeye başladı.
"Afiyet olsun ne diyim."
"Sağol minik."
"Minik senin-"

Beni BulduWhere stories live. Discover now